31 Ocak 2012 Salı

Ankara'nın kışına,görümcemin aşına baktık:)

   Zehralarda sömestr tatili dolayısıyla Ankara'ya,annesine yani benim görümcem oluyor kendileri:),gitme planları yapınca kızları biz aldık,kendiside arkamızdan hızlı tren ile Eskişehirden yola çıktı.Diğer görümcemin kızı Zekiye'de Kayseri'den oraya gelmişti.Gelin Dilruba ve oğlu Ercihan ilede birlikte oturan görümcemin evinde 13 kişi olarak geceledik:)..Çokta güzeldi,yine benim uykusuzluğum hariç:)..Bahsetmiştim belki,yer yadırgamalarımdan.Sabah 6 ları bulan uykusuzluk beni gün içerisinde oturduğum yerde uyuklamalarıma sebep olsada şikayetçi değildim halimden..
  Yeni evli gelinimiz Dilruba tüm misafirperverliği ile bizi şaşırttı.Güzel güzel,özenli sofralar kurdu.Görümcemde herzamanki gibi öyle güzel yemekler hazırlamıştıki bize,deyim yerindeyse gerçekten parmaklarımızı yedik:)Eli çok güzeldir,lezzetlidir hep.Arkamızdanda Ankara'ya akşama karı sürükledik herhalde,nasıl bir kar yağdı öyle.Bizimkiler gece yarısına kadar karda dışarda eğlendiler.Tadını çıkardılar.


   Dilruba'nın elleriyle hazırladığı sofra..


       Bu kaseyide Dilruba'ya hediye almıştım.Bayıldı:)


   Ablasına kavuşan kardeşin görüntüsü böyle oluyor galiba:)Ablam olmadığı için:))


       Bamya çorbası bitirdi beni zaten:)..


            Mantıyada ne denirki zaten..Hakikaten çok lezzetliydiler..


          Hazal zaten 2 gün boyunca tüm usluluğu ve tatlılığı ile bizleri kendine hayran bıraktı..


           Kahvaltı sofrası gökkuşağı gibiydi..İçimizi açtı.İştahımızıda:))


      Gelin hanımın detayları beni büyüledi..


      güzel sofralara güzel muhabbetler eşlik etti..


      Sabah Kayseri'ye doğru yol alacaktık.Kar şiddetlenebilir ve bizi zora sokabilirdi.Gitmeden ablamız sağolsun bize katmer yaptı.Kahvaltıda yedik.Nam..nam...nam...:)



    
    Herşey çok güzeldi Ankara'da..Tekrarlarını nasip etsin Rabbim.Herkese çok teşekkürlerimi iletiyorum...
    Bu arada kilomla ilgili gelişmeleri merak ediyormusunuz bilmem:)Benim bu dikkat etmeler bir kaç haftadır askıda.Tatil münasebetiyle ertelenmiş durumda idi.Hayret verici bir şekildede verdiğim 2 kiloyu koruyorum:)..Yalnız ne güzel az yemeye alışmışken yine sıfırdan başlayacağım.Nasıl başlayacağım bilmem..Kalın sağlıcakla..
30 Ocak 2012 Pazartesi

Kötü başladı,güzel bitirdik..

  Bir önceki yazıma baktığımda sanki gidiş yolunda birşeyler hissedilmişçesine bir yazı ve buna mukabil güzel dualarla ve iyi bir yolculukla taçlandırılmış yorumları okuyunca şimdi tebessümle Rabbime şükrediyorum.
  Beyaz'a,kar'a olan özlemimizi fazlasıyla giderdik:)..Herşey güzeldi.Sadece gidiş yolunda geçirdiğimiz ufak ama sonucu büyük olabilecek iki kazamız dışında.Çok şükür zararsız ziyansız atlattık.
  Antalya'dan çıktığımızda çiseleyen yağmur dışında hiçbirşey olmayınca bizlerin kar görme sabırsızlığı Afyon civarında giderilmeye başladı.Hatta artık buzlanmış,temizlenmemiş yolla birlikte endişeye dönüşmeye başlayınca ben arabanın koltuğuna farkettirmeden sıkı sıkı tutunarak endişemi azda olsa gidermeye çalıştım.Sandıklı civarında artık yürür hızda giden eşimin buzlanmış ama bu kalın buz tabakasının girintili çıkıntılı yapısında yavaş gitmekten başka yapacak hiçbirşeyi yoktu...Arabanın 180 derece yola ters kayıp orta refüjdeki karlara saplanıp yan yatmamızı engelleyecekte hiçbirşey yoktu.Daha kötü sonucundan Rabbim korudu..
  İlk şoku atlatıp,yardıma gelen yol çalışanları ve polisin sayesinde uzun uğraşlar sonucunda arabayı yola çıkaran ekiplere nasıl teşekür edeceğimizi şaşırdık ama daha Eskişehir'e kadar bir dünya yol vardı.Geri dönsekmi dönmesekmilerle 5 km kadar gitmişken aynı şekilde ikinci kez şiddetli bir şekilde kayıp ,orta refüje saplanınca sinirler bozuldu...Yaren ağlayıp geri dönelim demeye başladı,ben ellerim ve dizlerimin titremesine engel olamayıp ama olabildiğincede (Benden hiç beklenmeyen şekilde) soğukkanlı olmaya çalıştım..Geri dönmek istiyorduk ama bir o kadarda karlı ve buzlu yolu tekrar yaşamayada gözümüz yemiyordu.Üstelik polislerde yolun Afyon'dan sonra rahat olduğunu söylüyorlardı.Bu sefer yoldan geçen arabalar durup yardıma koştu sağolsunlar.Hatta o kadar minnettarlığımızı dile getirmişizki,ailesiyle birlikte seyahat eden adamcağız''bir gün sizde beni kurtarırsınız,,dedi.Eşim umarım böyle bir şeye gerek kalmaz diyerekte tebessüm ettirdi. 


     İlk kazamızın kurtarma anlarını Minelnur cep telefonuyla hangi ara görüntülemiş,görünce şaşırdım.Üstelikte hepimizden fazla araba dönerken çığlık attığı halde:)..Zincir taktık ve yolumuza uzunca bir süre böyle devam ettik.Eskişehir il sınırlarına girdiğimizde bıçakla kesilmiş gibi,çizgi halinde yollar tertemizdi.Afyon karayollarına bu konuda teessüflerimide burdan iletmek isterim.Derin bir nefes aldık.Ama gelin birde bana sorun.Zehralara vardığımızda gerginlikten ne dizlerimde derman,ne kollarımda güç vardı.Var olan tek şey şiddetli bir migren ve boyun ağrısı.Artık ne kadar gerildiysem..O gecede o kadar yorgunluğa ve strese rağmen hiç uyumadım.Bu ertesi gecede devam edecek gibi görününce mecburen yatıştırıcı ve sakinleştirici bir ilaç almak zorunda kaldım.


     Kazalardan önce keyfi yerindeyken güzelde resimler çekmiş..


Afyon otogarına kendimizi attığımızda bir kez daha şaşkınlık yaşadık.Otogarın girişi dahi kardan temizlenmemişti:(Üstelikte otobüsler perona yanaşmakta o kadar güçlük çekerken,yaya olarak bile içeri girmekte zorlandık..Pes yani..

Moralimizi düzelten güzelliklerden almadan geçmedik Afyon'dan:))


      Lokum üretimi canlı olarak izleniyor:)


   Eskişehir'e ulaştığımızda akşam olmuştu...4 saatte gideceğimiz yolu 11 saatte almıştık..Huzurlu bir akşamdı.Sıcacıktı Zehraların evi.Dayı çok endişelendik derken eşime,bu duygusu gözlerinden okunuyordu.


      Kızlar stres atacak yollar bulmuştu bile.


    Közlenmiş Maraş biberleri turşu olunca ne kadar lezzetli oluyor tatmış olduk Zehra'nın sofrasında.


    Ertesi gün Eskişehir'in ne kadar soğuk olduğunu bu fotoğraflar sanırım göstermeye yeterli delil..

 
    Porsuk nehri bile donmuşken:)


     sıcacık çiğbörekleri götürdük:)


                    Sıcacık sevgileri Aslı ile içimizde hissettik..


   Hanımlar evde ağırlıktaydı:)..Hep beraber Ankara'ya gitmeye karar verildi..Sevgili görümcemlere:)Arkası yarın diyeyim artık ve eldeki malzemeyi bitirmeyeyim..Sizleri seviyorum ve güzel dileklerinizi yolculuk boyunca yüreğimde hissettiğimi sakın unutmayın..
21 Ocak 2012 Cumartesi

Beyaz'a yolculuk..


    Umarım bu kadar karlı değildir yollar tabii..
    Yinede kar görmek istiyoruz..
    Eskişehir,Ankara ve Kayseri'deki sevdiklerin sıcaklığını,
    Ailece yolculuk yapmanın keyfini,
    Muhabbete doyamayıp sabahlamak,
    Yalnız olmadığımızı hissetmek,
    Kardan adam yapıp burnuna havuç takmak:)
    Belki Erciyes'te bulutlara yakın olmak,
    Eskişehir'de bir çiğbörek yemek:)
    Uykuyu arabayla yolculuk esnasına bırakmak,
    Yolda bir yerlerde durup bir sıcak çay içmek,
    Kısacası....
    Gitmek istiyoruz,bir haftalığına buralardan.
    Yarın yolcuyuz,bağlasanız durmayız:))
    Haftaya görüşürüz.................................
   

   
Bu türkünün sözlerini sizlere armağan ediyorum...
17 Ocak 2012 Salı

Maziye bir bakıveeer:)

   Kaç zamandır işsiz güçsüzüm:)Yani izindeyiz,çok şükür işim var.Evde aylak aylak bilgisayar başında sörf yapmak şu dakikalara kısmetmiş ancak.
Yıllar öncesinin resimlerini eşim taramıştı bilgisayarda.Hatırladım,bir açıverip bakayım dedim.Neleeer varmış neler...Bir kere ben,şu anki halimden çok memnunum,hiç şikayet etmiyciim:))..Valla eşim beni o hallerimle iyi beğenmiş yani ne yalan söyliim:)
Ben kazanmışım yıllar içinde diye düşünüyorum ama o çok şey kaybetmiş:)Zavallımın saçları sırma gibiymiş:)Hiç farketmeden gitmiş yani..
Ama kızlarım ne şekerlermiş.Nurtopu gibi 2 dünya güzeli doğurmuşum:)O zamanlar çok farketmesemde:)Neyse efem,çok konuşmadan maziye bir bakıverelim,kimler varmıış,nasılmışız..


   O kadar geriye gideceğimki:)Bu benim doğmama vesile Hollandalı ebe:)Ben dahil tüm kardeşlerimin dünyaya gelişine şahit olan ilk insan..Annemler yıllar yılı onu arayıp sormuşlardı.Müthiş bir vefa örneğini ilk defa benim doğum ebeme göstermişlerdi..Babam bu resmi Hollanda'da annemle gezerken onu tesadüfen gördüklerinde çekmişler.Öyle anlattılar.Adını ben hatırlamıyorum ama onlara sorsam şimdi şıp diye bilirler..


     Buda bendeniz:)Sanırım bir yaşında bile yokum ama ilk çocuk olmanın verdiği şansla bir hayli küçüklük resmim var.Amcamla ..Resimlerim hep böyle,kucaktan kucağa gezmişim:)


İşte burda 4 yaşındayım ve Hollanda'da anaokuluna başlamıştım.Bu elbisemi anneannem Türkiye'den göndermişti ve nerdeyse onunla yatacaktım,öyle seviyordum çok iyi hatırlıyorum.


   Fotoğraf çekmek için babam nedense hep parka götürür elimizede birer çiçek verirdi:)Annem bu elbisesini hala saklıyor sanırım.Yıllar önce ben bile girememiştim.Benden bir yaş küçük erkek kardeşimde pek uysaldı,çok iyi anlaşırdık..Bana bağımlı yaşardı sanki öyle hatırlıyorum.Yalnız bu resimde annemin kısacık kestirdiği saçlarımdan dolayı görünce çok ağlamıştım.Bende derin izler bırakmış:))


     Bu resim Türkiye'de çekilmiş.Annemler (ne akla hizmet derler hala) bizi buraya birkaç ay rahat çalışabilmek için bırakıp dönmüşler Hollanda'ya...Ben kısa bir süre sonra süt diye tarım ilacı içince anneannemlerde:) ölümden dönmüşüm.Beyaz sıvı ne varsa nerde görsem çamurda olsa yatıp içermişim:)Anneannemler bu resmi annemlere çektirip yollamışlar.İyi olduğumuzu gösterir bir delil olarak:)Bu resimde ama hala iyi değilim sanırım,somurtmuşum..


Bu resmi bir fotoğrafçı tesadüfen çekmiş Hollanda'da.Annem fotoğrafçının vitrininde yine tesadüfen görüp almış bir zaman sonra.Hep söyler''ne ara çektiler görmedim,,:))



      Bu şişko ben değilim tabii:) Büyük bir hevesle beslemiş olduğum büyük boy kızım Minelnur:)Sanırım 4 aylık yada 5 aylık..


    Bu çirozda Yaren..20 günlük falan..


    Minelnurun abla olduğunun ilk günü..Kardeşimi sallıycam dedi tutturdu:)Yaren henüz dünyaya şaşı bakıyor:))


    Babanın kızlarıyla ilk resmi:)Yanmışım ben!der gibi bakıyor:)

  Allahaşkına bendeki saçlara bakarmısınız:)Meşhur aslan yelesi modeli:)..Annemde ilk torunu Minelnur'u hiç yalnız bırakmazdı..Yaa benimde çocuğum birazda ben başbaşa kalmak istiyorum kızımla!derdim içimden hep:))Annem,sen banyo yaptıramazsın,sallayamazsın,yok bilmezsin,anlamazsınlarla kızımı bir süreliğine sahiplenmişti:)


    Bana göre birbirlerine zerre kadar benzemeyen iki kardeş...


Yaren müzik duydumu şıkır şıkır oynardı:)


Kızkardeşimin kına gecesinde çocuğum sefalet içinde merdivenlerde sürünüyor:))Hiç bakamamıştım:((
 10 yıl önce...Antalya'ya ilk geldiğimiz yıllar.Yarenim çok tatlı..


   Eşimle evlendiğimiz yıl..Kayseri'de Barış Manço'nun konseriydi..Aynı zamanda doğum günümdü.Eşim;Doğum gününün şerefine Barış Manço'yu getirttim diye espri yapmıştı..Aman ne de gülmüşüm öyle..


     Annemle,rahmetli kayınvalidem...İyi kankilerdi..


   Ben anladımki ,Minelnur'la oyuncak gibi oynamışım...Hala büyüyememişim:)


      Yine Antalyadaki ilk yıllar..


Yine Antalyadaki ilk yılımızda kızlar, Hollandalı komşularımızın kızları Nicky ile..


Kızlarım ilkokulda folklor takımındalardı.Türkiye 6.sı olduklarında çok üzülmüşlerdi ama biz onlarla o heyecanı daha fazla yaşadık sanki.Her yarışmalarına gittik.Bu vesile ile birçok vilayete günübirlik gidip gelmelerimiz olmuştu..Hala oynamalarını çok istiyorum..

Yani o kadar çok resim varki,ben bugünlük böyle birşey olsun istedim... Maziden,dünden,bugünden..

Harika bir şarkı...
13 Ocak 2012 Cuma

tuvalini sevsinler..


Hay bugün şahit olduğum diyaloğu hiç duymamış olaydım..
Marketten geliyorum elimde poşetlerle.
Yan sitenin yeni görevlisinin (sanırım doğu illerinden gelmişler,şive onu gösteriyordu) eşi,kucağındaki bebeği ile elinde bir tablo,tuval ve fırça setleri olan bir hanıma (desemmiki acaba) saygısızlık olmaması adına cevap veriyordu.
Diyalog şöyle idi:
görevli eşi:Çok gözel olmuş sizmi yaptıız bunları?
sosyetik görünümlü aymaz hatun:Ay şekerim,inanki insana terapi gibi geliyor,tavsiye ederim sende git bu kursa,muhteşem eserler çıkarıyorsun!
Görevli eşi:Benim çocuklar vardır ama kime bırakam?
Sosyetik görünümlü ö..z hatun:Biraz büyüt ve kesinlikle git derim.
Görevli eşi:Şeyy abla sen buna para veriyonmu?
Sosyetik görünümlü dangoz hatun:Ay çok cüz-i bir miktar,malzemelerde zaten çok tutmuyor 450 lira falan!
Görevli eşi:Hıııımmm....deyip zaten kucağında ağlamakta olan bebeğini susturma gayreti içine girdi.

Ya madmazel ve madamlar!Erkek olsa monşer diyecektim...Hala inemediniz o herkesin orda olduğunu sandığınız zirvelerden...Senin o zikrettiğin miktar belkide o kadının 2 aylık mutfak masrafı.Sen kime ne anlatıyorsun?Sorunlumusunda gelip böyle bir şeyi geçiminin derdine düşmüş,memleketinden henüz kopmuş gelen,sudan çıkmış balık misali çırpınan bu insanlara senin tuvallerini,yağlı boyalarını,sudan ucuzluklarını anlatıyorsun?...Bütün bu diyaloğa tabii adımlarımı yavaşlatarak şahit oldum ve durup, dönüp o tabloyu kafasına geçiresim geldi!...

11 Ocak 2012 Çarşamba

Halley pasta..


    Sakine bir yıldır söyler.Aman bir ısrar,kıyamet:)..Lütfen yapın şu pastayı diye.Dün yine mutfak kuşuluğum üzerimdeydi.Girmek istemedimmi alel acele yaparım birşeyler geçiştiririm ve hiçbir kuvvet bana mutfakta saatler geçirtemez.Bir girdimmide 3-4 çeşit yemek ve pastaları bir anda yapar,kendimi zora sokmaktan zevk alırım:)..Dünde öyle bir gündeydim.Şu meşhur,ne dondurma ne pasta,yedikçe insanın yiyesi gelen,nerdeyse bir tepsiyi bile tek başına yesen doyamayacağın:))(Sakine'nin yalancısıyım) pastayı yapayım dedim.
  Aslında yaptığım yemeklerin arasında pişirilmeden yapılacağı için tercihim olmuştu.Daha boğazımızdan geçer geçmezde Sakine arayıp yorumlarımızı almayı ihmal etmedi:)Haklıymış gerçekten,nefis birşey bu.Eşimin deyimiylede ''süperötesi,,...Doyasıya yiyemedik kalori kaygısıyla  ama hafifliği sizi yanıltmasın,bu bir tuzak:))Hakikaten yedikçe yiyesi geliyor insanın.

  Malzeme listesi ve tarifi uzun uzun yazmayacağım çünkü çok basit bir yapılışı var.Kısaca anlatayım;10 tane halley (şu bildiğimiz,arası marshmallow'lu) kesme tahtasının üzerinde küçük küçük küpler şeklinde doğranıp genişçe bir kaba alınır.Ayrı bir yerde 2 paket krem şantiyi 2 bardak soğuk sütle çırpıyoruz.1 çay bardağı hindistan cevizi,1 çay bardağı dövülmüş ceviz ve biraz damla çikolatayı küp şeklindeki halleylerle harmanlıyoruz.Krem şantiyi fazla incitmeden bu karışımla haşır neşir yapıyor bir borcama bastırarak düzeltiyoruz.Üzerine 1 paket pişirdiğimiz çikolata sosunu soğuduktan sonra döküyoruzki krem şantiyi eritmesin.1-2 saat buzdolabında dinlendirdiktn sonra kesip afiyetle yiyoruz.Keserken çok muntazam dilimler çıkmıyor ama buna değiyor inanın.Acele misafirler ve pasta krizleri için birebir...


     Güzel bir parça eşliğinde birer dilim ikram ediyorum,hadi buyurmazmısınız?

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

instagramdayım..

Ben'ce...

Fotoğrafım
Limon çiçekleri
Antalya, Türkiye
Yaşamımızın sınırlarını hayaller belirler.Hayallerin genişliği,yaşamın sınırlarını aşsada bazen,limon çiçeklerinin o dayanılmaz ilhamı kendini buralara atmış durumda.O kokuyu ömrünüzde birkez olsun hissetmeniz dileğiyle...
Profilimin tamamını görüntüle

Google Website Translator

İzleyiciler

Facebook'tayım.

Nereden böyle?

Misafir olduklarım

Sayfalar

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Sponsors