27 Aralık 2011 Salı

Mahlepli poğaçalarımla ben gidiyorum:)

     Yok yok terk-i diyar etmiyorum:)..İşyerindeki yılbaşı durgunluğu sebebiyle mecburi yıllık izinlerimizden 10 günü çatır çatır yiycez:)..Oysa ben onları en güzel yaz günlerinde kullanmak için gözüm gibi bakıyordum:)..Ziyan olmasın bari Kayseri'de ailemin yanında şöyle tadını çıkara çıkara kullanayım:)..Yarın akşam yolcuyum...Kızlar okullarından dolayı gelemiyorlar ama içleride gitmedi değil.Eğer sömstr tatilinde yine bir iznim olursa onlarla kullanmaya söz verdim...
     Severim böyle yalnız yolculukları..Artık çocukları büyütmüş olmanın rahatlığını hissediyorsun.Bazende kendine böyle özgür zamanlar ayırmak iyi geliyor..Eşim burda,onlarla.Gözüm arkada değil.Yinede bir evham var bende her zaman olduğu gibi.Bu psikolojiyle sanki her sabah kahvaltılarına poğaça hazırlıyormuşum gibi (ki aylardır yapmadım) ben gidince hazır kahvaltı olması açısından girdim mutfağa,hem poğaça hem kek yaptım.Yarın gündüzde yemek yapar dolaba koyarım...Biraz daha içim rahat eder..Seviniyorum bir yandan.Herkesleri göreceğim....Yupiiiiiii! deyip havalara zıplayasım var yaa!
     Ha bu arada diyet ne alemde diyen sevgili dostlarım;Şöyleki...ehem....yani...ıııııııı.....Biz buna diyet demeyelim isterseniz,dikkat ediyoruz yediklerimize diyelim:)...Herşeyden yiyorum(tatlı kısıtlı) ama sınırlayarak.Herşeyin tadına bakıyorum.Ekmek,toplasan günde 3 dilim kepek ekmeğini geçmiyor.Sık sık yeşil çay ve günde 2 kere form çay.Yalnız 1,5 kilo kayıpta çakılı kaldım doğal olarak.İlk hafta çok daha sıkı tutmuştum ben biliyorum...Neyse bu şekilde yavaş yavaş verme taraftarıyım ipin ucunu kaçırmazsam...Bu ipin ucunu bu hafta Kayseri'de kaçırırım gibi ama hayırlısı.Direneceğim annemin yemeklerinede:))(Tek ayağım havada)


   Bu mahlepli poğaçaların mahlep kısmını ben ekledim tarife..Bildiğimiz pufidik mayalı poğaça tarifi yani.Ben mahlepi çok yakıştırdığım ve sevdiğim için bu sefer kullandım.Hiçte fena olmadı...Hatta çok güzel olmuş bir tanecik yedim:))


Malzemeler:
  • Bir su bardağı ılık süt
  • Bir su bardağı ılık su
  • Bir su bardağı sıvı yağ
  • 1 yumurta (beyazı içine sarısı dışına)
  • 1 adet yaş maya (ben kuru maya kullandım)
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 2 tatlı kaşığı şeker
  • 1 çay kaşığından biraz fazla mahlep
  • alabildiğince un (yumuşak bir hamur olacak)
Ilık süt ve suyu içerisine şekeri ve mayayı ekleyip karıştırıyoruz.!5 dakika sonra diğer bütün malzemeleri ekleyip yumuşacık bir hamur yoğuruyoruz.Üzerini kapatıp yarım saat kadar dinlendiriyoruz.Küçük küçük bezeler koparıp yuvarlıyoruz, yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsisine diziyor birazda orda mayalanmsını bekliyoruz.İsterseniz içine peynir koyabilirsiniz ama ben bu sefer sade yaptım.Üzerlerine yumurta sarısı ve çörekotu susam serpiyoruz.Doooğru fırına..Pofidik pofidik mahlepli poğaçalarınız kızarınca hazırdır...Afiyet olsun.


     Dostlar 7-8 gün kadar buralarda olamayacağım ama dönüşte yediklerim ve içtiklerim benim olmak üzere:)gördüğüm güzelleri anlatacağım:)....Sağlıcakla kalın.Sizleri seviyorum...


Bu şarkıyıda çok seviyorum ve sizlere gelsin diyorum:

25 Aralık 2011 Pazar

3 boyutlu akşam:)

   Mahmutlara gittik bu akşam.
 3 Boyutlu tv almış,hayırlı olsuna yani..Manzaramız bir hayli komik:).Bir reklam vardı geçenlerde tv'de.3 boyuta köylülerin reaksiyonu..Ne komik gelmişti.Biz daha komiğiz yaa!


   Dahada komik olanı geliyor:))İnanamıyorum bize..


    Kestaneler 3 boyutlu gözlüklerle dahada bir lezzetli:))


    Çekirdekler daha kolay çitleniyor ayol deneyin:))


    Pul kolleksiyonunu ortaya getirdi arkadaşımız...Muhteşemdiler.

    Yook,yok..3 boyutlu gören gözlükler olmadan ben bunları seçemiyorum:))Canlılığı yok Mahmut!:))
20 Aralık 2011 Salı

Kıbrıs tatlısı forewer!

  Demekki neymiş?..En fazla bir hafta tatlı krizine dayanılıyormuş:).Bugün istem dışı gitti elim şeker kavanozuna.Ne zaman yaptım,nasıl ettim hatırlamıyorum:).Mutfağa saat 4'te girip 6'da çıktığımda,çorbamı,pilavımı,tavuk sotemi,salatamı ve ne zamandır denemek isteyipte bugüne kısmet olan kıbrıs tatlımı (nerden benim oluyorsa hepsi?) yapıp çıkmıştım.Guya içlerinden bir tek çorba ve salatadan yiyip kalkacaktık.Diğerleri kızlara yapılmıştı:)..Küçücük bir dilimden bir şey olmaz dedik eşimle.Hatta kendisi sadece tadına bakmakla yetinecekti ama içeri girdiğimde vaauw! nidalarıyla tatlı tabağı sünnetlenmekteydi:))
  Pişman değiliz,çünkü hakikaten çok güzel bir tatlıymış.3 gün az yeriz bu dilimler için naapalım şimdi ölecekmiyiz yaHu!


     
     Birçok blogda tarifi vardı kıbrıs tatlısının ama ben şekeri en az olanını tercih ettim.İyide yapmışım.


Malzemeler:


Hamuru için


  • 3 yumurta
  • yarım su bardağı toz şeker
  • yarım su bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı galeta unu
  • 1 su bardağı hindistan cevizi
  • yarım su bardağı kadar rondodan geçirilmiş ceviz
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
Muhallebisi için:
  • 1 litre süt
  • 1 su bardağı buğday nişastası
  • yarım su bardağı toz şeker
  • 1 paket krem şanti
Şerbeti için:
  • 2 su bardağı su
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  Öncelikle şerbetimizi kaynatıp bir kenarda soğumasını bekliyoruz.Diğer yandan yumurta ve şekeri iyice çırpıp,en sona kabartma tozu katılacak şekilde diğer malzemeleride beraberinde çırpıp hamurunu hazırlıyoruz.Az gibi görünen koyuca bir hamur oluyor endişelenmeyin.Bir dikdörtgen borcam bu tatlının hamuru için büyük geliyor bu yüzden daha küçük olan oval bir borcamı yağlayıp yaydım. 17o derecede önceden ısınmış fırına veriyoruz.Eğer dikdörtgen borcama yapacaksanız 2 katı hamur ve şerbet ölçüsü hazırlamanızı öneririm.Muhallebi malzemelerinden süt,nişasta ve çekeri koyulaşana dek pişiriyoruz.Altını kapatıp hafif ılıdıktan sonra 1 poşet toz krem şantiyi katıp mikserle iyice çırpıyoruz.
Fırında güzelce kızaran kekimizi çıkarıp soğuk olan şerbeti tatlının üzerine döküyoruz.Ilıyan muhallebiyide üzerine sürüp, ki muhallebi ölçüsü bir hayli fazla ama ağır olmadığı için tadı rahatsız etmiyor,üzerine yayıyoruz.Buzdolabında bir kaç saat dinlendirip servis yapıyoruz.Bu ölçüdeki muhallebi,duble ölçü yapılmış tatlıyada kafi gelir bence..


   Dokusuyla,lezzeti ve hafifliği ile biz bu tatlıya bayıldık.Gerçekten,her tatlı için söylemem bunu ben bakın:))..Banada n'oluyor bilmem,herhalde blog dünyasında bu tatlıyı en son deneyipte bu kadar öven ilk tembel blogcu benimdir:)..Arada denemeyenleriniz varsa şiddetle öneririm..
   Eh bende artık bugün aldığım kalorilerin hesabını yapmiciim:))Artık diyetteyimde demiyciim,sadece dikkat ediyorum..(Bugün etmemiş olsamda).Bunun adı bu,başka birşey olamaz çünkü ciddiyetle diyet programlarını ifa eden arkadaşlarımıza kötü örnek olmayayım:)...Siz bana bakmayın arkadaşlar,bildiğiniz yolda devam edin..


     Sizleri seviyorum..

  Çok güzel şarkı...
 
19 Aralık 2011 Pazartesi

Dua mimi..''Amin,,lerinize ihtiyacım var..

   Sevgili Nabrut um beni düşünmüüüş,beni mimlemiiiş...Sağolsun..O kadar atladımki bu mimin üzerine bilmiyorum nedendir:)..''Yeni yıldan 12 dileğimiz,,miş orjinali ama Nabrutumda benim gibi düşünmüş ve buna ''dua,,diyelim diyerek noktayı koymuş..Hadi bende buna dua mimi diycem.Rabbim herkesin duasını kabul etsin inşAllah..


  1. Yeni yılda yine bol bol tatil istiyorum Allahım n'olur!Şöyle Karadeniz tarafları olsun bu sefer.Yayalalara çıkalım,ağaç evlerde kalalım,yeşile doyalım istiyorum..Öyle Avrupa falan demiyorum,bana boyluboyunca bir Karadeniz tatili yeter Allahım!
  2. Aileme,anneme,babama tüm sevdiklerime sonsuz sihhat istiyorum..Bende şu böbrek taşı illetinden kurtulmak istiyorum.Bunun içinde dua ediyorum Rabbim sen duy.. 
  3. Çocuklarım derslerinde ultra başarılııı:)düzgüüün,hanım hanımcııık,uysaaal,söz dinleyeeen,annelerine yardımcııı,babalarına saygılııı birer evlat olsunlar Allahım!
  4. Şu Antalya, yazın azabından korktuğumuz cehennem gibi yanmasada şuracıklarda,evimdede güzel bir Ramazan geçirsem n'olur Rabbim?
  5. (Aslında bu duayı ilk sıralaramı koysaydım?)Allahım bu kadar aç kalmamın,şerbetli tatlıların gözümün önünde uçuşuverip yinede hayır dediğim,akşamları midem kazına kazına uyuduğum,dayanamayıp kaçamak yaptığım lokmalardan sonra duyduğum pişmanlık,artık bana saman gibi gelen( itiraf ediyorum)bu form ve yeşil çay zımbırtılarını tiksinerek içtiğimden mütevellit çektiğim bu diyet eziyetinin sonunu bana en az verilmiş 6 kilo ile bahşeyle!(Amiiin diyin lütfen!)Emeklerimi boşa çıkarma Allahım!
  6. Evde eksik olan dekorasyon,boya,duvar kağıtları işlerinin eşim tarafından acil olarak algılanıp bitirilmesini niyaz ediyorum,bu çok mühimdi)
  7. Üst kattaki komşumla sorunumuzun çözülmesini,gelip bir an önce özür dilemesini istiyorum...(Özür dilerse mahkemeye verdiğim şikayetimi geri alacağım,bunuda bilahare anlatırım..)Dilemezsede çok umrumda olmayacak bilsin :)!Ay ne fesadım ben böyle ya kendime inanamıyorum bazen..
  8. Ülkemde ne kadar depremzede varsa,fakir varsa,sıkıntıda olan insan varsa,Allahım hepsini rahatlığa,bolluğa ve mutluluğa doyur inşAllah!
  9. Annesiz,babasız ne kadar çocuk varsa onlara mutlulukların,yaşamların en güzelini ver Allahım!
  10. Şeytanın şerrinden koru Rabbimmm!!
  11. Şu sinir ve asabiyeti tüm ev ahalimizden def eyle Allahım!
  12. Bu mimi okuyan herkesin duaları kabul olsun inşAllah!!

    Bu mimi şimdiye dek yorum bıraktığım tüm bloglara gönderiyorum.Lütfen kimse üzerine alınmamazlık etmesin darılırım yoksa:)


   Sizleri çok seviyorum...

18 Aralık 2011 Pazar

6 günde 1.3 kg verdim yaşasın!

 (Bu resimdeki hatunun yerinde olmayı isterdim aslına bakarsanız)  Dayanıyorum gerçekten.Dayanıyorum dediysemde öyle aman aman kat-i ve kesin hatlar içeren bir diyet değil benimkisi.Bugün 1 kase mantı bile yedim yani:)..Sabahları yağlı poğaçalardan 2 tane olmasada oluyormuş mesela..Onun yerine 1 dilim kepek ekmeği üzerine birazcık peynir yetiyormuş.Yada 1 kase mısır gevreği.Doyuyorum.Aralarda form ve bitki çaylarını artırdım.Günde 2 dilimi geçmeyen ekmek...Yine canımın istediği herşeyin tadına bakıyorum ama sınırlı.Sadece tadımlık.Gerçekten..Herşeyi yiyorum ama az.Akşamları abur cubur bitti yalnız...Bu gerekliydi çünkü beni bu abur cuburlar mahvetti.Başım ağrıyıp halsizleşmediğim müddetçede yemek içmek ilk günlerdeki gibi aklıma bile gelmiyor.Yalnız biz yemediğimiz için çocuklarıda ihmal edeceğim diye korkuyorum.Bu sebeptendirki 2 gün önce koca bir pasta yaptım yavrucaklara ama birer dilim yedikten sonra geri kalanı hep duruyor.Ya sevmediler yada gidip gelip biz yediğimiz içinmi bitiyormuş:))..Dolaptaki herşey duruyor..Yani gerçekten biz yiyormuşuz onu anladım:)
  Spor yapmakta gerekli ama bu konuda tembelim gerçekten.Klasik tembel kadın lafı;Akşama kadar koşturuyorum,bundan ala spormu olurmuş canım:))...Benden bu kadar bugünlük canlar..Çenem açılmasın şimdi daldan dala konar,yerlerede inemem:))
16 Aralık 2011 Cuma

Kongremizi yaptık..

    İşten güçten bu aralar siyasi hayata önem veremiyorduk:)Neyseki işyerindeki yılbaşı aralığı durgunluğu 1 haftadır nefes aldırıp vazgeçilmezim olan bu hayatada biraz zaman ayırmama vesile oldu..
   Protokolü karşılamada kadın kollarından ben görevliydim.Yeni ilçe başkanımızı seçtik.Bir delege ve kadın kolları yönetim kurulu üyesi olarakta  oyumu kullanarak görevimi yerine getirmiş oldum.Güzel ve demokratik bir ortamda birlik içinde geçen kongremize milletvekili ve bakanımızda gelmişti..Alışmaya başladım ben bu ortamlara.Çalışmasam hiç çıkmam herhalde:)..Zaten böyle gün ortamları,çay saatleri zamanları,ne biliim bana hitap etmedi çokça..Ha sevmiyorum değil.Çokta severim aslında ama bana sanki birazcık keyfi ve boşuna geçirilmiş zamanlar gibi geliyor...Ya işte anlayın dostlar,ev kedisi olamıyorum çok istesemde:))
  Bazende evden çıkasım gelmiyor ama bu seferde evde tembellik yapıp yan gelip yatmayınca kendimi ev işlerinin detayıyla daha çok yıpratıyorum.En iyisi böyle sevdiğim alanlara akmak:))Bugünde böyle kongrelere aktık tüm hatunlar:)..Güzelliklere katkıda bulunmak hoşuma gidiyor..





    Acaba kim kazanacak çok heyecanlandık:))Şaka bir yana tek adayımız vardı..Heyecan katan şey ilk defa bir kongrede oy kullanmamdı..


     Yavaş yavaş toplu halde poz vermesini öğreneceğiz:))...Yan yan ve sıkışık vaziyette 20 kişilik toplu fotoğrafı tek kareye sığdırmak ilk hedefimiz:)))


    Yeni ilçe başkanımız Osman Ali beyin, katkı ve emeklerimizden dolayı bize bir yemek sözü var:))

Ömer Danış'ı hatırlayanlarınız varmı aranızda?Ne dinlerdim şarkılarını..

14 Aralık 2011 Çarşamba

Onlarlaydık..

  İşten öğlen çıktığımda öyle heyecanlıydımki..Bugün Vanlı deperemzede misafirlerimizi ziyaret edip elbirliği ile aramızda toplayıp, derlediğimiz okul kıyafetlerini çocuklara ulaştıracaktık.Sanki uzaydan gelmiş insanlarla görüşecekmişiz gibi,nasıl görünüyorlar?Nasıl davranıyorlar?Hala kendilerini kötü hissediyorlarmıdır?...Nerdeyse neye benziyorlar sorusuna kadar gidecektim.Okul kıyafetleri olmadığı için okula gitmek istemeyip,kendilerini dışlanmış hisseden çocukların yüzündeki mutluluğu görmek için gidiyorduk.
  İlçe kadın kolları olarak bir gün öncede koli koli giyecekleri partide tasnif etmiştik.Limanda devletin misafirhanelerinde kalıyorlardı ve kaldıkları yerlerin ne kadar güzel ve konforlu olursa olsun evlerine ve memleketlerine duydukları özlemi gideremeyeceğini tahmin edebiliyorduk.


    Onların evleri ağır hasar görmüş.Geçici konutlar bittiğinde geri dönmek istiyorlar.''Van bir başkadır,,diyorlar..


   Bu bebek doğalı bir hafta olmuş..Evlerin birine girdiğimde gördüm.Adı bile yokmuş henüz ama doğum yerinin Antalya olacağını hiçmi hiç düşünmemişler...


    Evlerde sıcak su, klima,tv,buzdolabı,yataklar var.Haftada iki gün doktor geliyor,ilaçlar yazılıp birebir kendilerine teslim ediliyormuş.3 öğün yemek(çocuklara meyve suyu ve kekten oluşan ara öğünler bile var),okullara yazdırılan çocuklara servisler,bebeklere mamalar,..Yani olabilecek her türlü hizmet olabildiğince veriliyor.''Allah devlete zeval vermesin,,diyorlar.
   Yemekhanede toplandı herkes.Okul kıyafetleri için çocukların isimleri daha önce alındığı için isim isim çocuklar çağrılıp giydirilecekti..İlçe başkanımız,belediye meclis üyelerimizde bulunmak istediler bugünde..



     Okul kıyafetlerini sevinçle giydiler..



     Bu küçük kız çocuğu yanıma gelip ne dese beğenirsiniz?''Abla sen bir filim artistine benziyorsun:)),,


     Hengameden ve herkesin ayrı ayrı isteklerini cevaplamaktan bir ara nevrim dönmüş olabilir:)İnkar etmiyorum..


      Kıyafet kolilerini dağıtmamız tam bir kaostu.Bir ara  izdihamdan kendimi yerlerde bulduğumu hatırlıyorum:))...Günün sonunda mutluyduk ama...Değdi yani..
11 Aralık 2011 Pazar

Sağlığa kavuşma ve önemli karar..

  Ayva yaprağı, sen nelere kadirmişsin öyle..Rabbime şükretmeliyim burada aslında.Yarattığı herşeyde bir anlam,fayda var.
  Öksürüğüm geçen akşam beni acile gidecek derecede zor durumda bırakmıştı.Annemin dediğini uyguladım ve ayva yaprağını ıhlamur çayına atıp demledim.Bir kupa içmem bile beni o gece rahatlatmıştı.Dün sabah bir bardak daha içtim ve şu an öksürüğümden eser yok!Müthiş bir şey.Hafif ve çok nadir gelen tıngırdamalar artık hastalığın son çırpınışları:))Çok şükür.Ses kısıklığımda yerine geldimi tamamdır..
  Bunca zamandan sonra ilk defa hafta sonu 2 gün izinliydik.Nasıl sevindim anlatamam.Uzun zamandan sonra şöyle geç kalkmanın keyfine varıp hep beraber kahvaltı etmek güzeldi.Bugün bunu kutladık sanki.Hep beraber dışarıda bir kır sofrasında kahvaltı ettik.




        Sıcak,tereyağlı bazlamalar uzunca bir süre gözümde tütecek gibi..


     sildik süpürdük herşeyi...jübile yaptık:)
 
   
    Taze sıkılmış nar suyu içti kızlar..Bu sene öyle bolki mübarek..


     Çakırlar köyünün pazarında olmayan yok..Bu turşucudaki gibi.Çeşit çeşit turşular..


  
    Antalya'ya gelince gördüm tirmisi... Ne olduğu hakkında bir fikrim yok.Haşlanmış mısır gibi tüketiliyor sanırım.İlginç olan,hiçte merak edip denemedim...


    akvaryum balığı bile satılıyordu..


  Cumartesi günü partide kadın kolları olarak pişirip dağıtılacak aşure için toplandık.Miktar çok olunca iki ayrı kazanda pişirdik.Herkes elbirliği ile birşeyler getirdi ve beraberce hallettik.Evde geçen hafta o kadar çok pişirip yiyince tadına bile bakmadım ama arkadaşlar çok güzel olduğunu söylediler.Pazar yerine standımız kurulup dağıtılacaktı.Ben katılamadım bugün ama 1 saatte aşure  bitmiş bile:)..


   Bir taraftan dualar okundu,bir taraftan karıştırıldı..


    Sevdican abla fıstıkların kabuklarını ayıklamanın kolay yolunu bu şekilde buldu:))..Nefesine kuvvet ablacım..


   Gelelim önemli kararıma:))
   Yarından itibaren sıkı bir diyete başlıyorum arkadaşlar...(Bir ara yine başlamıştım ama sadece bir gün sürmüştü:))..Bu sefer kesin kararlıyım.Eşimle birlikte başlıyoruz çünkü artık rakamlar ulaşılabilecek en son noktada ve dahada ileri gidebilir..Ben hayatımda ulaşmadığım bir kilodayım ve tam 63 kiloyum.En az 6 kilo hedef koydum.Geçen yılki resimlerime baktım ve kafam donk etti:))Artık kıyafetlerde olmaz oldu..İştah son derece yerinde ve gideceğede benzemiyor:)...Neyse bugün kepekli ekmekler,müsliler,kepek unu,form bisküvileri falan doldurduk...Öyle planlı programlı bir diyet değil tabiiki.Sadece az yiyerek ve akşam yemeğini keserek başlamayı düşünüyoruz..Bakalım ne kadar iradeli olabileceğiz...Bana gaz verin arkadaşlar ihtiyacım var!..Yaparım değilmi?..


  bu şarkıda çok güzel olmuş..

9 Aralık 2011 Cuma

Fırında beşamel soslu karnıbahar ve patates..

  İyi olacağım derken bugün hastalığım zirve yapmış durumda:)Şiddetli öksürükle taçlandı kendileri..Hala doktor ve ilaca direniyorum.Annemdende bir tiyo geldi;Ayva yaprağı.Kendisine birebir gelmiş.Çok çabuk atlatmış.Eşim şimdi açık bir aktar bulabilirse alıp gelecek.Yola düştü bile sağolsun.Sanırım ciğerlerde bir sorun var çünkü nefes almakta zorlanıyorum,ses gitti...Öksürük krizi bir geldimi fena yapıyor.Tamda yarın izinliyiz derken,uzun bir aradan sonra..Allahtan ateşim falan yok çok şükür.
  Soğuklarda burda rüzgarla kendini iyice hissettirdi.Memlekete kar yağıyormuş,kardeşim aradı.O soğuklar buralarada yansıdı hemen.Olsun...Kışında ayrı bir güzelliği var...
  Öksürük nöbetleri eşliğinde pişirmeye korktuğum sebzelerden birini çok özlediğim için kendime özel yaptım bugün.Karnıbahar..Kokusundan dolayı kimse yemek istemiyor.Bu yüzdende hiç pişiremiyorum çok sevdiğim halde.Üzülüyorum...Fazla üzmeyeyim kendimi dedim:).Tepkilere göğsümü germek için hazırladım kendimi:))Ne pahasına olursa olsun pişirecektim.Tam haşlarken eşim girdi..Hasta ve üzgün modda görünce beni yüzünü hafifçe çaktırmadan buruştursada ''bu yemekte beni hesaba katmasan olur,,demekle yetindi:)..Hiçbirşey demedi.Kendine başka bir menü oluşturmaya başlamıştı bile.Yaren dersane öğretmeni ve sınıf arkadaşlarıyla bugün ev yatılısında..Kız kızalar.Minelnur dersaneden babası tarafından alınacak.Beşamelli ve kaşarlı tadlara bayılır Minelnur ama karnıbaharlısını bilmiyorum.Gelince görücez...


    Aslında ilk defa yaptım karnıbaharı bu şekilde.Oktay ustada görmüştüm,ben ek olarak haşlanmış patateste ekledim....
    Karnıbaharı ve patatesleri haşlayıp iri iri parçalayıp hafifçe yağlanmış borcama yerleştirdim.Diğer taraftan 2 yemek kaşığı tereyağını,1,5 yemek kaşığı un ile hafifçe kavurup 2,5 su bardağı soğuk sütü hızlıca döküp karıştırmaya başladım.Bir yumurta sarısıda ekleyip koyulaşınca içine biraz muskat cevizi rendesi ve karabiber ekleyip beşamel sosumu hazırladım.Borcamdaki patates ve karnıbaharın üzerine döktüm.Fırına verdim.Pişmeye yakın bolca rendelenmiş kaşar peyniri serptim.Hafifçe kızarınca çıkardım....Bana göre nefisti,size göre nasıl olacak bilemiyorum..Deneyin derim..


    Güzellikler ve sağlık sizinle olsun...


8 Aralık 2011 Perşembe

Ödülüm ve hakkımdaki gerçekler..

   Sevgili Şehirlerarası aşk  beni çok yönlü blogger ödülü ile onurlandırmış.Kendisine çok teşekkür ediyorum.Kendisinede evliliğine attığı ilk adımından dolayı kutluyor,mutluluklar diliyorum.


      Birde hakkımda 7 gerçeği sıralamam istenmiş..
Tüm gerçekleri çok şeffaf sıralamayayım şimdi canım,kasar:) Amanın benden uzak dursun dersiniz:)

 1-Sinirli anıma kimse denk gelmesin mümküse.Kendi ruh sağlığı için iyi olur:)Bazen sakinleştikten sonra(ki) bu, günler sürebiliyor bu benmiydim diyebiliyorum.Tipik bir boğa burcuyum yani..Kötü bir yanımda bu sinir koması esnasında hiçbirşeyi gözüm görmüyor..Yani o derece:))..Ne zaman geleceğide belli olmuyor.Çok sakinken bir anda deliriveriyorum..Yada öylemiyim:))

 2-Aşırı ayrıntıcı ve tezcanlı olmam karşımdakiler için çekilmez bir durum oluşturuyor nedense..Bense bunu bir türlü kabullenmeyip bu ayrıntıcılığım ve tezcanlılığım ile gurur duyuyorum:))Eşim bunu kendimi gereksiz yere yıpratmaktan başka birşey olmadığını düşünüyor..İşte bunu bir türlü ka-bul-len-mi-yoo-ruuuum!!!

 3-Çoğumuzda vardır belki ama bende çok had safhada;Yemek yerken karşımdakinin ağız şapırdatması,sessiz bir ortamda yanımdakinin burnundan nefes alma sesi,çiğneme sesi sinirlerimi bozar ve dikkatim o saniyeden sonra sırf ordadır.Bundan rahatsızlığımıda karşıdakine istemedende olsa mutlaka belli ederim...Bırakırım herşeyi ve sinirden bakar dururum:),saat tıkırtısı sesi,su damlaması sesi,sinek vızıltısı....Yaa sorunlumuyum nedir:))

 4-Acaayip yer yadırgarım.Gittiğim yerde çoğunlukla ilk yatılı geceleri sabaha kadar kesinlikle uykusuz geçiririm.Kalkar otururum...Yorgunluktan ölmem lazım uyumam için,ve kesinlikle sessizlik..

 5-Bir koltuğa iki değil beş karpuz sığdırmaya çalışarak bu karpuzların hakkını vermekle uğraşmak beni mutlu ediyor..Veriyormuyum?Bilmiyorum.Çok yorulup çok yıpranıyorum..Kimine göre gereksiz yorgunluklar,bana göre ''hayatta daha yapılması gereken o kadar çok iş varki,ne kadar tembelsiniz?,,anlayışı:)..Zembereği kurulmuş bir oyuncak gibi hissediyorum bazen kendimi.Tek ve en büyük endişem bu zemberek boşaldığında ne olacak??

 6-Geçmişe çok bağlıyım.Unutmak zordur bende.Çok iyi hatırlarım ayrıntıları..İyi şeyleridee,kötü şeyleride..Çok iyi hatırlarım ama asla belli etmem.Sadece yeri geldiğinde..Geçmişe karşı çok vefalıyımdır.Bu vefayı karşımdakinde görmediğim zaman kırılırım..Geçmişte çok sevdiğim ve yıllar sonra gördüğüm bir arkadaşın boynuna sarılır,sevinçten ne yapacağımı şaşırır,ağzım kulaklarıma varır,ne konuşacağımı şaşırırım ama karşımdakinin ''ne yapmaya çalışıyorsun?Ne olmuş sanki karşılaştıysak,, bakışı beni bitirir...

  7-Dışardan ilk gören çok soğuk olduğumu düşünür.Tanıştıktan sonrada genelde şu sözleri duyarım hep;''ayyy ne soğuk nevale demiştim hakkında,,..:))..Aslında belli etmeyen ama aşırı hassas bir yapım var..Sevdimmi tam severim:))

    İşte böyleeee....Daha 10 madde sıralayabilirdim aslında,yaz yaz bitmez bendeki tuhaflıklar:)..ne menem hatunmuşum değilmi:)
    Hadi bakalım sıkıysa olumsuz bir yorum yazın bakalım:)))

   Bu mimi izlediğim tüm arkadaşlarıma yolluyorum.kimseyi ayırt etmek istemiyorum sonra gücenmeler olsun istemiyorum...Sizleri çok seviyorum..
7 Aralık 2011 Çarşamba

Aşure gelmiş hoşgelmiş..

   Kaç gündür bu mübarek ve faziletli ayın habercisini en tatlı şekilde karşıladı herkes..Mübarek ola, bereket getire,hayırlara vesile olsun inşAllah..Bende böyle rötarlı bir şekilde kutlayıp,aşuremide ancak kaynattım dostlar.Tad alma duyum gripten dolayı kapsama alanı sorunu yaşayan  telefon gibi gidip gelsede,kokuyu ve tadı hissettiğim saniyelerde hemmen tadına bakıp kaynatıverdim:)Yarına artık kesin tad alırım diye düşünüyorum ve tencereye saldırmayı düşünüyorum:)Zaman işte o zamandır:)
   Komşularıma dağıttım,yarın işyerine gidecek kısmı ayırdım ve bir dünya aşure var daha:)..Hiç önemli değil,ağzımın tadı bir yerine gelsin ben icabına bakarım..Duyularım zayıf bir şekilde yapsamda:) nefis olduğu kanaatine varıldı ev halkı tarafından.


     Annem usulü yaparım hep,(Hep dediysem yılda bir defa:) birazda kendimden katarım..Hiç ölçüm yoktur ve hepsi göz kararıdır ve tutar.Nişasta kullanmam,süt kullanırım,yer fıstığı kullanmam,fındık kullanırım,bir paket vanilya ve aşırıya kaçmayan bir kuru incir oranı...Ben yaptım diye söylemiyorum cidden güzel olmuş:))...Ayrıntı tarif vermeyeceğim,aşure birazda herkesin damak tadına göre değişen bir lezzet..Koyu kıvamlı seven olur,sevmeyen olur (Ben sevmem mesela),az şekerli,çok şekerli,fıstıklı,fındıklı,elmalı,ayvalı,cevizli....Ama nar mutlaka olsun değilmi?Heleki bol olan şu mevsimde..


    Hala ilaç almamak için direniyorum.Geçen gün bir sağlık kuruluşunun duvarındaki afişte gözüme çarpmıştı;antibiyotik gribin daha uzun sürede atlatılmasını,direnç oluşmasını sağlıyormuş...Zaten kullansakta,kullanmasakta o süreci mutlaka geçiriyoruz değilmi?En iyisi hiç kullanmadan doğal yollarla,belki en fazla bir burun spreyi ve ağrı kesicilerle geçirmek...
   
    Aşureniz tekrar mübarek olsun,güzellikler,dualar,bereket sizinle olsun inşAllah..


  Güzel şarkı..

6 Aralık 2011 Salı

Rengarenk mim!


Sevgili  Benim Dünyam uzunca bir süre önce bir mim göndermişti.Fırsat bulup cevaplayamamıştım.Kendisine önce teşekkürlerimi,sonrada geciktirdiğim için özürlerimi yolluyorum.Bu arada üzerinize afiyet gribal bir nahoş durum geçiriyorum (Sizlerden uzak olsun)..İlaçsız atlatmak için direniyorum...En kötüsüde 2 gündür hiç birşeyin tadını alamamak.Hissediyorum inşallah yarına alacağım:)Almakta zorundayım çünkü yapacağım aşurenin malzemelerini ıslattım ve yarın yapmak istiyorum.Sonra neme lazım tadını tuzunu ayarlayamadığım aşureyi komşulara dağıtmak istemem:))

Konu Renkler....

Beyaz:Temizlik,saflık ve güven hissi verir.Hüzünlendirir
Siyah: Konsantrasyonu ve özgüveni arttırır.
Mavi: Özgürlük hissi verir ve sakinleştirir.
Yeşil: Dinlendirir ve huzur verir.
Kırmızı: Tansiyonu ve kan akışını hızlandırır. İştah açar.
Sarı: İnsana heyecan ve canlılık verir. Dikkat çekicidir.
Mor: Bilinçaltını olumsuz etkileyebilir.
Pembe: Neşe, güven ve rahatlık verir.
Turuncu: İştah açar. Yorgunluğu giderir.
Lacivert: Düşünce gücünü arttırır. Ciddiyet verir.
Kahverengi: Toplum içinde rahatlık ve güven verir.
Gri: Uzlaştırıcıdır. Yoğun kullanılırsa bunaltıcı olabilir.
   
     Sorular:

   1-Ruhunuz ne renk?
   2-İzlediğiniz bloglar ne renk?

   Ruhumu tek bir renk ile ifade edemiyorum.Bu yüzden tüm renkleri barındırıyorum diyebilirim.Rengarenkim yani:))Her telden var!

   Bloglara gelince;Hangibirini ifade edeyim bilmiyorum,hepsi birbirinden renkli b,birbirinden güzeller..Hepsi beni ayrı ayrı renkleriyle etkiliyor..Yinede elimden geldiğince bir kaç blogger arkadaşımı ifade etmeye çalışacağım...

  Beyaz:Kalp kurabiye ,Ra mutfakta ,Mine Tozanlıoğlu....
  Siyah:Lezzetli somunlar ,Narince  ,Sessiz teyyare
  Mavi:Mutfakta Naz ,İncirli kurabiye
  Yeşil:Umut sepeti
  Kırmızı:Mutfaktan mis kokular
  Sarı:Balböcükleri
  Mor:Bu kategoride bir isim vermek istemiyorum.Blogger'ın ismi bana kalsın..
  Pembe:Reyyan bebek ,Şeyma ,
  Turuncu:Bir tutam kekik
   Lacivert:Nabrut ,Nehir İda
   Kahverengi:Toplum içine blogger arkadaşlarımla çıkmadım bu yüzden birşey diyemiyciiim:))
   Gri:Deli anne
 
     Şimdi burada linklediğim arkadaşları bekliyorum...hadi bakalım..
     Herkese gökkuşağı tadında günler diliyorum..


   Güzel bir parçayla:
5 Aralık 2011 Pazartesi

İşte cevap:))

   Öncelikle sevgili  Bir tutam kekik ,Nabrut,baharatlı tatlar,mutfak doktoru Nirvana,ya yürekten alkış istiyorum:))..Hemencecik biliverdiler ayol:)..Diğer arkadaşlarında tahminleri beni gülme krizine soktu,Allah'ta sizi güldürsün emi?Çok tatlısınız yaa:))..Yalnız bu alametler yapılırken bende sonucunda ne çıkacak diye öylece bakakalmıştım.Daha önce hiç görmediğim için.
  Eşimde 1 yıldır aralıklarla rahatsız eden bel fıtığı olayı çıkınca annem burdayken hemencecik olaya el attı:)..Ben şimdi onun bir hal çaresine bakarım deyip mutfağa geçti  (kendiside yeni öğrenmiş ve çok faydasını görmüş)..Benden havuç,kürdan,pamuk,mum ve kolonya isteyince meraklanıp bakmaya başladım.Havuçları dilimleyip bu hale getirdi (Kalanıda ağzımıza atıyoruz deyip yiyiverdi:))..En son şekliyle böyle romantik görünümlü mumlar haline getirdi:))
  Çok iddialı bir şekilde konuşup kupaları çekmeye başlayınca banada bir gülme geldi sormayın:))


Bir posta bundan güzel malzeme olurmu:))Banada öğretti guya:)..Sonuçmu?...Öyle hemen olmazmış.Birkaç defa yapılacakmış,annem artık burda olmadığına göre ben yapacaktım:))Hımmm,yaparım yaparım:))...


4 Aralık 2011 Pazar

Bu nedir?:))

    Hadi biraz kıtır yapalım bugün:))Bir resim çektim,ilk olaya girildiğinde ben bile anlamamıştım ne olduğunu...Ne olduğu hakkında bir fikri olan arkadaşlar varsa yorumlarınızı merak ediyorum:))..Cevabımı yarın görüntüsüyle yayınlayacağım..


      Düşünürkende bir şarkı dinleyelim isterseniz...

2 Aralık 2011 Cuma

Annemden arabaşı..


  Kayseri,Yozgat ve Konya'da yapılır ama bu üç ilde ''arabaşı bizimdir,,diyerek tatlı bir rekabet yaparlar hep.Bilmeyenlerin sadece çorbasını yemeyi tercih ettikleri,aslında ''ara aşı,, olup zamanla arabaşı denilen ve ana yemek olmayan ve gerçektende ara aşı olan bu yemeğin araplarla bir ilgisinin olmadığını,Yozgatlılarında en iyi ve en büyük lokmalarla yediklerini bildiğimi iletmek isterim:))
 
  Yine bilmeyenler için ilk etapta ilginç bir yemektir...Nefis,un kavurmasıyla yapılan bol acılı ve limonlu tavuk çorbasına su,un ve tuzla pişirip tepsilere döküp katılaşmasını beklediğimiz koyu muhallebi kıvamındaki hamurunu bandırarak çiğnemeden yutmaktadır marifet:))Hamur lokmalarıda küçük olmayacak..Mümkünse tahta kaşık ve çorba olabildiğince sıcak..Kışın yapılır ve memlekette akşamları arabaşı günleri düzenlenir..Ne güzeldir ama bir bilseniz..:)
 
  Bende bir arabaşı delisi olarak annemi hazır bulmuşken yaptırtmazmıyım:)..Yanlış anlaşılmasın,yaparımda,yerimde ama anne elinden çıkmışı bir başka...


     Evdekiler sadece çorbasını yiyerek bir anlamda bu nefaseti katletselerde umrumda değildi:)..Ne anlıyorsunuz bundan diyor ya birde eşim..Ah anladığımı bir anlatabilsem:))

     Yine geçtiğimiz günlerden arta kalan karelerle devam etmek istiyorum.Tekrarını sık sık istediğim ama olmayacağını bilip gurbetin acı tokadını bir kez daha yüzümde hissettiğim anlardan..Ah zalım gurbet!


    Dedim ya,park park gezdik...


    Çocuklara istinaden bir kere lunapark..



     Kaktüsler incelenirken...


    Benim çalışmaktan bulunamadığım ama eşimin ev sahipliğini yaptığı kahvaltıdan..


   Halasının bitaneleri...




     Şimdi özlüyorlarmıdır birbirlerini?

    Bu güzel şarkıyıda paylaşmama izin verin...

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

instagramdayım..

Ben'ce...

Fotoğrafım
Limon çiçekleri
Antalya, Türkiye
Yaşamımızın sınırlarını hayaller belirler.Hayallerin genişliği,yaşamın sınırlarını aşsada bazen,limon çiçeklerinin o dayanılmaz ilhamı kendini buralara atmış durumda.O kokuyu ömrünüzde birkez olsun hissetmeniz dileğiyle...
Profilimin tamamını görüntüle

Google Website Translator

İzleyiciler

Facebook'tayım.

Nereden böyle?

Misafir olduklarım

Sayfalar

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Sponsors