31 Aralık 2010 Cuma

Hediyelerim geldii!

    Bugün akşamüstü postacı kapıyı bir kez çaldı ve kargonuz var,deyince heyecanlanmadım değil.Sevgili Ferzan o mahir elleriyle yaptığı el emeği göz nuru hediyesini birde cici bir notla süslemiş,çok güzel bir paketle yollamış.İnsan tanımadığı birinden böyle bir hediye alınca gönlü şımarıyor sanki.Kullanmaya kıyamayacağım hediyesi için kendisine telefon ettim ve ilk defa bir blog arkadaşımla canlı canlı :)tanışmış oldum.İnanın o kadar güzel elektrik aldımki kendisinden birdahaki görüşmemizi iple çekicem...Kendisine burdanda çook teşekkür ediyor gönderdiği o harika kremleride kullanırken kendisini her daim hatırlayacağımı ,hediyesinide isteği doğrultusunda kızımın çeyizinin en nadide parçalarından biri olarak saklayacağımı belirtmek isterim.Bir kez daha gönül dolusu teşekkür ederim...



   Herkesin yeni yılını en içten dileklerimle kutluyor,sağlık,mutluluk ve huzurla dolu günler diliyorum.


   Yarından itibaren işyerindeki durgunluk sebebiyle Ocak ayı boyunca bayağı bir izne çıkıyoruz.Üzücü olan sömestr tatilindeki bir haftalık iznimizin tehlikeye girmiş olması idi.Bu fırsattan dolayı önümüzdeki birkaç gün içerisinde memleketim Kayseri'ye,ailemin yanına kısa sürelide olsa tek başına tatil yapmak için hazırlık yapmaktayım.Çocukların okulu var ama eşim ben onlarla idare ederim deyincede bana kısa sürelide olsa bir değişiklik ve özlem gidermek için bir fırsat oldu.Birkaç gün içinde memleketteyim...




   Bugünün anlam ve önemine binaen:)) şarkımızıda dinleyelim:
30 Aralık 2010 Perşembe

Ev ve köy ziyareti,,

   Düzeldim dostlar..İlgi ve alakanıza bir kez daha teşekkür ediyorum.Hatırlatmadan geçemeyeceğim:''halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi''.İnsan sağlıklı olmadıktan sonra cihan padişahı olmuş neye yarar diyerek Kanuni, "bizim de işimiz zor be yani" iması yapmıştır.:)...Öğleden sonra işten çıkıp kızımın dershanesine uğrayıp ordanda partide kadın kolları olarak 2  ziyaret yapmak üzere toplandık.Birincisi bir mahallemizde ev ziyareti idi..

İkincisi Doyran beldesinde idi.Eski belediye başkanı Nurettin beyin evini ziyaret ettik.




ev yapımı keçi peyniri,kendi bahçelerinin zeytinleri ve ev reçeli ile balı yanında Antalya'nın meşhur hamur kızartması ''pişi,,eşliğinde ikram ettiler.teşekkür ediyoruz.



Portakal bahçeleri boyunca ev ziyaretlerimiz sürdü...



Taa köy kahvesine düştü yolumuz...Hararetli tartışmalar birbirini kovaladı..







Kahvehane çayımızı bile içtik:))


Dönüşte ev sahibemiz bahçesinden taze patlıcan ve portakalları ikram olarak toplamış...bir kez daha teşekkür ediyorum...


Birde güzel bir şarkıyla bitiriyorum günümü..Sağlıkla..Sevgiyle..


ışın karaca NE DUAMSIN NEDE BEDDUAM

28 Aralık 2010 Salı

Eksik olmayın..



   Sizler yokmusunuz?..Yoksunuz ama aslında dolu dolu varsınız.Boynumun halini dün yazdığımda yüreğinizle geçmiş olsun yorumlarına bu denli sevgi dolu akacağınızı inanın tahmin edemedim.Bugün işten gelip baktığımda ne kadar duygulandığımı anlatamam.Anladımki blog arkadaşlığı başka,bambaşka birşey..Yürek dolusu dileklerinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum...
  
  Acı patlıcana hiçbirşey olmaz:)Bugün dünden daha iyiceyim.İlk defa bir boyun ağrım bu kadar kısa zamanda hafifledi.''Telepati''dostlar,,,O pozitif dilekler hemmen reaksiyona geçti:))ondandııır...Sizleri çook ama çok seviyorum.Eksik olmayın emi?
27 Aralık 2010 Pazartesi

Nükseden ağrılar..

   Aslında bakmayın böyle gülümsediğime..Sırf kızım ''gülümse anne,,dediği için.Belliki saatlerdir ağrılarımdan dolayı yüzümün hali onlarıda rahatsız etmiş.Herkesi germiş durumdayım.Kendimle başladım,çocuklarla ve en sonunda eşimle bitirdim.Farkındayım..En kötüsüde bu.
  Ben uslanmam hastalık konusunda.Hiçbir tedavimi sonuna kadar takip ettirip tamamlamam.Daha yazın çektirmem gereken boyun emarımı hala yaptırtmadım.Ağrılar başlayıpta son noktaya gelmeyince,kıvranıp sızlanmayınca,bugünkü gibi ağrılardan ağlamayınca harekete geçmem.Halada geçmiş değilim.Haftalar öncesinde takmam gereken boyunluğu taktım sadece.Onada şu saatlerde fazla dayanamıyorum her an çıkartabilirim...

Bu arada sevgili Didem  beni bu güzel ödüle layık görmüş.Can-ı gönülden teşekkür ediyor,bende bu ödülü tüm blog arkadaşlarıma gönderiyorum..



Herkese bu güzel şarkıyla iyi hafta başları diliyorum...Sağlıkla
26 Aralık 2010 Pazar

Yılın son pikniği...

   Arkadaşımız Mahmut ameliyatını olup,patolojik sonucuda temiz çıkınca çok sevindik.Kendinide bugün iyi hissedince,havada kapalı ama soğuk olmayınca, işten sonra öğleleyin kardeşim Selçuklarla kim tutar bizi...Piknik demek biz demek,biz demek piknik demek :)


Patlıcan salatası hazırlıkları hanımlara aittir her daim..









      Enişte,kayınço..Mangallar onlardan sorulur:)




Közde mantar Mahmut beyin tercihiydi...


   Bu pikniğin belkide en keyifli tarafı eşimin közde pişirip ikram ettiği kahvelerdi...



Kahve keyfi süperdi..




Ilgınımda yine birşeylere küsmüş..Halası sevsin onun küstüğünü ..

Bugünün şarkısıda yine sevdiğim bir şarkı olsun...tık...tık..
24 Aralık 2010 Cuma

Etimek tatlısı..

   Büyük kardeşimin eşi sevgili Asiye'm dün telefonda postların arasını fazla tutma diyince,birde tatlı isteyince kırarmıyım ben onu hiç..Ahanda tatlı sana:))..Gerçi bilinmedik bir tatlı değil ama ne kadar basitte olsa herkeste ayrı bir tad oluşturuyor.Karamelize edilmiş şurubu ben sevmiyorum mesela,ağır geliyor.Kreması geçenlerde yaptığım muhallebili kadayıfın muhallebisinden olunca,(içinde krema ve labne var çünkü)ekstradan muhallebinin üzerine kremşanti sürme gereği duymadım.Çokta hafif ve güzel oldu.


Dikdörtgen borcamın içine tuzsuz etimekleri dizip,1,5 su bardağı şeker ve 2 bardak suyla 5-6 dk.kaynattığımız ılıttığımız şerbetini döküyoruz.Bir taraftanda  tencereye döktüğümüz 1 kg.sütün içine 3 yemek kaşığı un,3 yemek kaşığı nişasta ve bir bardak şekeri koyulaşıncaya kadar pişirip,ılınmaya başlayınca 100 gr.(yarım paket) labne peynirini,vanilyayı ve 200 gr. kremayı döküp mikserle göz göz olana dek çırpıyoruz.Şerbet döktüğümüz etimeklerin üzerine yayıp buzdolabına kaldırıyoruz.Üzerini istediğiniz şekilde süsleyebilirsiniz...
  Bu  muhallebiyi çok tuttum.Tadı enfes ve çok hafif.Birçok yerde kullanabilirsiniz.Afiyet olsun...

   Bu arada sevgili yeğenim Zeki Berke'nin dün doğum günüydü.Yanlarında olamasakta gönüllerin bir olduğu aşikar.Nice yaşlara paşam,,,



   Bu şarkıda Asiye ve Zeki Berke'me gelsin...tık tık..
22 Aralık 2010 Çarşamba

Miyase-i ziyaret..

   Kadın kolları olarak yaptığımız ev ziyaretlerine öğleden sonraları işyerine artık bulmakta zorluk çektiğim bahaneler sonucunda yinede katılabilme başarısını gösteriyorum.Evvelki gün Miyase hanımdaydık.Komşularını çağırmış . Bizede bilinmeyenleri anlatmak,ikna etmek, neticesindede 40 türlü fikir için 40'a bölünüp ifadelerimizi kılı 40 yararak anlatmak kaldı:)..Miyase hanımın aşağıdaki ikramınıda hak ettik:)Teşekkür ediyoruz...


Günün türküsü Fatih Kısaparmak'tan. Annem Avşar Türklerindendir benim.Türküde rast gelince böyle esti bugün.Kıyıda köşede kalmış ama güzel bir türkü..''Avşar'ın kızı,,:))
19 Aralık 2010 Pazar

Saklıkent ve kar..

 Dışarda güneşli,enfes bir hava varken,çocuklar Saklıkent'e,kar ve kaymaya götürme sözümüzü hatırlattılar.Sözümüz söz dedik ve çıktık yola.50 km yi 1 saatte aldık.1850 metre yükseklik bir anda kulaklarımızı abluka altına aldı. Yol bakımı daha iyi olabilirdi.Berbat,çukurlarla dolu.İçimiz dışımıza çıktı.Erciyes'in yolunu düşününce,buranın çok ihmal edildiğini gördük.Yazık.bir o kadar günübirlik inip çıkanlar var.Çocuklar çok eğlendiler.Eh bizde eğlendik sayılır.Beraber kızakta kayarken biraz korksamda eğlenceliydi.Özlemişiz karı...




Üşüyerek indik..Acıktık.Kendimizi yol üstünde Doyran'da bir gözlemeciye attık.Bazlamalar sıcacıktı.

Bu arada sevgili çilekli kız beni mimlemiş.Unutmuş değilim.Teşekkür ediyorum.Bu mimi daha önce cevaplamıştım.Sevgilerimi iletiyorum..

Herkese güzel haftalar diliyorum...Günün bu güzel şarkısıyla  veda ediyorum...
16 Aralık 2010 Perşembe

Acılı kek,kadayıflı muhallebi

   Hafta içi izin kullanmak demek mutfaktan çıkamamak ve ayakaltında kimsenin olmayışından mütevellit,temizlik yapmak demek.Kısacası çalışan bayanlar için yorucu,benim içinse sanki iki kat yorucu geldi..Bugün işyerinde genel müdürümüz ''bu izinde çook iyi geldi,iyi dinlendik,, deyince,kendi adınıza konuşun lütfen demişim.Hiiç farkında değilim:)
   Fırsat bu fırsat eskiden çok yaptığım,tarifi taa 15 yıl öncesine,Kayseri'de bir arkadaşıma dayanan ama bugünlerde aklıma gelmeyip eşimin hatırlattığı ''Acılı kek,,'i sizlerle paylaşmak istedim.Adı üstünde acılı...ve bol patatesli.

   Tarifi arkadaşım o zamanlar göz kararı vermişti,bende aynen göz kararı yapıyorum tepsimin büyüklüğüne göre.Dünkü yaptığımın malzemelerini bu sefer ölçülerinin miktarına dikkat ederek yaptımki sizlerle paylaşayım diye.Tarif büyük fırın tepsisine göre.

Acılı kek:
4 yumurta
1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı yoğurt
4 adet orta boy patates
2 adet orta boy soğan
2 adet sivribiber
1 paket kabartma tozu
kek kıvamında olacak kadar un
pul biber,karabiber
arzuya göre maydanoz(ben kullanmadım)

Öncelikle patates,soğan ve biberleri doğruyoruz.Minik minik yada soğanları yemeklik,biberleri salataya doğrar gibi ve patatesleride yassı küçük dikdörtgenler şeklinde.Şekilde görüldüğü gibi,


  Ardından yumurtaları iyice çırpıp,sıvı yağ,yoğurt ve unu kek kıvamında olcak şekilde karıştırıp kabartma tozunu ilave ediyoruz.Doğradığımız tüm malzemeleri ve arzuya göre baharatlarıda ilave edip şekildeki kıvamı alacak biçimde karıştırıyoruz.

Ardından yağlı kağıt serilmiş ve hafifçede yağlanmış tepsiye karışımı döküyor ve üzerine çörekotu serpiyoruz.170 derecede iyice kızarana ve içi iyice pişene dek pişiriyoruz zira patates ve soğanlar pişerken bir miktar su saldığı için içini çekmesi gerekiyor.Sonuç,börekle tuzlu pasta arası,acılı nefis bir lezzet...

Ardından tatlımızıda yapayım dedim ve yazın gittiğimde kızkardeşim Sakine'de yediğim ve çok lezzetli hafif bulduğum muhallebili kadayıfı yapmaya karar verdim.Sevgili düşbahçesi'nin tarifinde muhallebisinde krema ve labne kullanılmış.Lezzet katacağını düşündüğüm için muhallebisini o şekilde yaptım.Çok beğenildi.Tarif  burada


Çok sevdiğim,güzel bir şarkıyla noktalayalım.tıklayıp dinlemenizi tavsiye ederim..Herkese afiyet olsun..

14 Aralık 2010 Salı

Yaprak ve kuru patlıcan dolması,

   Bugün iş çıkışı öğleden sonra yoğun olduğumu bildiğim için dolmaları dünden yapıp hazırladım.Sağolsun Funda'da yetişti ve yaprakları sarmama yardım etti.Dolapta çok az dolmalık kuru patlıcanda olunca ikisini beraber doldurup pişirdim.Ne biri fazla,ne eksik.İkiside aynı kıvamda pişmişler...


Yarın izinliyim...Neyleyim hafta içi izni diyeceğim ama halletmem gereken işleri hafta içi yapınca,haftasonu öğleden sonralara pek birşey kalmıyor.Neyse bende yarın temizlik,yemek,alışveriş ve Yaren'in okul ziyaretini yapar,izin günümün sonunda pestil gibi olup çıkarım:))

Buyrun bugünkü türkümüze.Kubat'tan.Çok beğendim.Klibide öyle...
 
Kubat Ucu Yanık Mektup Orjinal Klip
.
13 Aralık 2010 Pazartesi

Yoğurtlu semizotu yemeği..

   Sebze sevilmesede bizde ev halkı tarafından,işin içine yoğurt girdiği zaman hangi yemeğe dökersen dök yiyebiliyor kızlar.Semizotlarını bugün pazarda taze görünce yapmak istedim.bayıla bayıla yediler.Sen nelere kadirsin sarmısaklı yoğurt:))

Soğanı ve çok az kıymayı sıvı yağda kavurup biraz biber salçası ve domates salçası ekleyip,yıkayıp doğradığımız semizotlarını ilave ediyoruz.Bir kahve fincanı kadarda pirinç ekleyip,çok az su ilave edip kısık ateşete pişiriyoruz.Yerken sarmısaklı yoğurtla güzel bir kış yemeği oluyor...Afiyet olsun..

Eşim okulda olup çocuklarda yatınca Gülay'ı dinleyerek sessizlikte dışarıdaki yağmurun cama vuran sesiyle kestane keyfini yapıyorum...


12 Aralık 2010 Pazar

Bu soğuğa kar olsaydı bari...

   Soğuğu Antalya'da bile bu denli hissetmişken,akşam haberlerinde (üzücü kazalar dışında) kar yağışı olan yerler(ki buna muhtemelen şu saatlerde memleketim Kayseri'de dahil olmuştur)bize fazlasıyla aah ah dedirtti.Çok özledim o yeni yağmış karın üstünde ayaklarımızın bastığı yerden gelen o gıcır gıcır kar sesiyle birlikte yürümeyi..Antalya'nın çevresindede dağların yüksek yerlerine kar biraz olsun yağmış durumda.Sabah işe giderken o keskin soğukta hemen farkettik.Henüz bizim ulaşabileceğimiz noktalara gelmedi.Aşağılara ilk yağdığında çocukları götürmeye söz verdik.
  Bugünün özel bir pazar olarak geçtiğini söyleyemem.Sabah öğleye kadar iş..Öğleden sonra bu hava muhalefetinden dolayı doğa gezileri olamazdı zaten:).Yaren'i basketbol antrenmanına götürüp,kısacık zamanda pazar alışverişini yaptık.Okuyacak kitabım bitince bugün Minelnur'la sahafa attık kendimizi.2 gündür kitapsızlıktan kıvranıyorum.Uzun uzun kitapları inceleyebilme vakti buldum....






Sonunda 2'şer tane kitap aldık kızımla.Bizi bu hafta idare eder:)..

Talip Aydemir'den ''Sürgü,, ve şu aralar pek bir meşhur olan Elizabeth Gilbert'tan ''Ye,dua et,sev,,



Hafta sonu menüsünde sıkça yer alan balık,çok istemeselerde ısrarlarımla gerçekleşti.Ben ne kadar hamsi sevsem,bir o kadar hamsi istememekte ısrar ediliyor.Sırf balık yesinler diye 2 yada 3 çeşit balık pişiriyorum bazen.Herkesin zevkine göre balık:)Bugün kararlılığımı gösterip bu duruma bir nokta koydum.Hamsi kazandı!:)

Kızım Minelnur'da salatayı çok güzel yapıyor.Salata ona aitti.Birde süsleyivermiş.Yaren'de ablasına yalakalıkmı?Balığı az yiyip salatayla geçiştirmek niyetiylemi bilinmez,''salata muhteşem olmuş''deyip saldırdı...Netekim başarıya ulaştım.Tek çeşit balık yedik:)



Şimdi ütüleride bitirip, ayaklarımı uzatıp,blogumla ilgileniyorum.Şu güzel ezgi eşliğinde...birlikte dinleyelim...İyi haftalar diliyorum...


10 Aralık 2010 Cuma

Ziyaret,

   Belkide bir çalışan olarak hanımların ev gezmelerinde bulunamamak,kadınca sohbetlerden uzak kalmak bende bir eksiklikmi hissettiriyorki bu tür ev ziyaretlerine herşeye rağmen koşa koşa gidiyorum:)..Görev aşkı arkadaşlar:))Medya ve Tanıtımdan sorumlu başkan olarak her ev ziyaretini rapor etmem ve resimleyip il başkanlığına iletmem gerekiyor:)  Mesleğimin dışında, Avrupalı insanlardan uzak,çoluk çocuk,eş,okul,eğitim ve bilumum annesel sohbetler,yeterince olamadığım ama olmam gereken dünyayı hatırlatıyor.Görüş alışverişi,amaçlar ve siyasetide araya sıkıştırıp çözüm üretmek harika bir duygu...Evsahibemiz Çiğdem hanım güzel bir ikram tabağı hazırlayıp sohbetler eşliğinde damaklarımızıda şenlendirmeyi unutmamış.Teşekkür ediyorum.






Bu şarkıyıda çook seviyorum.Dinleyelim...

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

instagramdayım..

Ben'ce...

Fotoğrafım
Limon çiçekleri
Antalya, Türkiye
Yaşamımızın sınırlarını hayaller belirler.Hayallerin genişliği,yaşamın sınırlarını aşsada bazen,limon çiçeklerinin o dayanılmaz ilhamı kendini buralara atmış durumda.O kokuyu ömrünüzde birkez olsun hissetmeniz dileğiyle...
Profilimin tamamını görüntüle

Google Website Translator

İzleyiciler

Facebook'tayım.

Nereden böyle?

Misafir olduklarım

Sayfalar

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Sponsors

Blog Archive