30 Kasım 2011 Çarşamba

Gittiler..

   Gidiyorlar diyemeden gittiler..1 hafta dediğin nedirki?Bir çırpıda geçiverdi.Çalışıncada hiçbirşey anlamadım desem yeridir.Öğleden sonraki erken çıkmalarımızda dakikaları saydık.Biran önce biraraya gelip güneşli günlerin öğleden sonraki son saatlerini değerlendirmek adına.
   Anne mamalarından yedik.Sohbetler,anılar gırla idi..Antalyada bu vakitte ne yapılır?Bol bol gezilip çocukların bu güzelim havalardan faydalanması sağlanır...Herşey bir yana,yapılacak çok şey bulamasakta birarada olmak herşeye değerdi..


     Zeki Berke ile Ilgın oynamadıkları kadar parklarda oynadılar...İstedikleri kadar kirlenerek...




     Pikniğimiz güzeldi..İşyerinin ve yoğunluğun stresi beni ilk dakikalarda esir alsada sonrasında atlattım gibi oldum..


     Büyük gelin demek,her alanda faal olmak demek:)


    Geçenlerde gittiğimiz Belenbaşı çiftliğine gittik.Çocuklar için keyifli geçsin diye...Sakin,doğal ortamda hayvanlarla oynayıp oyun parkında eğlendiler.Bizlerde güneşin verdiği sıcacık enerjiyle huzura bıraktık kendimizi..




     annem ve gelinleri..


        Sahilde dinlence...Annem denizin sesinin yorgunluğa iyi geldiğini duymuş...Beni ise uzun sürede yoruyor nedense..


      Biz mısırlarımızı yerken çocuklar denizi taş ile doldurmak için uğraştı:))



İki taşın arasında annem bugün gitmeden çok sevdğimiz ıspanaklı ve patatesli gözlemelerinden döktürmüş ellerine sağlık..

Devamı yarına dostlar.Henüz onlar yerlerine varmadan bu postu atmak istememiştim ama sağolsunlar memleketten ısrarla post isteği olunca dayanamadım:))..Dayanamadığım birde çabucak gitmeleri oldu...

Şimdi bu duygularla aşağıdaki türküyü benimle dinlemezmisiniz lütfen?Ben kendimi koyverdimde şu dakikalarda..
   
23 Kasım 2011 Çarşamba

Geliyorlar!


  Annem,Asiye (kardeşimin eşi),yeğenim Zeki Berke...Yarım saat önce yola çıktılar bile.Çok mutluyum!Bir süreliğine uzakları yakın edecekler bize.Özlediğimiz sohbetleri,yemekleri:),sevgileri...En önemlisi kendileri...Babamında gelmesini çok isterdim.Kazadan sonra o kadar uzun yolu gözü yememiş.En kısa zamanda onuda görmeyi umud ediyorum..
Çalışmasam iyiydi.Yoksa çok isterdim yarın sabah geldiklerinde hep beraber bir kahvaltı yapmayı,uzun uzun kahvaltı sohbetleri yapmayı.Neyse,artık öğleden sonra özlem gideririz bizde...Şimdiden kafamda 40 tane plan var.Ne yapsak,nerelere gitsek,gezmek için hava yeterince sıcak olurmu?Ne pişirsem,akşam olunca ne yeriz çayın yanında...Düşünür dururum artık.Bugün temizliğimide yaptım.Onlar geldiğinde birde temizlikle uğraşmak istemiyorum.Zaten öğleden sonraları kısıtlı zamanımız olacak.Havada erken karardığı için,güneş batmadan ne yapsak kardır:)
Çoook sevinçliyim çook!..Sizleri ihmal edersem şimdiden bağışlanmamı isterim dostlar.Ben böyle ailemden birileri geldiği zaman kendimi kaybederim işte:))Koparım herşeyden,onlara odaklarım kendimi.
  Annemle geceyarılarına kadar sohbet;eskilerden,dayımdan,teyzelerden,komşulardan,bayramdan,düğünlerden,derneklerden,Erciyesten,Kayseriden,soğuktan,bayramdan,çocukluktan,babamdan,anneannemden bahsetmek..Nasıl özledim bir bilseniz.Asiye hele senin o çocukça kahkahan:)Zeki Berke;senin o efe efe hareketlerine halacığın ölür:)..
  İyice koptum ben..Biri bağlasın:)



   Annem gelince döktürür yine bende güzel güzel resimlerim:)..

    Assiiiiii!!..Gel artık çok özledim kız...Hepimiz çok özledik...
19 Kasım 2011 Cumartesi

Bir gıdımcık nefes..

    Bunaldım,boğulmak üzereyim sanki(Allah korusun)..Havalarda gitgide soğuyunca sanki treni kaçıracakmışım gibi izinsiz işyerinde geçirdiğim saatler ızdırap olmaya başladı.Son güzel havalar birdaha geri gelmeyecekmiş gibi depresif bir alarm durumu içerisindeyim:)..Üf deseler alınıyor,sinirleniyor,bağırıp çağırmaya başlıyorum..Etrafımdakilerde hassasiyetimin farkındalığını istemedende olsa artırdığından dolayı küçücük bir bebeğe davranır gibi davranıncada kendimi iyice geçimsiz ve huysuz,şımarık hallerle haşrolan pimi çekilmiş bomba gibi görmeye başladım:))..
   Aile efradımın ses tonunun yanlış bir şekilde detone olması bile beni çıldırtmaya yetip artırıyor.N'ooldum ben böyle??..Efem ufacık durumlarda bir surat asmalar,gülememek için sanki kendini zorlamalar,dünya yıkılmış altında kalmışım gibi travmatik bakış açıları:))...Tez zamanda düzelesin Havva,gidişin gidiş değil:)


    Öğleden sonraki hafta sonu boşluğunda bulduk yine bir çiftlik:)Belenbaşı çiftliği..Tesadüfen arabayla gezinip dağlara doğru yol alırken tabelayı gördük..Çiftlik dediysek,iyi güzel hoş ama bana göre doğal olmaya çalışılmış bir yer.Akşamında restoranında fasıllı gecelerin düzenlendiği,çakma bir doğa konsepti:))Kendilerini yinede tebrik ediyorum.Şehir içi sayılan bir yerde böyle bir ortam kurmuşlar.Emek vermişler.Düşünmüşler...Aslında güzel, haksızlık etmeyeyim ama ne biliim ben salaş,çok düzenden uzak köy ortamlarını seviyorum:))..Bir çiftlikte içkili akşam eğlencesi olmamalı mesela..O zaman çiftlik demeyelim değilmi?..(Bir tersliğim üstümdeki sormayın gitsin,herşeye muhalifim)





    Değişik cinslerdeki tavuklar insanın etrafına fena halde toplaşıyorlar:))


     Çok yakından dost olmaya başladılar:))Kanatlılarla pek aram yoktur zaten,tırsma durumları başladı:))


    Yürüdükçe insanın üstüne üstüne geliyorlar:))..Bende ufaktan topuklamalar başladı...:)




     Sülün...




     Belki huzur bulurum diye Konyaaltı sahilinin güzel manzarasına  kendimizi teslim ettik..


  
    Sıcak çikolata eşliğinde...


    Midye dolmayıda akşam evin hanımları olarak paylaştık,babamız bize hayretle baktı:)) 50 ye yakın midye dolma yemişiz.Ayıp kızım , dolmaların hepsini çekme bari dedim Minelnur'a.''Semer,,le ilgili bir deyimin tam yeriydi aslında dostlar:))Siz  çekinmeyin içinizden diyebilirsiniz:)))...Ayyynen öyleydi.Nerdeyse semerimizi yiyecektik:))
  
   Bu görüntüleri aşağıdaki güzel şarkı eşliğinde dinleyin dostlar...Güzel şarkı...Pek hoş..

18 Kasım 2011 Cuma

Rutinimden..

Sebeb-i  yorgunluğumun karelerinden:)..10 yıldır rutin,hergün karşımda ecnebilere anlattığım altın,taş,pırlanta,yakut,zümrüt ve bilumum değerli taşların kimyası,kesimi,şekli şemali ile ilgili verdiğim infolardan anları ölümsüzleştirmiş bugün arkadaşlar:)..


    Acentalarla gelen gruplara Hollandaca verdiğim informasyonla onların şirketimiz ve sattığımız ürünler hakkında ilk bilgileri almaları sayemde oluyor:)Sorular,cevaplar,açıklamalar...


    Bugün 3 tane gruba yaklaşık yarımşar saatten anlattım...anlattım..Bazen kaptırıp Türkçe konuşmayı unutuyor gibi oluyorum iş sonrası:))..Yılda kaç kişi ile tanışıp,muhatap oluyorum varın siz düşünün.Hepsiyle o kadar yakiinen ilgilenmek zorunda kalıyorumki,artık evini,çoluğunu,çocuğunu,işini,kedisini,köpeğini dinlemekten bir hal oluyorum.Heleki yaşlıları..Bizler gibi evlatlarının ,çoluğunun çocuğunun yanında olmadıklarından anlatmaya çok ihtiyaçları var:)..Göreneklerimize,geleneklerimize,görgümüze,saygımıza kurban olayım.Evlat 18 yaşını geçtimi,bir yabancıdan farksız oluyor onlarda.Evde kalıyorsa kira,yiyecek parası istiyorlar yada evden ayırıyorlar.Ondan sonra o evlatlarından yakınlık ve ilgi göremediklerinden şikayet ediyorlar.Ağlayanlar çok oluyor.Üzüldüklerim çok aralarında.

     Onlar bunlardan bahsederken,çöken ekonomilerinden dert yanarken bende bizim o güzelim aile bağlarımızdan,kendilerinde adımbaşı olan,bizde az olan huzurevlerinden (sebebinide büyüklerimizi huzurevlerine göndermenin bizde çok yaygın olmadığından olarak açıklıyorum),avrupa birliğinde olmayışımızdan şu an hiçte şikayetçi olmadığımızdan:)) koltuklarım kabararak anlatıyorum:)


     Gördünüzmü?Hemencecik dönüverdim:))..Belki yarın,belki yarındanda yakın demişim.doğru demişim:))
17 Kasım 2011 Perşembe

döneceğim..

   Belki yarın,belki yarındanda yakın..Yıkılmadım ,ayaktayım:)Tempoya karşı direniyorum.Son gücüme kadar.
   Tavuklar gibi akşam 7'de uykunuz geliyormu hiç?:))Benim geliyor.Evde parmağınızı bile kıpırdatacak haliniz yokken mutfağa girmek bile eziyet oluyormu?Benim oluyor,hafta içi kısa yoldan çocuklara fast food bile yedirdim:)Üzgünüm..Bir haftadır evi süpürüp sileceğim,poğaça yapacağim,alışverişe çıkacağım,kuaföre gideceğim(Saç baş Tarzanın Jane gibi oldu),partiye (teşkilata)gideceğim,..
  
   En önemlisi;2 aydır verilmeyen haftalık iznimizi istiyorum!Biyonikmiyiz beeah!Bizde canız,cananız,anneyiz..Yaşayan bir ölüyüm şu sıralar:)...Benden bu kadar....




Artık Geç Oldu - Uğur IŞILAK tsotsi111
14 Kasım 2011 Pazartesi

İlk defa barbun..


  ''Denizden babam çıksa yerim,, diyenlerdenim çok şükür:))..Balık seçimi benim için her zaman zor olmuştur.Ben her cins ve türevini denemekten yana olsamda evdekiler belli başlı klasik balıklar dışındakilere biraz burun büküyorlar.Daha doğrusu bu mübarekleri yemekten yana değil kızlar.
  Balık yeme zorunluluğuna istinaden hiç almaya ve denemeye cesaret edemediğim barbunu bugün balıkçımız ısrarla sattı bana:)..Bak sevmezsek,aç kalırsak,dediysemde sen geri getir abla dedi:))..Önüne gelene zorla barbun sattı:).Hamsiden daha güzel olamaz ya,diye mırıldanırken kadının biri bu konuda iddialı konuşunca,ölmeyiz ya dedim..Bugün hayatımda ilk defa barbun yaptım.Tavası güzel oluyormuş.


    Pişerkende yerkende pek güzeldi...Barbun hakkındaki ön yargılarımızıda yıkmış olduk.Değişik,güzel bir tadı var...Şimdi barbunda anlatılırmı ya!demişsinizdir...Demektede haklısınız,zira bir Kayserili olarak(bunuda her seferinde vurgulamazsam ölürüm yani) hep klasik ,bilinen balık kültürümüz vardır.E bunun üzerinede boğa burcunun sabit fikirliliği ve tutuculuğuda eklenince barbun yemekte bu kadar geç kalırız işte:)..Sonrada çok matah birşey hazırlamışım gibi böyle ballandıra ballandıra anlatırım.


    Sofra toplanıldı,mutfak her balık sefasından sonra olduğu gibi dezenfekte edildi:)..Balıktan sonra mutfağın her tarafı çamaşır suyu ile kırklanmazsa olmaz bende:)..Şimdi yorgun,bitkin,haftalardır izinsiz çalışıp artık bugünlerde sanırım yığılıp biryerlerde kalacak olan ben bu postu yazarkende gözleri kapanmak üzere...Yalnız bir durum var şu dakikalarda..Ben ve kızım Yaren lavabodan çıkamaz olduk.Midemde bulanmaya başladı.Dokundumuki acaba??En çokta biz yemiştik....Neyse zehirlenirsem haberiniz olur nasılsa:))Hayırlısı...
   Seviyorum sizi...

   Benden size gelsin...

10 Kasım 2011 Perşembe

Pembe Köşe'nin mimi :)


   Sevgili Pembe Köşe  ilginç bir mim başlatarak benide ilk hedeflerden göstermiş:)Kendisine teşekkür ederim.
   Konu,burçlar..Ne yalan söyleyeyim pek ilgim olduğu söylenemez.Sadece burcumun özelliklerini okuduğum zaman ,''aaaa..valla aynı ben!,, diyorum:)..Hakikaten taşıyorum boğa burcunun özelliklerini..Burç meselem sadece bundan ibaret.Yoksa gazete köşelerindeki o komik günlük burç yorumları,yok efendim bu yıl boğalar için nasıl geçecek?Yok yükselen burç....v.s v.s..Çok şükür bu tür şeylere itimadım yoktur:)
   Gelelim sorulara;
  1. Burcun hakkında ne kadar bilgiye sahipsin?
         Boğa burcunun o kararlı,sabırlı,pratik,insan ilişkilerinde güvence arayan,sevecen,tahammül gücü yüksek,rahatına ve lüksüne düşkün,statik fikre sahip,inatçı,zaman zaman alıngan ve tembel,obur:) özelliklerini taşıdığıma inanıyorum..Para kazanmayı sever yönünün benimle bağdaştığını bilsemde,o kadarda kolay parayı harcamayı ve elinde tutamayan bir insan olduğumuda söyleyebilirim:))Bazen bunu abarttığımı düşünüyorum.Yani harcarken acımıyorum:)Maalesef:))

   2.Hiç horoskop haritanı çıkarma gereği duydunmu?

      O ne ki ne?:))

   3.Burcunun hangi özelliklerini taşıdığana inanıyorsun ya da çevrendekiler en belirgin özelliğinin ne olduğunu söyler?

      İlk soruda saydığım özellikleri taşıdığıma inanıyorum.Çevremdekiler hırsımın belirgin bir özellik olduğunu söyler hep..Çok aktif ve hareketli,tezcanlı olmama rağmen,çok ağır olduğum zamanlarda vardır.Bilmem nedendir:)
      
    4. Eğer detaylı bir araştırman olduysa çevrendeki insanların burcunu sorup üzerine yorum yapma ihtiyacı hiç hissettin mi???
     
       Hiç öyle bir araştırmam olmadı ama,Başak burcunun titiz ve mükemmeliyetçiliğini,ikizler burcunun değişken karakter ve hareketliliğini(kızım Yaren'den dolayı) Koç burcunun (Yine kızım Minelnur'dan dolayı) Dik kafalı,hırslı,inatçı ve duygusal hallerini bilirim.Eşim ise Yengeç.Şu an şöyle bir nette bakındım...Evet evet,uyumlu olan burçlardanız:)Yani en azından onun sakin ve dingin halini ben dengeliyorum galiba,yada o beni dengeliyor:))..İlginç olan ise boğa ile boğa burcunun anlaşamayacak olması:))...İşte bu çok ilginç:)..Düşününce 2 mükemmelliyetçi insan..Bir yerde çok didişilir galiba:))....Amaaan nerelere geldik:)Burçlara göre evlilik yapanlarıda duyduk ya!..Pes doğrusu.Bu işe hastalık derecesinde inanıp,hayatını ona göre yönlendiren insanlar var yaHu!

     Neyse dostlar,Sizlere sevgilerimi ve güzel bir parça yolluyor,bu mimide cevaplamak isteyen tüm dostlara gönderiyorum....

 
7 Kasım 2011 Pazartesi

İşte bizim bayramımız..

    Bayramımız bugün öğleden sonra iş çıkışında bir abla-kardeş pikniği ile başladı,akşamındada bitti:)..Bizde bu kadar!.Yeğenim Ilgın'da tatlılığı ile yegane keyfimizdi..Bunada şükür..




     Kardeş kardeş piknik yaptık:)




    Poz vermeyide pek sever halasının kuzusu..





     Sizlerin bayramı bizimki kadar kısa olmasın ama böyle keyifli geçsin inşAllah..
6 Kasım 2011 Pazar

Bayram gelmiş neyime:(

 Herkesin,ama herkesin mübarek kurban bayramını kutlar,sevdiklerinizle birlikte nice mutlu bayramlara kavuşmanızı dilerim....


    Çok uğraştım bugün kendimi güzel bir bayram gününde hissetmeye.Ailecek güzel bir bayram kahvaltısından sonra kurbanımızın başına gitmeye,sonrasında büyüklerin ellerinden,küçüklerin yanaklarından öpmeye..Olmadı,olamadı.Maalesef akşam 6 ya kadar çalışmanın verdiği sinir stres.Üstelik yoğun bir gün.Turistin bir kurban bayramıda yokki,anlayışlı olsunlar:)..Turizm dışardan çok keyifli gibi görünen ama hiçbir zaman özel günlerinizin olamadığı bir iş.Kültür ve din farklılığı bu kadar büyük olduğu sürece sanırım olmamayada devam edecek gibi:))Bayram boyuncada bu yoğunluk sürecekmiş.Umuyorumki yarın en azından öğleden sonra çıkarız.
   Sağolsun eşim kurban işiyle yakiinen ilgilendi.Çocuklar evde akşama kadar sıkılmışlar.Bense bugünün biran önce geçmesi için saniyeleri saydım desem yeridir.Bu kadarmı zor geçer bir gün...Dediğim gibi biz burada bayramı en az hisseden kesimdeniz galiba.Akraba ve hısımın olmayışı bir yana etrafımızda bu özel günlerin anlam ve önemini bilenlerde çok az olunca ne kadar uğraştımsada hissedemedim,hissedemeyeceğim.Sık sık sılaya telefon açıp neler yapıyorlar,nerelerdeler sürekli bir bağlantı halinde azcıkta olsa mutlu olmaya,oralardan bir esinti,bir gıdımcık bayram kokusu almaya çalıştım...Daha fazla yazmayayım ağlıycam şimdi:((...


   Seviyorum sizleri...

  (Fotoğraf netten alıntıdır)
3 Kasım 2011 Perşembe

Hayatın demi..



 Çok bekledimi,acır..İçilmez olur..
Açığıda birşeye benzemez..Tadı tuzu yoktur..Tuz ne arasın:))..Şekeri!
Demlenmemiş hayatlardan, esirgesin Yaradan..


Ne yazdım şimdi nerden geldi aklıma..Bir bilsem.Sadece geçenlerde Ekşili Gölde karşılıklı içtiğimiz çayın resmini çeken eşime,resim çekme işini abarttığını düşünerek bakmıştım.Bugün resmin hoşluğuna kaptırıverdim kendimi.Hayatıda bu çaya benzettim:)..Çok sevmesemde çayı,nedense görüntüsünü çook çekici buldum:))Bu çekim gücüylede bunlar çıktı ortaya.


Bayram geliyor dostlar..Şimdiden herkesin bayramını kutlayayım n'olur nolmaz:)Ölüm vaaar,zulüm var derler:)..9 günmü ne diye duydum tatili?Ben 1 güne razıyım ayol:)İnşallah bir sürpriz olur ve bayramın ilk günü en azından bende izinli olurum diye düşünüyorum.(Zayıf ihtimalde olsa)..Gerçi ellerini öpeceklerimiz uzaktada olsa,birkaç dostun kapımızı çalması bile bayram havası estirir evimizde hayırlısıyla.
   İzinsiz uzun zamandır çalışıyoruz ve bayram temizliğinede bir bayan bulurum diye düşünmüştüm.Herzaman gelen kadına 5 gün kalası haber verirsen,boşta hiçbir temizliğe gelen bayan bulamazsan böyle ortada kalır,kuzu kuzu parmakların ağrıya ağrıya(bu parmak ağrılarımda henüz doktorlar tarafından netliğe kavuşamadı) camları,kapıları,halıları,koltukları sileeeer,iki büklüm oturduğun yerden kalkamazsın:))..O yorgunluklada hiç sevmediğin çayın resmine gözün düşer:))..
  Velhasılı,yoruldum dostlar.Hemde öyle böyle değil..Daha tatlı yapıcam,alışveriş olacak,kurban telaşı olacak,olacakta olacak..Rabbim böyle telaşlar versin hepimize...
   Sağlıkla,mutlulukla kalın emi?

    Bu türküde benden size gelsin...Tüm uzakta bayram kutlayanlardan sıladakilere....


2 Kasım 2011 Çarşamba

Ekşili göl..


     Ekşili gölmüş burası.Gazetelerde boy boy reklamı yapılıyor birkaç gündür.Görmediğimiz bir yerdi:)Pazar günü ikindi vakti ışınlandık buraya.
     Abant gölü gibi..Çok sakin,dingin ve huzurlu idi.Göl kenarında yürüyüş yapmak,balık tutmak,güzel manzaradan istifade etmek,kısacık bir molada yemek yemekten başka birşey yoktu..Daha ne olsun..


    Avlanılan bir yer olması dolayısıyla yemek yediğimiz yerde bol bol avcı vardı.Maalesef resim çekmeyi restoranda unutunca,içi doldurulmuş geyik ve dağ keçilerini anlatmakla yetineceğim.Geçen haftanın avı kızıl geyik etinide ikram ettiler..Bilemiyorum,ben kokusundan dolayı tadına bakamadım,eşim ağzına attığı lokmayı zor yuttu.Haftayada dağ keçisi avı olacakmış yine bekliyorlar ikram etmek için:)Çok naziksiniz ama...Almiiim..



      Göl kenarında uzunca bir yürüyüş ve arasıra böyle dinlenip manzarayı seyretmek..Tavsiye ediyorum....

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

instagramdayım..

Ben'ce...

Fotoğrafım
Limon çiçekleri
Antalya, Türkiye
Yaşamımızın sınırlarını hayaller belirler.Hayallerin genişliği,yaşamın sınırlarını aşsada bazen,limon çiçeklerinin o dayanılmaz ilhamı kendini buralara atmış durumda.O kokuyu ömrünüzde birkez olsun hissetmeniz dileğiyle...
Profilimin tamamını görüntüle

Google Website Translator

İzleyiciler

Facebook'tayım.

Nereden böyle?

Misafir olduklarım

Sayfalar

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Sponsors