31 Temmuz 2012 Salı

Birkaç kare..

Ramazan her ne kadar buralara yansıtamasamda doludizgin geçiyor.Misafirlerim geliyor,gidiyor..İftar hazırlıklarım..Bu arada kadın kolları olarak iftara misafir olduğumuz haneler..


Ramazan öncesi 2 günlüğüne gittiğimiz Kayseri'den birkaç karede kızım Minelnur'un gelmesiyle elime ulaştı.Paylaşayım istedim...


     Annem kuzine sobasında pişirdiği kömbesinden yedirmeden göndermezdi...


          Bahçenin mahsulleri..


      Her sene acı kayıplarla sonlanıp,alınmaktan vazgeçilmeyen tavşan besleme sevdasının bu yılki üyesi..


             
                   annemlerin malikanesi:))




    Ve bu akşamki konuk olduğumuz evde yaptığımız iftar..İlk defa gördüğün insanlarla geçirilen bu dakikalar hakikaten güzel..Birde herkese çare olabilsek...


   Çok güzel türkü...Çok güzel hemde..Gerçekten:)

28 Temmuz 2012 Cumartesi

Zaman geçmiyor..

Kışın saatlerin,günlerin yetmediğinden şikayet ederken,Allahın işine bakın ki ben şu anda nerdeyse bayrama kadar dakikaları,saliseleri sayacak derecede sıkılıp işyerinde dahi vakit geçiremiyorum.Üstelik Ramazan,üstelik bu aralar full time işyerindeyiz(gerçi iş yoğun değil),üstelik yapılacak işlerde yığınla duruyorken...


   Sabahleyin öğleye kadar ne kadar bulmaca eki varsa çözülüyor....


                 Tüm gazeteleri hatmediyorum....


Yinede sağdan soldan almadığım gazetelere göz atıyorum,spor haberlerinin dahi köşe yazılarını okuyorum:)İlanlar gözden geçirilip,bulmacalar artık birer manzume gibi dolduruluyor:)...Çok sıkıldım,çoook..


24 Temmuz 2012 Salı

Üzülüyorum..


Bu su damlalarının görüntüsü bile şu mübarek günlerde ne kadar çekici geliyor.Kıymetini ne çok anlıyor ve arıyoruz değilmi?Rabbim herkesin mübarek Ramazan-ı Şerif'ini kabul eyleyip kolay kılsın inşAllah....


Bu yıl mübarek günleri Antalya'da evimde geçireceğimi bilmekten açıkçası(Rabbim affetsin) endişe etmiştim.Sıcaktan dolayı tabii.Ama herşeyin sabrını ve kolaylığını veriyor Allahım..Hiç endişe ettiğim gibi olmadı.Ramazandan 1 hafta önce başlayan böbrek sancılarım Ramazanın 2. gününden itibaren kalmadı.Aşırı susuzluk hiç çekmedim.Açlık zaten gelmiyor insanın aklına..İşede öyle yorucu tempoyla gidip gelmeyince kolayca geçiveriyor çok şükür.Tek eksikliğini hissettiğim,kalabalık iftar sofraları,memlekette daha çok sanki hissettiğim bir maneviyat,hep izinli olduğumda ibadetlere daha geniş yer verebilmenin iç huzuru...Birde etraftaki insanların oruçlu olanlara saygısı..Valla ister kızsınlar ister köpürsünler içimi dökücem ama:)
Burası Antalya..Evet.Sıcak.Tutan olur ,tutmayanda.Şartlar zor.Bu ibadeti eda etmeyen insanların edenlere oranla çokluğu olan bir şehir.(Orucunda bu şartları zorlamak olduğunu unutmamak lazım derim naçizane)..Tutmayanada neden tutmuyorsun gibi bir densizlik yapmayız..Ama tutanlarada biraz saygı olsa güzel olur be...Yani heleki kapalı ortamlarda küçücük odalarda yasaklar delinerek birbirlerinin yüzüne sigaraları üflemek,orada hiç oruçlu olup olmadığını düşünmeden normal rutinde yiyip içmek,hatta ve hatta birde ısrarla ikram edip illaki niyetliyim lafını söylettirmek..Bunuda hergün yapmak.Sanki çok abes ve olağandışı bir durummuş gibi;Hııı oruçluydunuz değilmi gibi bir gaflette bulunmak..Yani...Nasıl söyleyeyim daha..Bilmiyorum.Eleştirmekte istemiyorum ama burdaki bu rahatlığı sevmiyorum,huzursuz oluyorum,kızıyorum,üzülüyorum..Ben benim bildiğim Ramazanları istiyorum.Yani sokakta alenen yiyip içilmediği,(en azından daha gizli ve üsturuplu)insanların birbirlerine saygı gösterdiği,oruçluya Mars'tan gelmiş gibi bakılmamasını...Ben kızlarım küçücükken Ramazanda ellerine yiyecek cips,kraker bile almazdım sokakta.Sadece ben değil genelde öyle olurdu.Açık Restoran yok denecek kadar az yada belirli bir yada iki adet olurdu.Çocuklarıma kahvaltı ettirmek için bakkaldan alacağım ekmeği utana sıkıla,yanlış anlaşılacak korkusuyla aldığım Ramazanları istiyorum...Balkona iftar masamızı biz kurarken birileri karşı balkondan sofralarını toplayıp ellerine aldıkları bardaklarla çaylarını yudumlarken biraz daha edepli olsalarda bizlere karşı bakıp içmeseler...Ben bunları görüp zorlandığım için değil.Hiç değil.Sadece üzüldüğüm için,yozlaşıldığı için,bazı şeylerin artık unutulduğunu gördüğüm için yazıyorum..Haksızmıyım?
18 Temmuz 2012 Çarşamba

Kremalı mantar soslu tavuk,börülce salatası eşliğinde..

Bugün tv'de şeflerin düellosu formatında bir yemekle ödüllendirdim kendimizi:)..Kendi kendime düello yaptım.Sıcakla tabii..Bu sosu iftarda çağıracağım konuklarımada sunmaya karar verdim.
İşe çok kısa zamanlar diliminde gidip gelince bir hayli boş vakit olsada sıcaktan elim kolum kalkmıyor.Yarın artık mutfağın klimasıda gelince son zamanlarda uğramaya hiç hevesimin olmadığı evin olmam gereken kısmından çıkmayacağım herhalde..Pazar günüde kızlar Kayseri'den geliyorlar.Bizim tembel tembel yayılmalarımız,sinirleri alınmış hallerimiz,akşam yemekleri telaşından uzak oluşumuz,aklımızın estiğince gezmelere çıkışımız,konserlere akışımız (kızlar duymasın) bir son bulacak Ramazanla birlikte..Bayram'da tatile çıkma hayali bizi bu sıcaklarda yaşatacak inşAllah:)..Rotamız belli;Bayramda Kayseri (kuzenimin düğünüde var bu arada),Tokat,Samsun,Amasra,Safranbolu,Mengen,Bolu,İstanbul,Gelibolu,Çanakkale,Akçay,Altınoluk ve İzmir üzerinden tekrar dönüş...Rabbim kısmet ederse tabii..





Tavuk pirzolaları erkenden zeytinyağı,kekik,karabiber ve bir fiske körili tavuk baharatıyla dinlendirmeye almıştım.
1 yemek kaşığı sıvıyağda doğranmış 4 iri mantarı soteleyip suyu çekince piyazlık doğradığım bir soğanlada biraz soteleyip soğanlar kaybolmadan 1 kutu(200 ml) kremayı ekleyip kıvam alıncaya kadar kaynatmaya başladım.1 yemek kaşığı soya sosu ve taze çekilmiş karabiberle lezzetlendirip bir taşım daha kaynatıp altını kapattım..
Öte yandan ayıklayıp doğradığım börülceleri düdüklüde 10 dk.haşlayıp suyunu süzdükten sonra kabukları soyulup minik doğranmış bir küçük domates,sarımsak,zeytinyağı,nar ekşisi ve sirkeyle tuzlayıp soğumaya bıraktım.
Marine ettiğim tavuk pirzolaları kendi suyu ve yağı ile tavada arkalı önlü pişirip en son kızarana kadar çevirdim.
Hepsi bu...Yalnız sosa bayıldık.2 kişilik bir güzel sofrada bu sosu daha sık yapmam gerektiğini eşimde hatırlattı..




Geçen gün Kepez Belediyesi tarafından Arif Nihat Asya açıkhava tiyatrosunun açılışına davetliydik.Davetli olan diğer bir sanatçı kendiside Antalya'lı olan  Levent Yüksel idi.Muhteşem şarkıları ile nefis bir konserdi..Tadını çıkardık.Yalnız tiyatro muhteşem olmuş,emeği geçenlerin ellerine sağlık..


     Yine o geceden çok sevdiğim bir şarkı;Birlikte dinleyelim...

15 Temmuz 2012 Pazar

Feslikan yaylası..

  En son 2 yıl önce gitmiştik bu yayla şenliklerine.Ne güzel üşümüştük.Bu yılda afişleri görünce sevindirik oldum.Üşümeye gidecektik:)
Aşağı yukarı 45 dakika süren bu yolculukta Antalya'da saat 18:00 sularında 40 dereceyi gösteren termometreyi orada,1800 metrede 17 derecede görmek mucize gibiydi bizim için.Arkadaşlarla gittik.Giderken hırka alın yanınıza dediğimde alaycı ifadelerle baktılar bize hatta Mahmut arkadaşımız hiçbirşey almayınca ilerleyen saatlerde battaniyelere bakakaldı:)
Tam bir yörük şenliği..Orhan Hakalmaz ve Muazzez Ersoy'unda konser vereceği alanda ertesi günde yağlı güreş müsabakaları vardı.Aslında şenlik bahane.Yaylanın havasını almaya gitmek,serinlemek isteyen herkes ordaydı.



    Yere çimenlerin üzerine konser alanında battaniyelerimizi biraz dolaştıktan sonra serdik ve aldık çekirdeklerimizi:))Şarkı ve türkülerin büyüsüne kaptırıp kendimizi bağıra bağıra söyledik..
   Ammaaaa velakin...Her türlü ortamda tüm terslikleri üzerime çekerim nedense:)Aksilikler beni bulur..Şenlik alanı çimenlik bir yayla alanıydı tabiiki..Güzel güzel şarkılara eşlik ederken,ayağımın üzerinde hissettiğim bir gezinme ile bastım çığlığı ve yaygarayı:))Ama ne çığlık:))...Fareeeeeee!
Tüm şenlik alanını  bir anda teyakkuza geçirdim:)Arkadaşımız Mahmut başladı fareye vurup kovalamaya,insanlar panik,el fenerleri yakıldı,kimileri öldürmeyin diyor kimileri ayakkabıları giyip alanı terk etmeye kalkıyor,kimileri gülüyor(buna beni sakinleştirmeye çalışan eşimde dahil),Mahmut'u durduramıyoruz düştü farenin peşine:)),en son bir ayakkabının içine girdiğini gördüm diyor:))
  O andan sonra ayağıma değen bir ot,eşimin ayağının bir anda bir poşete değmesiyle oluşan hareket ve yan tarafta oturan amcanın ayakkabısına değen ayağımla alanda 3 kere daha bir panik yaşanmasına sebep oldum:))...Tabii bu arada arkadaşlar ve eşim gülmekten kendilerini tutamaz oldular..Eve geldiğimizde bende başladım gülmeye...Ne geceydi ama:)











    Közlenmiş mısırlarımızı yerken henüz fare misafirimiz olmamıştı:)


    Herşeye rağmen çok ama çok güzel bir akşamdı.Sevgili Muazzez Ersoy'un şarkıları aldı götürdü...


10 Temmuz 2012 Salı

Ses..sesss..deneme..bir..ki:)

Su altında nefesinizi uzun süre tutup yüzeye çıkınca aldığınız o ilk nefes vardır ya..Aynen öyle hislerdeyim şu an.Ne zor şeymiş böyle yazamamak.Paylaşamamak.Telefondan okuyorum ama ses geçirmeyen camın arkasından bağıran görüntü gibi göründüğümü hissediyordum.


Neyseki teknoloji büyüklüğünü gösterip bugün teşrif ettiler bize.Amaaa,her an sanki gidecekmiş gibide hararetleniyorlar kendileri...Yani dizüstümde kaynayan tencere misali fokurduyor bilgisayar ve her an yine bu sıcaklıktan nakavt olabilir:)..Eşime bakıyorum;gittiği yere kadar,sen yaz boşver diyor:)
Neler oldu bu arada diye merak edip soran olursa(ki sanmıyorum,blogcanlar yaz rehavetine girip bir bir tatile girmişler bile,dertleri benmiyim:))...Ha ben anlatayım...anlatayım,anlatayım:))


Sıcaklar fena halde bastırmış durumda ve akvaryumda yaşayan balıklar misali klimasız ortamda yaşayamayacağını düşünen ben,iş dışında ev içinden çıkmamaya özen gösteriyor.Geçen haftalarda şehir dışından gelecek misafirleri beklerken hiç ummadığımız bir misafirimiz çıkageldi.Hollanda'dan dayımın kızı Hatice.Bilenler bilir,çocukluğumuz beraber geçmişti.Antalya'da çocuklarıyla birlikte otelde yer ayırtmış ama uçağı otel girişinden 2 gün önce olunca bana misafir oldu..Çok sevindik.Diğer misafirlerin planları suya düşünce Hatice'nin kısada olsa gelmesi süper oldu..Gezdik,tozduk,yedik,içtik,geceyarılarına kadar sohbetler ettik,anıları yad ettik geç saatlere kadar.2 gün izinli olmamızda güzel denk geldi...Bir tane bile resmin olmayışı sadece onun fotoğraf makinasının kullanılmış olmasından.Ben tamamen unuttum.
Bu arada hafta sonunda Kayseri'ye gidip geldik.Kardeşim orta şiddette (Omuzda bir çatlak ile atlattığı)Bir trafik kazası geçirmişti.Acil birde hasta ziyaretimiz olunca kaçıverdik aniden.Üzücü sebeplerden dolayı orda olsakta o iki gün bile bana o kadar iyi geldiki anlatamam.Kızlar orda kaldılar ve dersaneleri başlayana kadar biraz kalmak istediler.Uzun uzun tatil yapıyoruz orda diye benimle 2 yıldır yaz tatillerinde kavga eden 2 cadı dayanamayıp kalmak istediler...Kısa bir süre için ama diyede kestiler önceden.Kısacık sürede çekilen fotolar şu an Kayseri'de olsalarda kızlar geldiğinde paylaşacağımdan emin olabilirsiniz...Elimde bugün için malzeme yok.Sadece 2 hafta önce eşimle çıktığımız bir akşam gezintisinden çok net olmayan kareler var.Çocuklar olmadan,iki kişilik,nezih,kafamızın estiği şekilde,zaman mefhumu olmadan yaptığımız gezinti..


         Cıvıl cıvıldı Işıklar caddesi..


           Hatta çok ilginç görüntülerle doluydu....Yavrular satlıktı.Bu görüntü karşısında kimsenin bu yavruları annelerinden ayırmaya kıyabildiğini sanmıyorum..Alıcı çıkmadı..


    Bu canlı mankenin sokak ortasındaki hareketsiz duruşu herkeste merak uyandırıyordu.Herkes; yok kıpırdadığını gördüm,yok titredi yok cansız bu diye aralarında konuşurken ben;Şeyy,afedersiniz,bir resminizi çekebilirmiyim? diye sorunca Allah tarafından cana geldi ve tabii diyerek cevap verdi:))..Herkesinde merakı giderilmiş oldu:)


             Elimdeki eski makinayla ancak böyle bir görüntü yakalayabildim kaleiçinden..


             Bu kadar güzel ve masum görünen kahvenin süsüne püsüne bakmayın.Sabah 04:00'e kadar beni uyutmayan ta kendileri..Ayda yılda kahve içince bünye kaldırmıyor:)


       Umarım sizden uzun süre ayrı kalmam.Umarım pc arıza çıkarmaz.Sizleri özlediğimi bilmenizi istiyorum.Sevgiyle kalın ve aşağıdaki şiirin büyüsüne birlikte kapılalım,ne dersiniz?Hadi okuyalım..



6 Temmuz 2012 Cuma

VARIM AMA YOKUM..

BURALARDAYIM SEVGİLİ DOSTLAR.TEKNİK AKSAKLIKLAR YÜZÜNDEN SİZLERİ İZLEYEBİLİYOR AMA YAZAMIYORUM.UMARIM PC EN KISA ZAMANDA TAMİR OLUR VE YOĞUN GEÇEN ŞU GÜNLERİMİ PAYLAŞMA FIRSATIM OLUR.İKİ GÜNLÜĞÜNE KAYSERİ'YE GİDİYORUZ.DÖNÜŞTE GÜZELLİKLERLE BULUŞMAK DİLEĞİ İLE.SEVGİ İLE KALIN...

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

instagramdayım..

Ben'ce...

Fotoğrafım
Limon çiçekleri
Antalya, Türkiye
Yaşamımızın sınırlarını hayaller belirler.Hayallerin genişliği,yaşamın sınırlarını aşsada bazen,limon çiçeklerinin o dayanılmaz ilhamı kendini buralara atmış durumda.O kokuyu ömrünüzde birkez olsun hissetmeniz dileğiyle...
Profilimin tamamını görüntüle

Google Website Translator

İzleyiciler

Facebook'tayım.

Nereden böyle?

Misafir olduklarım

Sayfalar

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Sponsors