31 Ekim 2010 Pazar

Orman havası,piknik havası..

İzinli günde çok özel olmasada hamurişi seven ev halkına sabah bir sürpriz yapıp hamur kızartması ile (buralarda buna ''pişi,, diyorlar)kahvaltılarında farklılık yapmak istedim.


Yaren'in dershane sınavından sonra artık Antalya'da piknik sezonunun açılmasından mütevellit ki yazın gerçekten yapılmıyor sıcaktan,epeydir yapmadığımız bu etkinliği temiz hava alma bahanesiyle kararlaştırıp soluğu Güver uçurumu mevkiindeki Düzlerçamı piknik alanında aldık.





Birazda ter attık hep beraber,yorgunluğumuz şu an diz boyu...ama değdi..
Şimdi rutin pazar akşamı ütüleri beni bekler,haftabaşı hazırlıkları....

Bugünlükte hadi bakalım bir Cengiz kurtoğlu
parçası,iyi haftalar dileklerimle herkese sevgiler....

.

30 Ekim 2010 Cumartesi

Potada zaferle bir maç..

Küçük kızım Yaren'in birkaç yıldır lisanslı basketbolcu ve bir kulüpte oyuncu olması sebebiyle bizimde bu sporla ilgilenmemiz artık mecburiyetten öte zevke dönüştü.Kepez Belediyesi basketbol kulübünün maçına davet edilince hiç hayır demedik ve bu akşamıda böyle geçirmiş olduk.

Kepez belediyesinin Arena stadı beklediğimden güzeldi.Belediye başkanına teşekkürlerimi iletiyorum.Antalya'nın en büyük merkezdeki stadı bile bu tesisin yanında biraz nokta kalır gibi...İstenince yapılıyor onu gördük...Memleketimin Kadir Has Kapalı Stadyumunu tenzih ederiim:)



Bayağı bir ciddiyetle izlemişiz:)

Neyseki bu ciddi izleyişimiz sonunda galibiyetle ayrılan taraf Kepez oldu.Kendilerine başarılarının devamını diliyorum.

Bu arada yarın izinliyim,yaşasın!Ne yapsak ne etsek bilmem ki?İnsan arada bir izinli olunca ne plan yapacağını bilmiyor.Neyse yarın ola hayrola...



Orhan Gencebay - Akşam güneşi
29 Ekim 2010 Cuma

Deniz deniz,...bendeniz.

Akşamüstü bulutlara rağmen,pek bir sakin,dingindi kıyı.O sakinlikten nemalanmak istedik.Yazın yakınından bile geçmek istemiyorum sıcaktan,nemden,kalabalıktan.Şimdi tam benim deniz havalarım...


Martı kanadı gibi süzülürken
Gümüş renkli, menevişsiz deniz
İnsansız, teknesiz ve sessizdi
Güneş bekleniyordu kıpırtısız
Ilık bir yel esti inceden
Yosun kokuyordu yükü
Balıklar karnını yarıp denizin,
Şaşkın bakıyordu sessiz dünyaya.
Kumsal üşüyordu güneşsiz
Deniz de deniz değildi zaten sensiz




Yorgun balıkçılar,
Bir türkü tutturup dönerken
Denizin kızılından anlamalı akşamı
Gün batmalı,
Yine gümüşlemeli deniz
Bir de,
Ellerin eklenmeli ellerime
Yani deniz dediğin,
Deniz gibi olmalı...

 
 
 
 
 
 
 
Bir gün nehirler gibi çağlayarak derinden
Dağlardan,ormanlardan sana akacak mıyım?
Ey deniz,şöyle bir gün sana bakacak mıyım?
Elma bahçelerinden,fındık bahçelerinden?



söyleyemedim

izlesene.com
28 Ekim 2010 Perşembe

Çakma doğum günü:)

Her pasta alışımızda Ilgın'ın doğum günü mumları üfleme merakı ona sık sık yalancı doğum günü havası yapmamıza sebep oluyor.Bu mumları defalarca yakıyoruz ve defalarca üflüyor.Her seferinde serenatlarımızıda yapıp alkışlıyoruz.Tabii bir lokma pastadan yemiyor ayrı mesele...


  Akabinde Funda ile balkonda yeşil çay:) keyfi


Güzel bir Neşet Ertaş türküsünde Orhan Hakalmaz ve Bedirhan gökçe düetini paylaşmak istiyorum.Güzel,keyifli akşamlar diliyorum...

Orhan Hakalmaz - Bedirhan Gökçe - Ahirim Sensin
25 Ekim 2010 Pazartesi

''Kimse Yokmu?''

Bu akşam teşkilatın kadın kolları olarak ''kimse yokmu?''derneğinde yemeğe davetliydik.
Kendilerine gösterdikleri yakın ilgi ve alakadan,açıklayıcı sunumlarından dolayı teşekkür ediyor,çalışmalarında başarılar diliyorum.Allah yar ve yardımcıları olsun inşAllah...



Güzel bir türküyle(ki)benim en sevdiğim türkülerden biridir,sizlere hayırlı akşamlar  diliyorum.

Leman Sam- Yesil ördek gibi daldim göllere
Yükleyen hkayg. - Video klipler, sanatçı röportajları, konserler ve çok daha fazlası.
24 Ekim 2010 Pazar

İlk Blogger Ödülüm.

  
   Sevgili Ayşem Mutfakta bana bu ilk ödülümü layık görmüş.Kendisine bu inceliğinden dolayı çok teşekkür ediyorum.
   Ödülün kuralı gereği; * Ödülü kabul edin, ödülü verene bloğunuzda bağlantı kurun. * Ödülünüzü 15 blogcu arkadaşınız ile paylaşın. Genel bırakmayın. * Seçtiğiniz 15 blog arkadaşınızla iletişim kurun,seçilmiş olduklarını bildirin.
   Bende kural gereği aşağıda linkleri yazılı olan arkadaşlarımla bu ödülü paylaşıyorum.
  1-CAFE PEPELA
  2-Bayram Kombesi
  3-REYYAN BEBEK   
  4-TESPİH TANELERİ
  5-...: kalp kurabiye :... 
  6-Mekila'nın Gezegeni
  7-Mintinin Mutfağı
  8-Anne Café 
  9-gezginay
10-MİNİK MUCİZEMİZ
11-nohut oda bakla sofa
12-sütüme sarelleme karışma!
13-Swotpisces
14-MaRdiNGeLiNi
15-YEMEK VAKTİ
23 Ekim 2010 Cumartesi

Oooof..of..

Rutin başlayan bir günken,şu an sus pus oturmamın yegane sebebidir Fatmaana nine....

İşten dönüşte benim açıkhava ve doğal ortam müptelalığım yine köy ve dağ yollarına düşürdü bizi.
Yemeğimizi yediğimiz bu sakin ve dingin yerde her türlü doğallık fazlasıyla vardı.

Geyikbayırı köyüne doğru devam edelim ve herzamanki uğradığımız çeşmeden bir su içelim dedik hep beraber,hatta terliklerimi çıkarıp ne kadar negatif elektrik varsa def edeyim biraz diye çeşme başında ayaklarımıda suya değdirmeyi ihmal etmedim:)

Dedik demesine,yemeğimizi yemiştik,gezdik, tozduk, keyfimizi çattık...İnsanoğluyuz hiçbirşeyden menun olmuyoruz.''suda pek soğukmuş,ayaklarımız,ellerimiz üşüdü''deyip bu kadarda olmazki canım diyecektik nerdeyse utanmadan...

Yakındaki bir evin önünde bizden birşeyler rica etmeye çalışan Fatmaana ninemizi gördük o esnada...''Aman ninecim çok tatlısın sen,dur bir resmini çekelim''derdindeyken biz o başka dertteydi...Akşam üzeri olmuştu,hava soğumuş sobasını yakamamıştı.Bizden sobasını yakıp yakamayacağımızı soruyormuş.
''Derdin bu olsun ninecim,hay hay,, dedik.Evine doğru yola koyulduk.



Sobasını yakmak için eşim odunları kırmaya çalıştı.Evin içi darmadağın,bakımsızlık ve fakirliği her taraftan akan evde
Evlatlar hayırsız,3 ayda bir aldığı yaşlılık maaşı haricinde hiçbirşeyi yok.Birde yanında okula gitmek için kalan 10 yaşındaki torunu varmış.Ağza atılacak bir lokma yok.Hazırlayacak hali yok çünkü.
Neden bu halde olduğunu anlamaya çalıştım,oda gücünün yettiğince,dilinin döndüğünce anlatmaya çalıştı.Allah hepimizin evlatlarını hayırlı birer evlat olarak bize bahşetsin inşAllah...Başını soktuğu bu kocasının yadigarı evini satmaya zorlayan evlatlarının yaptıklarını anlattı...oof of..

Sobayı yakmayı başardık.


Haftaya kadın kolları teşkilatımızla geleceğimize ve daha ömründe 1 kere gittiği doktora onu gözlerindeki katarakttan dolayı götüreceğimize söz verdim.Sadece ona değil,kendimede...Kesinlikle döneceğim merak etme dedim.Yaren'in ağlamamak için kendini zor tuttuğu anlardan biride yansımış kareye.Arabada birbirimizle hiç konuşmadık.Sustuk kaldık öylece...

Yolda gelirken köylülerin kaynattığı nar ekşisinden bu kışlık ihtiyacımızıda aldık.Sabah 6 den beri kaynattıkları nar sularının rengi bile pek neşelendirmedi bizi...of'ki ne of..
22 Ekim 2010 Cuma

Hazır yemek,hınzır

İşten her zamankinden daha geç gelince yemek için eşim pratik bir çözüm bulup ben gelmeden kıymalı pidenin harcını hazırlayıp yaptırtmış bile.Yemek telaşımı giderdiği için teşekkür ediyorum bolca...



Büyük boy kızım dersiyle ilgili bir konuda yardım isteyince,''yok anlamam ben''demek işime gelmiyor artık(ki hakikaten artık zorlanıyorum:))Getir kızım bakalım dedim ama....önce benim bir kavramam lazımmış  konuyu:)bırakıp benim halimi görüntülerken gülüyordu hınzır.



Hakikaten hınzırsın kızım.Ben orda cebelleşirken sen bilgisayarı alıp fırsatı değerlendirdin bile!:)


Bu arada Salı günü bir toplantıda yapmam gereken konuşmayıda hazırlamam gerekiyor.Kalabalık bir topluluğa olacak sanırım.Bu konuda ufakta olsa bir iki deneyimim oldu ama bu seferki daha ciddi bir toplantı olacak.Kalabalık bir topluluğa karşı konuşurken rahat olmanın yolunu çok sevdiğim bir arkadaşımın bir tezi ile halletmek istiyorum:) Çok tuhaf belki ama(bir hocasının tezi idi sanırım) karşıdaki insanları (affınıza sığınarak)koyun olarak düşününce bu işin üstesinden gelineceğini söylemişti.Deneyeceğimden emin olabilir.

Çok sevdiğim bir türküyüde bu akşamlık paylaşmak istiyorum...Güzel haftasonları diliyorum..



by Havva
 
21 Ekim 2010 Perşembe

Olur böyle şeyler...

Bugün herkes kendi zevkine göre akşam yemeğini yedi.Mantıyı pek sevmeyen kızlarım,hazır dondurucuda bulunan anne emeği mantılarımı, hemencecik çabuk yemek hazırlama girişimimi yarıda bıraksalarda ben kendime yinede pişirdim.Kızlar ısrarla tavuklu pilav isteyince,bunların ikisinede sıcak bakmayan eşim ''madem herkes istediğini yiyor''deyip çok sevdiği peynirli yumurtayı pişiriverdi:)Velhasılı,kelalaka yemekler sofrada yer alınca şöyle bir baktım .İçimden:''En lezzetlisi benim yemeğim''deyip gülümsedim bir an:))

bedirhan gökçe-anladım

izlesene.com
20 Ekim 2010 Çarşamba

elmalı,havuçlu,cevizli,tarçınlı kek:)

Epeydir kek yapmıyorum biliyorum.Yaptığım zamanda en sık yaptığım,benim tek sevdiğim,ev halkınında severek yediği bu kekin kıvamınıda çok seviyorum.Çikolatalı,üzümlü ve sade kekler bana göre değil açıkçası.Sabah kahvaltısında çocuklara bol protein olsun dedim ve biraz önce pişen kekim ve tarifi;..afiyet olsun...

Malzemeler:
-4 yumurta
-1 buçuk su bardağı toz şeker
-1 çay bardağı sıvı yağ
-1 çay bardağı süt
-2 buçuk su bardağı un
-1 büyük elma
-3 yada 4 tane havuç
-1 avuç hafif ufalanmış ceviz
-1 yemek kaşığından az tarçın
-1 paket kabartma tozu
-1 paket vanilya

Yumurta ve şekeri köpürünceye dek çırpıyoruz.Sırasıyla diğer malzemeleride katıp küçük küçük doğradığımız elma ve rendenin ince tarafıyla rendelediğimiz havucuda katıp mikserle  30 saniye kadar çırpıp,en son olarakta kabartma tozu ve vanilyayı katıp fazla karıştırmadan yağlanmış dikdörtgen borcama(zira ben bu keki kalıpta sevmiyorum açıkçası)döküp,170 derecede pişirelim.Kürdan yada bıçak kontrolünü ihmal etmeyelim.
Kokusuyla,tadıyla enfes bir kek.Denemek isteyenlere şimdiden afiyet olsuuun...


UĞUR IŞILAK-GÖZLERİN VURDU-YAKAMOZ-CY

video.mynet.com
17 Ekim 2010 Pazar

İzinli Pazar,güzel Pazar..

Uzun bir aralıktan sonra izinli olmak,....üstelikte bu izin Pazar olunca tahmin edersinizki çok sevindim.Ev halkıda buna dahil.

Bu kadar uzun bir aradan sonra aile efradı ile şöyle geç vakitte,acele etmeden bir kahvaltı ettik nihayet.Hep bir eksikle kahvaltı ettiklerini söylüyorlardı.Onları kahvaltı sofrasında mutlu görmek,beni onlardan daha fazla mutlu etti..

İzinli oluşum Cumartesi akşamı belli olunca plan program yapmamıştık.Çocukların kursları olduğu için bize katılamayacakları belli idi.İşyerinden ailece görüştüğümüz arkadaşlarım Mahmut ve eşi Semra'yı arayıp bize katılıp katılamayacaklarını sorunca,onlarında bizimle birlikte Pazar geçirmek istemelerine sevindik.



Kepez belediyesininin şehri tepeden gören ''Kent Ormanı''mesire yerinde güzel manzara ve hava eşliğinde keyifli dakikalar geçirdik.



Ormanın ortasında keyifli dakikalar geçirmek için yapılan ''paşa çadırı''nda Semra ile görüntülendik.


Semaverde çaylar içildi.Sohbetler edildi.

Vakit erken olunca Antalya'ya yakın bir köyde,turistik geziler için köy evi kiralayıp,bunları eski köy evlerinden ve kendi ailesinden yadigar kalan eşyalarla otantik bir mekan haline getiren eski iş arkadaşımız Azmi Serdar'ın yanında soluğu aldık.



Taş el değirmeni dahil ordaki herşey en az 50-150 yıllık
Halı dokuma aletleri
El oyması ve el sanatı bir sürü güzellik.Kültür zenginliğimizin ufak görünen ama büyük detayları.

Azmi beyin anneannesinden kalma Uşak yöresine ait çeyiz sandığı..

Hala işlevselliğini yitirmemiş dokuma tezgahıda 100 yaşına yakın.


 Camdan yapılan süs eşyalarının yapım aşamasındaki incelikleri yine Azmi bey'den dikkatle dinledik.

Eh,bugünlükte turist olduğumuza göre turistler gibi fotoğraf çekinmek mübah oldu:))

Akşamada sevdikleri mamalardan fırında köfte ve fırında kaşarlı kremalı patates graten vardı.Patates gratenin kısaca tarifi:
patatesleri orta kalınlıkta dilimleyip tuz ve az karabiberle harmanlayıp yağlanmış borcama dizin.Üzerine kutu kremalardan patatesin miktarına göre döküp fırına verin.Ara sıra çatalla patateslerin pişip pişmediğini kontrol edin.Çıkarmaya yakın üzerine bolca kaşar serpip,eriyince çıkarın.Et yemeklerinin yanında,çocukların ve misafirlerimin çok beğendiği ve benden istek aldığı bu tarifi ısrarla öneriyorum.Afiyet olsun....Herkese hayırlı bir hafta başı diliyorum...

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

instagramdayım..

Ben'ce...

Fotoğrafım
Limon çiçekleri
Antalya, Türkiye
Yaşamımızın sınırlarını hayaller belirler.Hayallerin genişliği,yaşamın sınırlarını aşsada bazen,limon çiçeklerinin o dayanılmaz ilhamı kendini buralara atmış durumda.O kokuyu ömrünüzde birkez olsun hissetmeniz dileğiyle...
Profilimin tamamını görüntüle

Google Website Translator

İzleyiciler

Facebook'tayım.

Nereden böyle?

Misafir olduklarım

Sayfalar

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Sponsors

Blog Archive