30 Ekim 2011 Pazar

Piknik..

   Mevzubahis bizim sık ve kısacık,acele pikniklerimiz değil aslında.Geçtiğimiz haftaların birinde ard arda deklanşöre basılmış bu resimleri konuşturmak:)..Resimleri seslendirdim.Konuya uzak kalmayasanız diye:))


     İkizler burcu,yerinde duramayan,haşarı küçük boy bir kızınız varsa (yani bize göre küçük,aslında e...k kadar 8. sınıf öğrenisi) yemeğinizi dahi yemekte zorlanırsınız:)Kızsanız kızılmaz her zaman çünkü her dakika ve her an böyle olunca artık yüz göz olacağınızı düşünür,kendinizi zorla frenler,la havleler çekersiniz çaktırmadan:))

    ''Amaaan boşver,bizde başbaşa kaldıkmı emekliliğin tadını çıkarır,gezeeeeer,tozarız.Bu kızları kafamıza takmayız o zaman.Nasıl olsa ikimizdede gözlük,emekliliğin sinyalleri kendini gösterdi bile:)),,...Birileride ordan;''Torun bakacaksınız daha!,,der ve biz hiçte umursamayıp aşağıdaki pozu veririz:))


  
    Ben cır cır cır konuşmaya devam etmişim:)Ne anlatıyorum hala burada hatırlamıyorum:))


       Devam ediyorum:))...Eşimdeki surat ifadesine bakarmısınız:))


      Yaren bu arada kendini aşmış..


      Yani bu fotoromanın üzerine en sondaki resmin ifadesinede bu yakışırdı;''Konuştum!Rahatladım!,,
28 Ekim 2011 Cuma

Lazanya..

  Yemek içmek bahane,maksat muhabbet olsun demekte ısrar etsemde birbiri ardına sıraladığınız o müthiş tariflerede gözlerim faltaşı gibi açılıyor dostlar:)
  Blog dünyasıda her bir gün bana ayrı bir mutluluk veriyor.Evde bıraktığım küçük bir çocuğum varmışçasına koşturup geliyorum.Kimler misafirim olmuş,o güzel ve içten yorumlarınızda neler dillendirmişiniz,ne mamalar döktürmüşünüz,hepsini öyle bir merak ediyorumki..Sağolun.Çalıştığım için öyle oturmalardan,davetlerden uzak kaldığımada hiiç hayıflanmıyorum artık:)Muhabbetin alası,mamaların en güzeli burada.Akşam aldımmı laptopumu kucağıma benim altın günüm başlamış oluyor:))Hemde en samimisinden,en kalabalığından....
  Bugün bir önceki postuma güzel,içten ve bir o kadarda üzüldüğüm bir yorum aldım.Şaşırdım,sevindim..Tıpkı sevgili Zelihamın burada bahsettiği gibi şahane bir karşılaşmaya ramak kalmış ama benim aceleciliğim yüzünden kısmet olamamış maalesef.Sevgili ikizlerimbenim blogunun sahibesi gittiğim alışveriş merkezinde beni tanımış ve ben acelece yanından çekip gitmişim:((...Kendisini izleyemediğim için tanışamamıştık ama en kısa zamanda tanışmak istediğimi ilettim.Güzel yorumunuda aynen aktarıyorum.Hadi nasıl üzülmezsiniz.....''merhaba dün sizi özdilek alışveriş merkezinde rastladım, hatta aşağıya beraber indik, ben tam arkanızda ikizlere sahip olmaya çalışıyorum, size seslendim ; ama duyuramadım; zaten sesim de kuvvetli değildi. aceleniz de vardı, arabanıza doğru koşar adım gittiniz, ben de 2 canavarla baş etmeye çalışıyordum; sağlık olsun. laf aramızda bence çok tatlı görünüyordunuz :)...Canım...En kısa zamanda tanışmak ve buluşmak üzere diyorum..

Pek bir sever çocuklar yaptığım lazanyayı.Bu sefer yaptığımı bende çok beğendim bir şeyi dışında...Lazanyanın hamurunu hep haşlanacak tipte alırdım.Kolaya kaçıp şu haşlama gerektirmez denilenlerden aldım bu sefer.Bolonez sosun ıslatmadığı kenarcıkları biraz kıtırlaşmış..Kızkardeşim Sakine  bu haşlamaya gerek olmayanlarıda biraz haşlayıp yaptığını söyleyince ben bir dahaki sefere öyle yapmaya karar verdim.Bu seferkinin kenarları kıtırda olsa tadı muhteşem olmuştu...

Malzemeler:
  • 18 yaprak (her katta 6 tane,dikdörtgen borcam için)lazanya yaprakları(Ben barilla kullandım)
  • 500 gr.dana kıyma
  • 3 dolu yemek kaşığı garnitür.(patates,bezelye,havuç)
  • 3 adet soyulmuş ve minik küpler şeklinde doğranmış domates
  • 2 diş sarmısak
  • 1 tatlı kaşığı toz şeker
  • domates ve biber salçası
  • sebzeli tuzot karışımı
  • Biraz zeytinyağı ve tereyağ(Kıymayı kavurmak için)
  • 500 gr.kaşar peyniri
        Beşamel sos:
  • 2,5 su bardağı süt
  • 2 yemek kaşığı tereyağ
  • 1,5 yemek kaşığı un
  • 1 yumurta sarısı
  • muskat cevizi rendesi
  • karabiber,tuz
    Kıymayı sıvı ve tereyağ karışımında iyice kokusu çıkana kadar(Ben bu aşamayı kıyma kıtırlaşana dek sürdürüyorum)kavuruyoruz.2 diş sarmısağıda elde kıyıp domates ve birazcıkta biber salçası katıp kavurmaya devam ediyoruz.Minik doğranmış domatesleri,garnitür,baharat ve şeker ilavesiyle sulanmaya başlayan bolonez sosumuzun altını kısıp kapağını kapatıyoruz.domatesler yumuşayınca hafif sulu olması gereken kıymaya birazcık kaynar su ilave edip 10 dk. daha pişiriyoruz.Bu arada 2 yemek kaşığı tereyağında kokusu çıkana kadar kavurduğumuz unun üzerine hızlıca soğuk sütü boşaltıp hızlı hızlı karıştırıyoruz.Hafif koyulaşmaya başlayınca muskat cevizi rendesi,karabiber ve yumurta sarısınıda ekleyip kıvam alınca altını kapatıyoruz.Borcamın tabanına ıslanması ve hamurların yapışmaması  için kıymanın sulu tarafından bir iki kaşık döküp yayıyoruz.Üzerine bir kat hamur diziyoruz.Beşamel sostan eşit miktarda sürüp kıymayıda yayıyoruz.Kıymanın üzerine rendelenmiş kaşar serpip yine hamurla devam ediyoruz.Bu şekilde son kat (3.kat)hamuruda yerleştirip kalan kıymayı üzerine yayıp kaşar peyniri serpiyoruz.Kıymanızın ve beşamel sosunuzun durumuna göre miktarı çoğaltıp daha fazla kat çıkabilirsiniz:).220 derece fırında üzeri kızarana dek pişiriyoruz ve fırından çıkarmadan öncede biraz daha kaşar peyniri serpip fırını kaşarlar eriyene kadar kapalı tutuyoruz.Çıkarıp,dilimleyip afiyetle yiyoruz:))


     Sizlere sevgilerim yolluyor,sağlık,güven ve afiyette olmanızı diliyorum..
26 Ekim 2011 Çarşamba

Bir ses verin!

  Enkaz altında arama kurtarma çalışmaları sürerken çokça duyduk.Enkazların altında bizlerde kaldık sanki.Sesimiz soluğumuz kesildi.Tek teselli yardımların çığ gibi büyümesi,herkesin Van için tek yürek olması.Bu kadar üzüntünün üzerine bunlarda sevindirici görüntülerdi.Biz ölmemişiz ya!
  Yazacak çok şey varken dediğim gibi aslında hiçbirşeyde yok.Taa geçen hafta,haftasonu gezintimizden görüntüler unutulmadan paylaşılsın istedim...Sizlerde bir ses verin istedim.


    Severim Antalya usulü tahinli piyazı.Belkide Antalya'nın tek sevdiğim özgün yemeğidir diyebilirim.Evde yapmayı henüz denemediğim için genelde dışarda yemeyi tercih ediyorum piyazı.Zaten ben ve eşim dışında yiyen yok.Çok lezzetli,...Gerçekten..


   Orfe at çiftliğini gezdik.Sakin güzel ve değişik bir yer.Ata binmediğimiz için gezmek dışında yapılacak biryeri olmayan bir mekan.Güzel bir ortam sağlanmış.Sakin ve doğal.Yılda bir kere belki uğruyoruz.En son kızkardeşlerim Antalya'ya geldiğinde gitmiştik...Artık birdaha seneye uğrarız.







    Hızımı alamadım ve Kemer yolunda sahilde akşam vakti yürüdüm.Su çok ılıktı.Denize girmeyi sevmeyen birine sezon sonunda deniz suyu bu kadarmı çekici gelir?..Bendeki terslik işte...

   Sağlıkla,huzurla kalın inşAllah..
24 Ekim 2011 Pazartesi

Allahım güç ver..Badem aromalı kek..

   Kınalı kuzularımızın ardından bugün ne yazacağımı,nasıl yazacağımı düşünürken bir imtihanla daha dün karşı karşıya geldik.Mutlak tevekkül edeceğiz.Allahım taşıyamayacağımız yük vermesin inşAllah,dua edeceğiz..Sözlerin yetersiz kalacağını bilmekteyim dostlar ve bu konuda çok moral bozucu,olayların akışı ile ilgili yazmaktan uzak kalacağım.Rabbim herşeyin hayırlısını versin,ölümünde..
  Tevekkül dediysek sadece dua ile sınırlamayalım.Birçok blogdada yer vermiş arkadaşlar sağolsunlar.SMS yoluyla en kısa zamanda ve kolaylıkla çorbada bir tutam tuz misali yardımda bulunabiliriz.Biliyorsunuzki biz Türk milletinin böyle zamanlarda tek yürek ve tek bilek olmasının üzerine yoktur.Bunu bir kez daha gösterelim.
 
  2930'a AKUT yazıp gönderirseniz 5 tl lik bağışı AKUT'a ulaştırmış olursunuz.
  2868'e KIZILAY yazın ve aynı oranda bağışıda Kızılay'a iletmiş olursunuz.
PTT,YURTİÇİ ve MNG kargolarıda yardım paketlerini ücretsiz ulaştırıyor.


  Asiyemin (kardeşimin eşi) bugün yediğimiz,içtiğimiz ve gördüğümüz güzeller üzerine ısrarlı merakını çok olmasada gidereyim dedim:)..Alışveriş için gittiğim markette gözüme çarpan Dr.Oetker'in aroma esanslarını görünce pek bir sevindim.Badem aromasını çok sevdiğimden hemen bir tane kapıverdim.Fiyatıda çok ucuz 1.90 TL.



 Vanilya,limon ve rom aromalısı vardı.
Hemmen birşekilde denemeliydim.En kolay deneme yolu bir kekti.İçine 2 tanede havuç rendeleyip birazda damla çikolata koyunca müthiş birşey ortaya çıktı...


Malzemeler:
-4 yumurta
-1,5 su bardağı şeker
-1 çay bardağı sıvı yağ
-2 tane ince rendelenmiş havuç
-1 çay bardağı süt
-2,5 su bardağı un
-2 yemek kaşığı damla çikolata
-1 paket vanilya
-1 paket kabartma tozu
-7 damla acıbadem aroması(Dr.oetker)

Yumurta ve şekeri iyice çırpıp,kabarma tozu ve acıbadem aromasını en son koyup iyice yağlanmış kalıba döküyoruz.170 derece fırında bıçak kontrolü yaparak pişiriyoruz.


Lezzeti şık,yumuşacık bir kek oldu.Tavsiye ediyorum.


................................................................
O kadar çok kelamım vardıki söyleyecek.Sözüm bitti.Sözümüz bitti.Gözüm şu anda yürek burkan sahneleriyle tv'deki deprem haberlerinde.Ne yazacak yüreğim,nede gücüm var.Belki yarın...Olurmu?
19 Ekim 2011 Çarşamba

Zalimler için yaşasın cehennem..

   Yüreklere kor düştü..Yanıyor..
    Sustum..Öylece kalakaldım.Oysa haykırmam gerekiyordu....Zalimler için,yaşasın cehennem!
Oyy analar!..Analar!..Oyyki ne oy!!...Açın ellerinizi dua edelim..
O alçaklar ki seni beni,mehmedimi susturacağını,durduracağını sanan,..Kahrolun!Sonsuza kadar..
18 Ekim 2011 Salı

Muhallebili kadayıfa dair..Söze dair.

  Yazdan sonra üşümenin,fırtına ve soğuktan çarpan balkon kapısını örtüp içerinin sıcaklığının yüzümüze vurmasını,sıcacık battaniyeler ile akşamları tv karşısında şekerlemeyi,mutfakta boğucu sıcak olmadan uzun uzuuun vakit geçirmeyi özlemişim..Kış biterkende bir hayli özlem cümleleri kurabilirim:)Klasik laf;İnsanoğlu böyledir işte:)..Özlemler olmasa hayat nasıl geçer bilmiyorum.Heleki o özlemlerimize kavuşacağımızı bilmek ve onları düşünüp hayal etmek kadar endorfini beynimizde harekete geçiren birşey yoktur:)Düşünüp düşünüp mutlu oluyoruz!Ne kolay!Heleki ben...Bir hayalperestim sormayın gitsin.Mutlu olacağım tutar,olur olmaz yerlerde bir hayallere dalarım,üstüne üstlük birde yüz ifademe yansır bu,aval aval gülümser dururum,herkeste üstüne alınır:))Güzel,hoş tavsiye ediyorum ama abartmadan.Ciddiyetimi fazlasıyla taşımam gereken yerlerde buna kalkışmamaya çalışıyorum:)
  Bugün muhallebili kadayıfa dair bir gündü.Kadayıfını kavururken,kremasını karıştırırken bir hayli zaman vardı.Bol bol gülümsedim:)Mutlu oldum yani..Daha önce üstün körü bahsedip değindiğim bir post vardı bu tatlıyla ilgili.Orda kadayıflı muhallebi demişim:)..Neyse farketmez canlar.Buyrun bakalım;

  Malzemeler:
-400 gr.kadayıf
-5 yemek kaşığı toz şeker
-2 yemek kaşığı tereyağı
-1 su bardağı kadar dövülmüş ceviz

Muhallebisi için:
-1 litre süt
-1 su bardağı toz şeker
-3 yemek kaşığı un
-3 yemek kaşığı nişasta
-100 gr.labne peyniri
-200 gr. krema(bir küçük kutu)
-1 paket vanilya

   Öncelikle kadayıfı iyice kıyıp doğramamız gerekiyor ama önceden buzluğa atarsanız bu sıkıcı süreci elinizle sadece ufalayarak atlatırsınız.Kıtır kıtır avuç içerisinde dağılıyor.Teflon tavada yağı,şekeri ve cevizide ekleyerek ve çok hızlı karıştırarak kavuruyorsunuz.Burda hızlı hareket etmek gerekiyor çünkü kadayıflar çabuk yanıyor.Kavurup bir kenara alıyoruz tavayı...


     Diğer taraftan labne ve krema hariç diğer malzemelerle muhallebiyi pişiriyoruz.Ocaktan indirip yaklaşık 5 dakika sonra krema ve labneyide ekleyip göz göz olana dek çırpıyoruz.Bu kremayı sevgili düşbahçesi nin muhallebili kadayıf tarifinde görmüştüm.O gün bu gündür çok tuttum.Her muhallebi gerektiren tatlıda yapıyorum...Kavurduğumuz kadayıfın yarısını dikdörtgen borcamın tabanına yayıyoruz.Üzerine ılıttığımız kremayı döküp,kalan kadayıflada üstünü kapatıyoruz ve buzdolabında soğutmaya bırakıyoruz...


     En az 2 saat dinlenmesini tavsiye ediyorum dostlar.Yoksa benimki gibi keserken şeklini şemalini kaybeder.Yerken ve ikram ederken nar taneleri ile servis yapmanızı öneririm.Hazır tamda mevsimi başlamışken...



   Fotoların yapım ve yönetim işini eşim üstlendi.Bende çok beğendim...


   Sizleri en sıcak duygularla kucaklıyor,sevgilerimi sunuyorum...


   Yine çok güzel bir parça,Şükriye Tutkun'dan........................

16 Ekim 2011 Pazar

Pazar'ı iyileştirmeye çalışmak..

  Beklenen oldu demek istemiyorum aslında beklemediğim oldu ve bu Pazarıda sabahın erken saatlerinde inlerle cinlerin bile tatil olup top oynamadığı yollarda işe gitmekle başlattık:))..Aralığa kadarda bu böyle sürecek gibi.Öğleden sonra iş olmayınca erkenden çıkarız diye düşünsekte,bu süreç saat 14;00 leri bulunca bizimde sabrımız o saatlerde taşmaya başlıyor.Zaten kaç haftadır izin yapamıyoruz,günün en güzel ve en keyif dolu,evde olmanın hazzının en çok hissedildiği saatleri işyerinde altın alaşımını gruplara anlatarak geçirmek:((Rezalet bir duygu!...Yanlış anlamayın.İşimi seviyorum,zevklede icra ediyorum ama şu Pazar günleri çalışmak yokmu?...
  Güzel havanın son haftasonu olabilir düşüncesiyle(Bu hafta soğuklar ve yağış geliyormuş çünkü) öyle bir acele ediyoruzki evden çıkmak için:)Her dakika kıymetli.Ne yapsak ne etsek?..Piknik için çok geç kalındı.İçimde gidiyor hava çok güzel.Sanki bugünden sonra güzel hava olmayacakmış gibi telaştayım..
  Sonuç...Yapacak birşey yok.Hep beraber yenilen bir yemek.Ben haddimi fazlasıyla aşarak (ki bunun bu aralar sınırını falan unuttum) bol tereyağlı bir işkembe çorbasına göz kırpmıştım bile:)Guya çok aç değildim.Altı üstü bir çorba:)


    Biri bana haddimi bildirsin bu aralar lütfen:)


    Cevizli ve bol tahinli kabak tatlısını hiiç sevmem ama sırf Yaren istedi diye getirttik:)..Nasıl yapmışlar diye sadece yedim:)..Kızlar yinede senin yaptığın kabak tatlısı tercihimizdir anne deyince kalorileri unuttum:))Pek bir havalara girdim.Ah,ben uslanmam arkadaşlar!


     Nar festivali vardı bu güzel kasabada.Eser kalmamış gittiğimizde...Olsun.Bizim için herzaman festival.Bahçelerde gezdik.Narları dalında sevdik:).Bugün varlar yarın yoklar çünkü..


    Birde zeytinler vardı tabii.Tabiatın mucize meyvesi..Isırıp tadına bile baktık:)..Rafine olmamış halini nasıl olupta mucizevi bir yiyeceğe dönüştürmeyi başarabilmişler,düşünürüm hep..



    Yinede keyifsizliğimin yüzüme yansıdığı fotoğrafları geride bırakmak güzel..Takmamalıyım öyle herşeyi,rahat olmalıyım biraz..
     Güzellikler,keyifler,mutluluklar sizinle olsun inşAllah...

14 Ekim 2011 Cuma

Buralardayım,..

   Çok yazasım var ama bir ihmale geldimi sanki bloguma yüzüm yokmuşçasına yaklaşamıyorum:)İhmalde istediğim için değil dostlar,mecburiyetten.Zaman kısıtlı,koşuşturmada..Bi dolu geleyim size istiyorum ama olmadı,dolduramadım sepeti:)Artık bugün dayanamadım,kayda değer birşey yoksada bir merhaba demek istedim yürekten.
   Hiç değişmeyen rutinimiz son hızda,bense o hızda emniyet kemerimi takmadan ilerliyorum sanki:)Bir gün bu hız, bugün sinyallerini verdiği migrenime şükrettirecek sanki:)2 haftadan fazladır izin yok,öğleden sonraları ise yetmiyor:)..Tüm gün çalışan hanımlarımızada haksızlık etmek istemiyorum ama insan bir sabah uykusu istiyor ya:) En azından şöyle 1 saat.Ardındanda yayıla,bayıla bir kahvaltı:)..Umarım bu Pazar bu dileklerim gerçekleşir.
  Benim için kayda değer tek değişiklik dün il binamıza gelen bakanımız Fatma Şahin'i karşılama ve toplantımız,öncesinde yeniden yönetim kurullarına seçilen(bizler:))'i tanımak için biraraya geldiğimiz Güldal Akşit'le yemeğimiz...Ayak tabanlarım dün patlayacak dereceye geldiysede,rutinin dışına çıkıp arkadaşlarla hasbihal etmek çook güzeldi...Heleki sayın Güldal Akşit'le ve bakanımız Fatma Şahin'le tanışıp övgüler almak yetti..

    Arayı uzatmam inşAllah dostlar.Sizleri çok seviyor ve sevgilerimi iletiyorum..
10 Ekim 2011 Pazartesi

Hollanda'dan misafirlerimiz vardı..

   2 gündür gök delindi sanki.Rahmete boğulduk.Şehirde yaşayan bizler için sıcaklardan sonra belki harikaydı,serin bir nefesti,gök gürültüleri bir heyecandı,yağmurun camlara vuran sesiyle uyumaktı,yine her zamanki gibi ufacık bir yağmurda giden elektrik yüzünden mum ışığında oturmaktı,çocuklar için bir günlük okul tatiliydi ama bu yağmurun şiddetinden zarar görenler içinde çok üzüldük.Rabbim hayırlısını versin.
  Haftasonu ıslak havaları camdan seyretmeyi yeğledik.Ev daha bir sıcak ve hoş geldi.Evde yemek yemek daha bir keyif verdi,sıcak bir çay içmek beni dahi cezbetti:)
  7 yıl öncesine dayanıyor Hurkens ailesi ile tanışıklığımız.Çok cici,hoşsohbet ve canayakın bu aile ile rutin olarak 7 yıldır görüşüyoruz.Kendilerini yarı Türk:)olarak görüyorlar ve ülkemize hayranlar.Bizde onları çok seviyoruz..


     Kızlar ona ''opa,, yani dede diye hitap ediyorlar.Kendisininde çok hoşuna gidiyor.Co 7 yıl öncesinde Yaren'i omuzlarında taşıdığını hatırlatıp ne kadar büyüdüklerini keyifle hatırlatıyor..Yılda 1 defa ziyarete geliyorlar mutlaka ve kapıda öyle bir hasretle sarılıyorlar hepimize anlatılacak gibi değil.Gözden kaybolana kadarda el sallıyorlar.

 
     ve Ruth...Dünya tatlısı,şekermi şeker,çok sevecen bir insan.Bizi gördüğünde çığlıklar atacak derecede:))


     Kızları Rieneke'da bu yıl beraber gelmiş.Anne ve babası gibi.Harika bir insan.Sanki 40 yıldır görüşen yakın akrabalar gibi..Sohbete balkonumuzda başladık.
     Onlar aslında akşam geç vakitte yemekten sonra gelmek istediler ama hava muhalefetini düşünerek çok geç olabileceğini düşündüm.Özel bir sofra değil ama akşam yemeğini birlikte yiyebileceğimizi söyledim.Birlikte sohbet edecek daha çok zamanımız olur düşüncesiyle...İşten saat 3'te geldikten sonra telefon açtım ve davet ettim.Çok sevindiler.O saatten sonra yapılan bir tarhana çorbası,mantı:)ve fırında patatesli tavuk onlara bir ziyafet niteliğindeydi.Deyim yerindeyse mantıyı yemeye kıyamadılar(nasıl yapıldığını anlattıktan sonra).Hele tarhana çorbamıza bayıldılar.Bu kadar şeyi bu kadar kısa sürede nasıl yaptın diyerek:)Halbuki rutin bir akşam soframıza 3 tabak daha eklemiştik o kadar.


    Keyif dolu bir akşam geçirdik.Geç saatlere kadar sohbetlerin kıvamı koyulaştıkça koyulaştı.Otellerine dönerken gelecek yıl yine görüşmek ümidiyle vedalaştılar....Seviyoruz onları..
8 Ekim 2011 Cumartesi

İyiki doğduun Ilgıııın!

   Halasının kuzucuğunun doğum günüydü.Aslında hafta içi olan doğum gününü arkadaşları okulda olduğu için annesi kutlamayı hafta sonuna almış.Koştu,eğlendi,ağladı,güldü,pozlar verdi:)



    4 yaş bitti...Nice güzel yaşlara bitanem..





   Hediyelerini keyifle açtı..


       Onları çoook sevdi:))


    Çocukların annelerinin çoğu diyetteymiş...Salata ağırlıklı sofra.


      Peynirli börek,


    Börülce salatası ve Habibe hanımdan kısır,


   Cevizli tarçınlı kurabiye,


    Mor lahana salatası,


     Sevgili arkadaşım Ayşe de yediğim ve çok beğendiğimiz patates salatası,


      Hanife hanımdan çikolata soslu milföy çubukları...



      Sen çoook yaşa,mutlu yaşa hep böyle gül bitanem...

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

instagramdayım..

Ben'ce...

Fotoğrafım
Limon çiçekleri
Antalya, Türkiye
Yaşamımızın sınırlarını hayaller belirler.Hayallerin genişliği,yaşamın sınırlarını aşsada bazen,limon çiçeklerinin o dayanılmaz ilhamı kendini buralara atmış durumda.O kokuyu ömrünüzde birkez olsun hissetmeniz dileğiyle...
Profilimin tamamını görüntüle

Google Website Translator

İzleyiciler

Facebook'tayım.

Nereden böyle?

Misafir olduklarım

Sayfalar

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Sponsors