29 Mayıs 2012 Salı

Burdur'lu Pazar,güzel Pazar..

  İzinli olursam diye başlayan cümleleri geçtiğimiz Pazar günü için kurmuştum...Size kahvaltıda ''pişi,,yapayım dedim..Balkonda yaparız dedim..Geç kalkarız dedim..
Keyifle hepsinden önce kalktım.Arkama döküldüler kokuları duyunca.Pişi dağından 1 tane bile kalmadı.Daha doğrusu hiçbirşeyden pek kalmadı:)



Keyifle kahvaltı yaptık...
Sonrasında iki kızında kursları,dersaneleri derken beraber yaptığımız tek şey kahvaltı oluyor hafta sonları..Nadirende olsa.
Bizde kaldık eşimle...Dışarı çıktık.Biraz dolaşalım derken bizim bu aniden gelişen gezme ataklarımızdan tutuverdi:))...Nereyi gezmedik?diye sorduk birbirimize...
Ben Burdur dedim.İnsuyu mağarasınıda merak ediyordum hani yani...Eşim hiç ikilemedi sağolsun..Hadi gidelim dedi..


     Bir saat kadar sonra bulduk kendimizi mağaranın önünde.Yalnız içi muhteşemdi.Bu kadar büyük bir mağara beklemiyordum.İçeri girmemizle birden buzdolabının derin dondurucu bölümüne girmiş gibi olduk.Resmen donduk.Yazın kaçmalı buraya Antalya'dan:)


Sarkıt ve dikitler muhteşem,suların damlama sesi o sessizlikte huzur veriyordu...



          Yurdum insanı:))Çok hoşsunuz yaa:))...


          İşte büyük lake:))Mağaranın 300 küsurluk derinliğinin en sonunda...Bayağı göl yani..suyun berraklığı muhteşem yalnız..

Akşamüstü olmuştu.Burdur'da ne yenir ne içilir diye sorduk.Şiş köftemiz meşhurdur dediler.En iyiside bu restoranda imiş.aradık bulduk..


Ara sokakta bir yerdi...Temizlik konusundaki zaafiyetleri içeri girer girmez belli oluyordu.Servis berbat.İstemeden bardak,bıçak bile getiren yok...Neyse dedik yemek lezzetli olsun bari...Yani,yiyemedim artık son şişi..O gün başka hiçbirşey yiyemedim,öyle söyleyeyim...Keşke evde köfte yapıp yeseydik..


Tatlı denemeye cesaret bile edemedik orda.Ama meşhur Burdur'un ''ceviz ezmesi,,ni almayı ihmal etmedik.Eşimle ikimize ayrı küçük bir paket yaptırdık ve yolda gelene kadar bir tane bana bir tane sana diyerekten tatlımızıda yemiş olduk.Burdur'da yenilebilecek en güzel şey herhalde...


Eve geldiğimizde çocuklarda yeni gelmişti.Nerden geliyorsunuz diye sordular;''hiiiç Burdur'a kadar gittik geldik:)),,...Öyle bir baktılarki:)
27 Mayıs 2012 Pazar

Felekten bir akşam...


     Gündüzden başladık:)Bir cağ kebabı kaçamağı yaptık eşimle başbaşa..


   Akşamda kızlarla hep birlikte bir bowling kapışmasındaydık:)

 v
 Canımı dişime taktım ve kıran kırana bir mücadele örneği gösterdim:)))


           Deermişim:)


           Çıkışta birde midyeciye dadandık...Abartmıyorum tepsideki midyelerin yarısına yakını bitti:)


        Nargile ve tavla keyfiyle nihayetlendirdik akşamı ama tavla bilmeyenler izlemekle yetindiler:)
23 Mayıs 2012 Çarşamba

Ayçekirdekli ekmek..

Şimdi herkes benden bekliyor tabii bu ekmek tarifini ama çok beklersiniz:))
Eşim yazın annemlerden getirdiği ekmek yapma makinasıyla deli gibi ekmek yapıyor ve hala bıkmadı.
Nerden esti,naaptı bilmiyorum..
Herşey annemin atıl vaziyette duran ekmek makinasından bıktıklarını söylemesiyle başladı.Eşimdede o ara merak salan değişik ekmek lezzetlerini evde yapma girişimi böylece başlamış oldu.
Ben istemiyorum,kalabalık edecek,asla götürmem dediysemde ekmek aşkı galip geldi:)
Hatta anneme bilahere çok kızdım neden verdin diye..Kaş göz ettim verirken anlamazdan geldi:)
Gereksiz bir alete daha ayıracak yerim yoktu..Yani ekmek yapılacaksa fırındada bir güzel olurdu..


Neyse efendim,gel zaman git zaman yazdan beri bizim evde nerdeyse haftada 2-3 ekmek yapılıyor.Ben daha bu yapma işine elimi bile sürmedim.Neden?Çünkü ben istemiyordum,çünkü bu ekmek yapma işine hiiç heveslenmedim.İşin doğrusu yapım aşamasına dahi şahit olmadım.
Sadece sabah işe gitmeden önce pişme saatine ayarlanmış ekmeğin buram buram kokusunun evde yarattığı o muhteşem enerjisinin esiri olmayı yeğledim:)Birde taze ekmeği işyerindeki kahvaltımın baştacı etmek keyifli tarafı...


Tarifini biliyorum dersem yalan olur.Eşim kullanma kılavuzunun üzerindeki ölçülere göre yaptığını söylüyor.Ser veriyor sır vermiyor:)..Yani makinanın kendi ölçeği ile un,tuz şeker,aktif kuru maya ve su olduğunu,dileyenin bizim sevdiğimiz gibi ayçekirdeği,ceviz gibi ekstralarla farklılıklar yaratabileceklerini hain bir gülümsemeyle şimdi bana iletiyor:)..Yalnız unun kalitesinin öneminin büyüklüğünü es geçmeyelim der,(İsim vericem)A101 marketlerinde satılan Y...ile başlayan unu asla almayın der.Hakikaten beyaz un diye aldığımız bu unun ne ekmeği beyaz oluyor nede diğer hamurişleri...Bir haylide almıştık.Kalite yerlerde bir un..


Neyse bu fırıncılık hevesi ne zaman son bulur bizim evde bilemiyorum ama ekmek makinasının işgal ettiği yer gözüme batıyor yavaştan yavaştan:)
Ha..güzel olmuyormu?..Kesinlikle,harika,nefis...Çokmu gerekli?...Bilemiyorum.Zevk meselesi...





21 Mayıs 2012 Pazartesi

limonlu,beyaz çikolata soslu kek..

Bugün izinli olmanın keyfini evde temizlik,pazar alışverişi ve yemek yaparak geçirmek en tabii durumdu.Vaktim azda olsa kalmışken birde yeni aldığım ama bir türlü kullanmaya fırsat bulamadığım silikon kek kalıbını deneyeyim dedim.
Zannettimki kalıp yağlanmadan çok pratik bir şekilde kek çıkacak ve ben bu kalıbın keyfini her kek yapışımda çıkaracağım..Malzemeyi kalıba dökmeden nette yinede bir araştırma yapayım dedim ve iyikide yapmışım.Kesinlikle yağlayın diyorlar yoksa yapışıyormuş.
Doğaçlama bir kek olsun dedim,evde ne varsa...Limonlu yapmak istedim.Bir avuç kadarda ufalanmış ceviz vardı.Limon kabuklarını rendelemeyi gözüm yemedi.Daha doğrusu rendelenmek için çok yumuşamışlardı.
Dr.Oetker'in limon aroması imdadıma yetişti.Hani şu küçük tüplerde satılan.(Eşim ne kadar bu yapay aromalara karşı çıksada yiyene kadar söylemedim)
4 yumurta,1 buçuk su bardağı şekerle iyice çırpıldı.1 çay bardağı sıvı yağ,1 çay bardağı süt,2 buçuk su bardağı un,kabartma tozu,vanilya,bir avuç dövülmüş ceviz ve 1 minik şişe limon aroması...
Hafifçe yağladığım kalıba malzemeyi döktüm ve 165 derecede iyice kızarana kadar pişirdim zira içi pişmekte güçlük çekti.Çünkü şekilli olduğu için ortası bayağı kalın olmuştu.


Çıkarana kadar akla karayı seçtim ve bayağı bir hasara uğrattım:)...Hayal kırıklığı oldu benim için.Oysa ne umutlar beslemiştim bu kek için.Bir şaheser yaratacağımdan emindim.Ev ahalisine kocamaan bir sürpriiiz! diyecektim:)Tadı çok güzeldi..Amma velakin gül şeklinin yaprak uçları ince oluşundan mütevellit kurumuşlardı.Kek fanusuyla hemen kapatınca yumuşadılar ama....Ben kırmadan,kolayca çıkan bir kek hayal etmiştim:((


Evde birde dr.Oetker'in beyaz çikolata sosu vardı.Denememiştim hiç ama almışız öylesine.Pişirip soğutup üzerine döküverdim...Tadımı?...Bayıldılar!..Çok sevindim.hayal kırıklığımı belli etmeden zevkle yemelerini yine zevkle seyrettim.
Sanırım uzunca bir süre bu kalıbı kullanmayacağım.Belki görsel açıdan masamda ikramlık olarak dekor şeklinde kullanabilirim bununla yaptığım kekleri...Yoksa şekil çok güzel yani...


Sevgiyle,mutlulukla kalın...




20 Mayıs 2012 Pazar

Etli,patatesli,mantarlı bulgur pilavı ve fuar..

Sizleri uzun süre işkembe dolması görüntüsüyle bıraktığım için özürlerimi ileteyim önce:)Yani orda burda,teknoloji marketlerinde bilgisayarları denerken direkt olarak blogumun adını yazan eşimin işkembe görüntüleri ile dumura uğrama durumlarını ve alel acele tekrar kapatma paniklerimizi hiç anlatmayayım:)Heleki almayı düşündüğümüz 140 ekran tv'nin internete bağlanma durumlarını denerken çıkan işkembe görüntülerine satıcının bir an ''buda ne böyle?,,şeklindeki bakışını hiç unutmayacağım:))Keza etraftaki müşterilerin profilimdeki resmimden beni tanımamaları için hiç oralı olmayıp arkamı dönüş durumumda bir facia idi:))....Oy oy...Unutalım gitsin:)
İşteki yoğunluğumuz biraz azaldı derken,benimse ne işim nede gücüm bitiyor..Ya ben beceriksizim yetiştiremiyorum,yada gereksiz yere iş çıkarıyorum...Desemde hepsi gerekli:)..


Seven oluuur,sevmeyen olur ama ben bulgur pilavının hastasıyım.Neyseki ev ahalisininde bu lezzete karşı tepkileri benimkinden pek farklı değil çok şükür.Ha,çok yapıyormuyum?..Hayır,ama yaptığımdada bulgur pilavı,pilavdan öte birşeye dönüşmekte...Hiç sade yapmadım.Yada sadece soğanlı salçalı..Kuş yemi gibi geliyor bana.O zaman yemesemde olur..


Ben bulgur pilavını yaparken içinde bulguru az görürsünüz.Zira yanına eklediğim sebzeler bir hayli...Soğan,domates,minik kuşbaşı et,minik doğranmış patates,mantar,kapya biber ve sivribiber olmazsa olmazım hep..evdekilerde öyle alıştı ve hep öyle seviyorlar.Övünmek gibi olmasın ama başka hiçbir bulgur pilavınıda sevmiyorlar:))...Yanındada kesinlikle çoban salatası ve ayran...Bayram ediyorlar...


     Resimde fazla görünmesede sebzeler bir hayli fazla..Tereyağıyla yapılmış olmasını ve yanında yiyeceğimiz turşu acı biberlerimizi unutmayalım..


     Şimdi ''amanda ne çok uzattı,altı üstü pilav,,denilenleri duyar gibiyim...Galiba haklısınız.:)


    Cam piramit'te yöresel ürünler ve Afrika ülkelerinin hediyelik eşya standları vardı..Öyle bir reklam yapılmışki sokaklarda belediye tarafından..Kültürel yanları var sandığımız fuar,pazardan farkı olmayan panayır gibiydi...Malatya standındaki kayısıları ve Ankara Beypazarı standındaki baklavalar en güzeli idi:))...Ne varsa bizde var..




Senegal'li satıcıya İngilizce soruyorum,Türkçe cevap veriyor:))..Hey gidi memleketim,damardan giriyorsun direkt:)


      Kültürlü insan her yerde kendini belli ediyor...Maalesef kendi ülkemizin standları hariç diğer yerlerden alışveriş yapmadım.Beğendiğim birşey çıkmadı açıkçası...


En kısa zamanda tekrar görüşmek üzere diyor,sizlere  nefis bir türkü'nün yeni versiyonu ile başbaşa bırakmak istiyorum...Neşet usta'nın harika türküsü yeni haliyle tekrar hayat bulmuş...Buyrun..





14 Mayıs 2012 Pazartesi

İşkembe dolması ve anneler günü çayımız..

Görüntü içaçıcı olmasada elimden geldiğince fotoğraflarla sevimli hale getirmeye çalıştım işkembe dolmasını:)
Aslında ilk defa yaptım ve ne zamandır düşünüyordum.Yöremizde(Kayseri'de) yapılır ve sevilir.Şimdi ıyyy...iğrenç...buda yenirmileri duymazdan gelicem kusura bakmayın çünkü ben işkembeyi çok seviyorum.Ayrı bir muhabbetimiz vardır:))
Tek başına yedim sayılır çünkü benden başka kimsede ağzına sürmüyor bu nefaseti:)
Eşim belkide yıllardan sonra kırmamak adına tadına baktı ve sanırım son oldu.Sevmiş gibi görünsede bana hiç inandırıcı gelmedi:)
Bana kalırsa enfes olmuş ama ben tek başıma bir tencere dolmayıda bitiremiycem bu gidişle:)
İplikle dikme aşamasını saymazsak aslında kolay..Dikme aşamasında  eliniz alıştığında hızlanıyorsunuz.Yaklaşık bir kilo kuzu işkembeyi 1 saatte doldurdum.Pişirme aşaması falan derken 2 saati buldu.


Pirinç,soğan,salça,baharatlar,sıvı yağ (arzu edilirse yağsız kıyma) ilavesiyle hazırladığımız içi bir kenara ayırıyoruz.İyice yıkayıp süzdüğümüz kuzu işkembeyi (dana işkembe çok kalın oluyor çünkü) 10'ar cm'lik kareler halinde kesiyoruz.Üçgen halinde katladığımız işkembelerin içine pirinçli içimizden koyup elimizle katlar hale getirip iğne iplikle bir kenarından teyel dikiş diker gibi dikmeye başlıyoruz.bitince ipi kırmadan diğer işkembeye geçiyoruz.Çok muntazam bir dikiş olmasına gerek yok.Bu şekilde düdüklü tenceremize dolmaları koyup üzeri 1-2 parmak geçene kadar suyunu koyup tuzunu atıyoruz.Bir baş soğanıda 4'e bölüp içine atıyoruz.Bir kaşık tereyağı ilavesiyle pişiriyoruz.Yaklaşık bir 15-20 dakika sonra suyunu kontrol edip altını kapatıyoruz.Yerken iplikleri çekip çıkarıyoruz tabii:)Dolmalar açılmıyor merak etmeyin...
Sevenlere afiyet olsun...


Bugün kadın kolları teşkilatı olarak düzenlediğimiz anneler günü çayımızdaydık.Bölgemizin tek bayan milletvekili Gökçen hanımda bizlerleydi.Beni gördüğünde ''N'aber Havva!,,demesi açıkça şaşırtmıştı beni.Ankara yolları bizi unutturmamıştı anlaşılan:)..


Sonrasında çaylar içildi,sohbetler edildi...Aslında Gökçen hanımında dediği gibi;Kapitalist düzenin getirdiği saçma ve bir o kadarda samimi olmayan bu günleri istemedende olsa kutlamış oluyoruz.Yoksa anneleri bir gün ile hatırlamak kadar sığ bir anma gününü ben hiçmi hiç desteklemiyorum...



Karanfiller dağıtıldı..


Güzel müziklere eşlik ettik...


Gülümseyişiniz eksik olmasın....






12 Mayıs 2012 Cumartesi

Şampiyon Galatasaray!


  Amanın bir heyecan,bir stres..Mutlu sonla bitti.Bir Galatasaraylı olarak tüm taraftarları yürekten kutluyorum.Fenerbahçelileride ikinciliklerinden dolayı tebrik ederiz:))..
Gönül isterdiki istenmeyen olaylara şahit olmayalım ama...Oldu işte.Fenerbahçeli tüm taraftarlar adınada üzüldüğümü belirtmek istiyorum çünkü maçın son dakikaları ve saniyelerinde istem dışı bir şekilde Fenerbahçenin gol atmasını istemiştim.Öyle garip bir duyguya kapıldım nedense:))Ama çabuk toparlandım Allah'tan kendime geldim:)
Nice şampiyonluklara dileğiyle...
11 Mayıs 2012 Cuma

Bugün benim doğum günüm!

An itibari ile 39'a merdiven dayadık isede bu üzgün olduğum anlamına gelmiyor:)..Aslında doğum günüm aklımda bile yokken çok sevdiğim bir arkadaşımın bugün geçmiş doğum gününü kutlarken hatırladım:)
Ev ahalisindende kimse akşam saatine kadar hatırlama belirtileri vermezken (hatırlamasalarda çok üzülmeyecektim) kendi içimde yaşamaya karar vermiştim:))
Ki eşim kapıdan bu güzelliklerle giriverdi....


    Çok ama çok teşekkür ediyorum..
    Geçen yıl ısrarla bundan sonraki doğum günlerime hediye almamaları konusunda uyarmıştım.Nedense         hediye konusunda çok hassas değilim.Oldum olası çok önemsememişimdir hediye almayı.Hatırlanmak yetiyor,bugün arttı bile:)


                                                     Birde pasta sürprizi vardı..


                               4 mum vardı...40'a yaklaşmanın işaretleri galiba:)) 10'ar 10'ar:)..E artık pastalar almıyor yaşımı:)


                 Söndürmek zor olmadı mumları..


      Asla ve asla yaşlanmayı kabul etmesemde bundan sonra doğum günü istemediğimide belirttim.İstememe yaşlarına geldik galiba:)...Ya ben daha dünki çocuğum amaaa!!


Bugün Funda'nın daveti vardı arkadaşları ve komşularına.Sağolsun benide çağırdı ve öğleden sonra iş çıkışı uğradım.Nefis bir masa hazırlamıştı..Bugün unutmayıp bana aldığı hediye içinse çoook teşekkür ediyorum..


Sizleri seviyor ve seviyor,çok seviyorum!


Sizlerden ricam aşağıdaki videodaki şarkıyı sonuna kadar dinlemeniz...Müthiş bir yorum..

8 Mayıs 2012 Salı

Hediyelerim ve yaprak sarması..

Hollanda'lı arkadaşlarımız Co ve Ruth bugün işyerime geldiler.Haftaya gidiyorlarmış ve gitmeden görmek istiyorlar bizi ailece:)..
Pazar gününe ufak bir program yaptık bir aksilik çıkmazsa.Turistin olmadığı yerlere gitmek istiyorlar.Daha önceleri köylere,gözleme yemeye,sıradan bir kebapçıya falan gitmiştik bayıldılar.


Teflonlu fırın eldivenleri getirmişler hediye olarak.Üzerinde Hollanda'yı anlatan resimler var.


Tavuk baharatı istemiştim kendilerinden.Unutmamışlar.Oradakileri daha çok beğeniyorum.


   Akşamada yaprak sarması yaptım.Hazır taze yaprak çıkmışken.Ekşi ekşi...

Çok çok sevdiğim bir parça...Hatırlarsınız.
6 Mayıs 2012 Pazar

Yörük şölenindeydik..

Haftalardan sonra izinliydim bugün.Pazar günü ailece yapılan kahvaltıyı özlemişim.
Sonra dışarısıda çok güzeldi.Ara sıra bunaltıp,ara sıra kapansada..
Düzlerçamı'nda Yörük Şöleni vardı bugün.
Bende anne tarafından Kayseri'nin yörükleri ''Avşar,,lardan olunca..:)..Amca çocukları olurlarmış burdaki yörüklerle..Onlarında bir çadırı varmış bugünkü şölen alanında ama bulamadık.


İğne atacak yer yoktu sanki..Sanki değil öyleydi.


Bir tek bu tazecik halka tatlılarının tadına baktık...



                        Özüme döndüm:))





Ortamda,görüntülerde çok güzeldi...
Sonrasında dağlara çıktık...


                  Kendimi Heidi gibi hissettim:))...Manzaralar öyle güzeldiki..


Papatyalar kadar güzel geçsin günleriniz...

Günün anlam ve önemine uygun çok güzel bir parça:)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

instagramdayım..

Ben'ce...

Fotoğrafım
Limon çiçekleri
Antalya, Türkiye
Yaşamımızın sınırlarını hayaller belirler.Hayallerin genişliği,yaşamın sınırlarını aşsada bazen,limon çiçeklerinin o dayanılmaz ilhamı kendini buralara atmış durumda.O kokuyu ömrünüzde birkez olsun hissetmeniz dileğiyle...
Profilimin tamamını görüntüle

Google Website Translator

İzleyiciler

Facebook'tayım.

Nereden böyle?

Misafir olduklarım

Sayfalar

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Sponsors