15 Şubat 2015 Pazar

Bir ''Triliçe,, de benden olsun..

Bu tatlının büyüsüne geçte olsa kapılanlardan biride benim.
Birbirine yakın tarifler ortada uçuşsada ben denenmiş ve yediğim bir triliçenin tarifini kızkardeşimden aktarıyorum..Kendisi bir fark olarak Tatlı ile karamel sos arasına krem şantide sürmüştü ve çok güzel olmuştu.Daha kremsi,daha sütsü bir tat..Bu tarifte bunu eklemedim ama siz isterseniz tavsiye ederim..Bu arada ben tarifin malzemelerini 2 katına cıkararak dikdörtgen borcamda yaptım.Aşağıdaki ölçü tek..

Malzemeler:

Keki için,

  • 3 yumurta
  • 1/2 çay bardağı toz şeker
  • 2 yemek kaşığı sıvı yağ
  • 1 yemek kaşığı irmik
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • 1 çay bardağı un 
Şerbeti için

  • 1,5 su bardağı süt
  • 1 çay bardağı krema
  • 1 çay bardağı toz şeker
2-3 dakika kaynatın

Karamel sos için

  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1/2 çay bardağı su
  • 1 çay bardağı krema
  • 1 yemek kaşığı tereyağ
Şeker ve suyu karıştırıp kısık ateşte koyulaşıp kahverengi olana kadar pişirin..Çok koyulaşmamasına dikkat edin çünkü soğuyunca yanıksı bir tad oluşuyor.Kıvama gelince tereyağını ve ılık olan kremayı katıp hızlıca karıştırın.

Yumurtanın akları ve sarılarını ayırıp,aklarını toz şekerle kar haline gelene kadar çırpın.Sarılarınada un hariş diğer malzemeleri ekleyip iyice mikserle çırpın.Sarıların rengi açılınca kar halindeki yumurta aklarına söndürmeden katın.Unu,kabartma tozu ve vanilyayıda bu esnada eleyerek katın ve dikkatlice,pandispanya hamuru karıştırır gibi söndürmeden karıştırın.20'ye 20 bir tepsiyi yağlayarak karışımı dökün ve 175 derecede 20-25 dakika kürdan testi ile pişirin.
Kek ve şerbet ılınınca ikisini buluşturun.Soğuyup dnlenince yaptığınız karamel sosu üzerine dökün.
Afiyet olsun..


11 Ocak 2015 Pazar

Ah İstanbul,İstanbul olalı!..

Çok şükür ki yazma yeteneğimi ve blogumun şifresini unutmadan geri dönebildim:)
Kızımın yanına iznim zarfında ziyarete gittim.Akabinde bir kaç günlük Kayseri ziyareti ve ben hala bloguma yazmayı bırakın birkaç gün sonra sömestr tatiline gelecek kızım için hazırlıklara başladım bile:))..Ne tembeliiim, ne tembel!..Yani geçen yılki resimlerime bu yıl post yazıyorum,utanmalıyım:)
Havaların soğukluğu ile birlikte geçtiğimiz günlerdeki iznimde evde garfield modunda,hem göbek büyütmek,hemde bir heves başladığım spora ara vermeninde vicdan azabımıdır nedir kendimi örgülere,yemeklere,hobbylere vermiş bulunuyorum..Daldan dala,canım ne isterse..Derken işe tekrar başlamak azap geldi..Yani  artıkın Limon Çiçeğiniz emeklilik hormonlarını salgılamaya başlamış görünüyor:))..
Her annenin şehir dışında okuyan çocuğunun yanına biran önce,sık sık gidip ona annesel yemekler,telkinler ve bakımlar yapma içgüdüsü takdir edersiniz ki bendede hasıl oldu ve iznim başlar başlamaz soluğu İstanbul'da kızımın yanında aldım..
Okuldan gelince derlenip toplanmış bir evde onu sıcak,en sevdiği  yemeklerle karşılamak,onun gözlerindeki o mutluluğu görmek herşeye değerdi..O koskoca şehirde adeta demirleşmiş,her türlü yolunu öğrenmiş aklı başında bir kız çocuğu gördüm..Gurur,gözyaşı hepsi birbirine karıştı...
Bana göre ise ilk göz ağrımı,biriciğimi  bu canavar ama bir o kadar da müstesna şehre koyverdim geldim:(


Boş zamanlarını kızım beni gezdirmeye adadı sanki:)..Her ne kadar ulaşım,trafik beni çileden çıkarsada anne kız güzel havada bir Pazartesi geçirdik.Ayaklarımıza basamayacak duruma gelene kadarda gezdik..Benden bu kadar dedim..İstanbul beni aşar..Öyle kalabalıklara gelemiyorum artık.Biz evimizden çıkmayalım kuzum,ben sana hep yemek pişiriim dedim:))..Ama havanında güzelliği ile daha önce içerisine girmek kısmet olmayan Sultanahmet Camii'ne girmek herşeye değdi..


                            Kuzum benim yaa,güvercinlere bakarken öylede mutluyduki...




                                                 Şu ihtişam kimin içini titretmez ki...

Bendeki bu tarihe dokunma içgüdüsü  artık karelere yansıyor:)..Dokununca yüzlerce yıl öncesiyle sanki telepati kuruyorum...O aşınmış oymalara,tokmaklara kimlerin sanatı,elleri hayat verdi acaba?..Bulunduğum ve yürüdüğüm bu yerde kimler hangi duygularla vardı?..Kafamdan derin derin geçerken ben..Bıraksalar her santimetresine dokunacağım..





                          Kestanelerimizide yiyerek Eminönü'ne doğru yürüdük..

                    Bir yeniçeriden yol tarifi almanın dayanılmaz şaşkınlığı:))


Eminönü'ndeki bu kalabalığı görünce ahanda olay var:)..diyerekten heyecan yaptıysamda bunun ''Nimet abla,, piyango bileti kuyruğu olduğunu öğrenince köyden indim şehre misali bir şekle büründüm:))...Büyük şehir,anlamak zor:))


                                 Oltamın ucunda koca bir balina varmış gibi çek pampaa!


10 günlük anne ziyaretimdeki karelerin sonuncusu..Diyeceksinizki niye;şöyleki yemeği evde yedirmeyi tercih ettiğim kızımla dışarda yediğimiz 2 günden biriydi bu...İstiklaldeki meşhur çikolatacıda hoş saatler geçirdiğim kuzuşumla yorgunluktan eve kendimizi zor attık...Noolur kızım çıkmayalım bir daha dedim:))..Evde koyun koyuna geçirdiğimiz her dakika benim için daha eftaldi:)

Sağlıcakla kalın...

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

instagramdayım..

Ben'ce...

Fotoğrafım
Limon çiçekleri
Antalya, Türkiye
Yaşamımızın sınırlarını hayaller belirler.Hayallerin genişliği,yaşamın sınırlarını aşsada bazen,limon çiçeklerinin o dayanılmaz ilhamı kendini buralara atmış durumda.O kokuyu ömrünüzde birkez olsun hissetmeniz dileğiyle...
Profilimin tamamını görüntüle

Google Website Translator

İzleyiciler

Facebook'tayım.

Nereden böyle?

Misafir olduklarım

Sayfalar

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Sponsors