27 Nisan 2011 Çarşamba

Bende denedim;krem şantili kurabiye ve akşam kahvaltısı:)

   Muhabbetle,sevgiyle,selamla ve tüm güzelliklerle..
   Bloglarda o  kadar sıkça görmeye başladımki bu kurabiyeyi,denemek için artık ne diye durduğumu anlamadım.İş çıkışı çok yorgun olmama rağmen kafama yolda koymuştum.Ben biraz tembelmiyim nedir bu konuda bilmiyorum.Yada siz bunun adına ne diyorsunuz ?:Bir pastanın,kurabiyenin,poğaçanın başına geçebilmek için bayağı bir motivasyona ihtiyacım oluyor.Gözümde büyütüyorum,birkaç saat boş zamanım olması gerektiğini düşünüyorum hep.Bazende en  dar zamanda hooop diye kalkıp (ki bu nadir oluyor)kendimi helak edene kadar mutfaktan çıkmıyorum.Yeterki o hooop diye kalkma dürtüsü bir gelsin:))Tembellikmi bu?Söyleyin söyleyin çekinmeyin:))
  En son sevgili Müge de gördüğüm tarifte farklı olarak 1 paket fazla krem şanti vardı.E bende bol malzemeyi severim:)Malzeme sayısı azda olsa 1 fırın tepsisine yetecek kadar kurabiye çıkıyor.Yinede kalabalık misafirlerde 2 ölçü yapmanızı tavsiye ederim.

    Malzemeler:

   -2 poşet (1 kutu) krem şanti
   -1 su bardağı sıvı yağ
   -2,5 su bardağı kadar un
   -İstenirse fındık kırığı veya ceviz ilave edilebilir

   Sıvı yağ ve krem şantiyi mikserle çırpıyor unu eleyerek yavaş yavaş ilave ediyoruz.Ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp tepsiye diziyoruz.Hamuru yuvarlamadan 1 saat kadar dinlendirirsek daha iyi sonuç elde edeceğiz.Hafif çatlayıp pembeleşince fırından çıkarıyoruz.Soğuyunca üzerine pudra şekeri eliyoruz...Ben bu işlemleri basit bir kurabiye tarifi olduğu için kızım Minelnur'a yaptırdım.Eli alışsın,öğrensin:)


  
    Evde kahvaltı yapmayalı haftalar oldu sanırım.Akşamüstü çocuklar yemeğini yedikten sonra eşimde okuldan erken gelince kahvaltı yapmayı özlediğimden olsa gerek çıkardım ekmekleri ve tüm kahvaltılık malzemeleri.Geçen gün kermesten aldığım incir reçelinide deneme fırsatımız olmuş oldu.Değme yemeklere taş çıkarttı.Arkasından 2 saatlik yürüyüş ve spor alınan onca kalorinin vijdan muhasebesi sonucuydu:)

  İclal Aydın muhteşem bir şiir yorumlamış.Yeni denk geldim ve sizlerle paylaşmak istedim........


İclal Aydın - Seni Seviyordum icononline
26 Nisan 2011 Salı

MİMİMİMİMİMİMİ.........

      Sevgilerin en gönül dolusu sizlere olsun sevgili dostlar . Başlık koymakta zorlandığımı söylesem,daha doğrusu bulamadığımı ve bulmak içinde o kadar yoracak kafamın olmadığını şu an.Yorgunluktan bahsetmek biliyorumki hem sizleri hem beni sıktı...
     İşten çıkar çıkmaz gittiğim parti teşkilatında seçim çalışmaları için program yapmak,evde yemek ve çocuklara yetişmek birçoğumuzun hayatında değişik şekillerde var.Herşey iyi hoş güzelde,birde yaranılmıyorsa çocuklara,hala birşeylerde inat ediliyor,kurallar çiğneniyor,ergenlik dönemi bahanesiyle asilik baş gösteriyorsa(Üstelik aynı anda 2 kız bunu yaşıyorsa),bazen evden kaçıp işten ve yoğunluktan şikayet etmemek en iyisi oluyor:)..Başka şeylere bu durumlarda yoğunlaşmak lazım,yorgunluktan ölüyor olsanız bile:)Benim gibi.....İyi geliyor.Hayatta ergenus:))larla uğraşmaktan daha güzel şeylerde var:)..Yorgunlukta olsa,bunlar benim lüksüm oldu:)
    Çok sevgili cep aynası bana mim göndermiş.Kendisine çok teşekkür ediyorum.Geciktirdiğim için özür dilerim ama mim cevaplamakta zorlandığım için,kafamı bir toplayayım dedim.Öyle bir durumda şu günlerde mümkün olmayacağı için,bu kafayla cevapladım,hazırlıksız ve bitkin..Affınıza sığınarak buyrun mim'e:

-En sevdiğim 3 görsel
  Doğa,yüzdeki güzel bir gülümseyiş,mutlu bir aile ortamı
-En sevdiğim 3 ses
 Ezan, ailem ve tüm sevdiklerimin sesi,doğal bir ortamda rüzgarla birlikte yaprakların hışırdaması  
-En sevdiğim 3 koku
  Hiç tartışmasız limon çiçeklerinin kokusu,bebek kokusu,yağmurdan sonraki toprak kokusu
-En sevdiğim 3 his
  Çocuklarımın güvende olduğu hissi,ibadet yaptıktan sonraki rahatlama ve sevilme hissi...

   Bende bu mim'i ebruli tatlar,,,nohut oda bakla sofra,,, reyyan bebek ve portinin dunyasi na gönderiyorum.
   Sevgiyle kalın...



Bedirhan Gökce Cengiz Kurtoglu Cigerin Yansin rubeyda
23 Nisan 2011 Cumartesi

Mantar evi..

   Yürek dolusu sevgiler,selamlar..
   Haftalık izniniz olmazsa,çocukların herbirinin kursları haftasonunda olursa,havada güzel olur saat 3'ten sonra değişiklik isterseniz hiç gitmediğiniz ama her seferinde önünden geçtiğiniz Korkuteli ilçesinin mantar evi'ne gidersiniz.Eşimle düştük yine yola.Aslında maksat dolaşmaktı ama giderken ''gezelim görelim,,programından hatırladık birdenbire.Önünden geçerken ani bir frenle durduk ve evet uğramalıyız dedik...İyikide uğramışız.Mantar üretiminin yanısıra 1. sınıf restoran belgesi olan harika bir yerdi.Herşey mantar:))


  
  Türkiye'de mantar restoranı olarak tekmiş...Resim çekmeye başlayıp yemeklerle ilgili detaylara girince bize ''gurme''gibi davranıp ayrıntıları bir bir anlatmaya başladılar:)


  Konsept çok güzel,detaylar ince düşünülmüş..



  Hayatımda yediğim en lezzetli mantar çorbası...Kremalı sütle yapılmış.Rosemary bitkisini pul bibere batırıp şıkta bir sunum yapmışlar.Yerken çorbanın içinde olması gerekiyor,aroma veriyor.Hakikaten çorbayı tek geçtim..



   Mantarlı ekmekler sıcak sıcak yeni çıkmıştı fırından..










   Mantarlı salata özel sosuyla geldi.Sos altında,karıştırılması gerekiyormuş.Mantarlarda çiğ:)..hiç yadırgamadık,gayet güzeldi..



   Karıştırılıp tadına bakılıktan sonraki hali...





    İstridye mantarı ve normal mantarın çeşitleri..Mantarlı sigara böreği,mantar pane,kaşarlı mantar ve mantar ızgara...Mantar tatlısını ve mantar iskenderi bir dahaki sefer denemek istedim.Bu kadar mantar bugün biraz fazla oldu:)




Çay içermisiniz?dediler..Mantarlımı? demekten kendimi alamadım:))


Çok güzeldi,hemde çoook...Sevgiyle kalın.

.

Acılı,soğanlı ekmek..

  Bir iki yıl önce bir blogda gördüğüm Hatay yöresine ait acılı ekmek tarifinin izini kaybettim.Kendimce yeniden tarifledim:)..Ne yalan söyleyeyim,daha güzel oldu diyebilirim.Hamurunda tahin falan yoktu ama ben ekledim.Kendi yaptığımı övmek gibi olmasın ama çok beğenildi ve bitti bile..



Malzemeler:

2 su bardağı süt
1 su bardağından 2 parmak eksik sıvı yağ
1 paket yaş maya
1 tatlı kaşığı şeker
biraz tuz
tahin
aldığı kadar un

Üzeri için:
3 baş kuru soğan
1 yemek kaşığı dolusu biber salçası(acılı tercihtir)
yarım yemek kaşığı domates salçası
1 avuç ufalanmış ceviz
1 avuç ufalanmış peynir
sıvı yağ

Tahin hariç,ılıtılmış sıvı malzemelerin içerisinde 1 paket mayayı eritiyoruz elimizle.Şekeri,tuzu ve alabildiğince (yumuşak bir hamur olması gerekiyor) unu katıp yoğuruyoruz.Dinlenmeye alıyoruz.
Piyazlık doğradığımız soğanları sıvı yağda ölünceye kadar soteliyoruz.Biber ve domates salçasınıda katıp kavuruyoruz.Altını kapatıp peynir ve cevizide ekliyoruz.Arzu edilirse bu noktada 1 fiskede kekik koyabilirsiniz.Ben koydum....
Hamuru merdaneyle yarım cm inceliğinde açıp içerisine tahin sürüyoruz.Bir kenarından kıvırmaya başlayıp rulo yapıyoruz.Bu ruloyu kendi etrafındada döndürüp beze yapıyoruz.Yaklaşık 1 parmak kalınlığında açıp tepsimize elimizle bastırıyoruz.Üzerine soğanlı harcımızı yayıp susam serpiyoruz.180 derecede önceden ısıttığımız fırında kabarıp altıda kızarana kadar pişiriyoruz.
Afiyet olsun!
19 Nisan 2011 Salı

Arayan bulur..

   Kayseri'de bu mevsimde genelde tarla kenarlarında yetişen ''yemlik,, otunu toplamaya gitmek başlıbaşına bir eğlence ve sosyal aktivite idi.Rahmetli anneannem önde,teyzelerim ve akrabalar arkada,yemlik toplama bahanesinde bir nev-i  ''gezme,, ve ''piknik,, muhabbetimiz çok güzel olurdu.Anneannem önüne önlüğünü takar ve toplayana kadar büyük bir ciddiyetle konuşmadan o önlüğü doldurur,çene yapan bizlerede azarı basardı.O yemliği yanında getirdiği yufkanın arasına tuzlayıp sarar bize yedirirdi...Ne güzel,ne tatlı zamanlardı..O'nu çok özlüyorum...
   Her yemlik zamanı daha çok anar daha çok yad ederim.Yemliğe  Antalya'da hiç rastgelmedim.Her yıl annem bir şekilde bana birazcıkta olsa ulaştırmaya çalışır.Bu yıl ulaştıramadı ve üzüldü.
   Pazar günü işten öğleden sonra çıkınca eşimle doğada bir iki saat geçirdik.Köylerin birinde bir tarla kenarında acaba burda varmıdır? diye bakmak istedim...Aradım...taradım...bir tane bile yok...Esamesi bile yok,yok yok:))


  


    Dönüşte yinede köyün birinde gözleme eşliğinde ''organik,, ürünlerden bir tabak bulabildik:)



    Ertesi sabah işe geldiğimde Kayseri'li mesai arkadaşım elinde bir poşetle geldi...Bu yıl bana değil ama ona yemlik gelmişti:)Severmisin bilmem diye getirmişti..Aklıma bir gün önce aradığım yemlikler geldi.Poşeti açtım ve gülümsedim:)...Arayan bulur.....



                 Sevgiyle kalın...

   En sevdiğim türkülerden biri...Bu akşam eskiler,anılar pek bir depreşti...


Haberin Varmı Yar... drycold
16 Nisan 2011 Cumartesi

Ev kumpiri ve kermes..

  Patates ve türevlerini her türlü severim.Birde kalorili olmasa iyiydi:)Geçenlerde blog arkadaşlarımın birinde gördüğüm ''mantarlı patates püre,,yi kendime göre yorumladım;


   Soyup iri iri doğradığım patatesleri sütle düdüklüde haşladıktan sonra içine bir parça tereyağ ve kaşar peyniri rendesi katıp blender veya patates ezeceği ile püre haline getiriyoruz.Hafifçe yağladığımız borcama püreyi yayıyoruz.Ben doğranmış sucuk,az sıvıyağda sotelediğim mantar,içine kabuğu soyulmuş iki domatesi küçük küçük doğrayıp bir iki çevirdim.Bir küçük yeşil biberi halka halka doğradım.Mantarlı bu karışımıda yaydıktan sonra üzerine mısır serpiştirdim.Biraz fırınladıktan sonra çıkarmaya yakın bol kaşar rendesi serptim.Çocuklar çok beğendiler.dilimlerken ilk sıcağı ile dağılıyor ve tam olarak dilim olmuyor.Soğuduktan sonra dilimleyip tabakta mikrodalgada ısıtırsak daha derli toplu oluyor...Afiyet olsun.

  Bugün Hasan Subaşı parkında düzenlenen kermese Yaren'le bir koşu uğrayıp şöyle bir turladık.İşten çıktıktan sonra gittiğimiz için akşamüstü artık mamaların sonuna yetiştik.Amaç güzeldi,mamalar ve heyecanları daha bir güzeldi..Gönüllülük en güzel haliyle bu olsa gerek..






   Pişmaniyeler İzmitten gelmiş.Kapış kapış gitti.Birazda biz kaptık:)



  Ev yapımı reçeller harika görünyordu.Patlıcan,incir ve portakal reçelleri..Tercihimi çok sevdiğim incir reçelinden yana kullandım...



   ''Karagöz,,tatlısını görüntüledim.Arkamı dönüp gelene kadar bitmişti:)



   Özenilmiş,emek verilmiş...Emeği geçenlerin ellerine sağlık.

Bugün güzel bir türküyle veda ediyorum..Hüzünlü ama çok güzel..Bende hüzünlüyüm çünkü yarın çalışıyorum,çünkü yarın pazar,çünkü yarın çocuklarımla bir kahvaltı edeceğimi hayal etmiştim,çünkü geç kalkıp pazar keyfi yapacaktıııım:((


12 Nisan 2011 Salı

Yağsız sultan lokumunu denedim..

  Daha önceleri hep margarinle(hemde bir hayli) pişirilen muhallebisini  sevgili Filiz'de yağsız görünce denemek istedim.Arasına ufalanmış çokonat yerine ceviz kullanıyordum,bu daha değişik ve güzel oldu.Dün yaptım,bugün yerinde yeller esiyor:))


Malzemeler:
muhallebi için

1 litre süt
1 su bardağı un
1,5 su bardağı şeker
1 yemek kaşığı nişasta
vanilya

içi için;

1 su bardağı sütle çırpılmış krem şanti
3-4 tane çokonat(turuncu pakette)

Yapılışı:
Muhallebi malzemelerini karıştırıp koyulaşıncaya kadar karıştırarak kaynatıyoruz.Mikser veya blenderdan geçiriyoruz.Bolca hindistancevizi serptiğimiz tepsimize yayıyoruz iyice soğumaya bırakıyoruz.(Tercihen buzdolabında).Soğuduktan sonra bir bardak sütle çırptığımız krem şantiyi üzerine sürüyor,ufalanmış çokonatları serpiyoruz.Dilediğimiz ölçülerde kesip sarıyoruz.buzdolabında 1-2 saat bekletip servis ediyoruz.Afiyet olsun...

10 Nisan 2011 Pazar

Bir tutam Pazar mutluluğu..

Klasik, çalışılmış bir Pazarın öğleden sonrası..Hava günlük güneşlik.Bu güneşin altında yağmur damlalarına maruz kalıyoruz.Biryerlere gidip gitmemek arasında bizi bocalatıyor.Hiçbir durum evde kapalı kalmaya değmez diyoruz.Felaket yorgun olsam dahi,kendimi hiç iyi hissetmiyor olsam dahi,hasta olsam dahi,dahi dahi...



  Halasının kuzusu hasta biraz ama o tatlılığından bir gıdım eksilmiyor..Şiriine bu yaaa..














7 Nisan 2011 Perşembe

Amanda aman!Sticker ve aynalarım:)

   Kapımızın girişine bir duvar stickerı yapıştırma fikri uzun zamandır aklımdaydı.Gittiğim yapı markette çok fazla seçenek yoktu ama ben yine çiçeklerden yana kararımı kullandım.Eşim her nekadar ilkbaşta saçma bulup karşı çıktıysada bu sefer dediğim dedik yaptım:)..Tepkileri görünce beğenmeye başladı.Hatta ve hatta birileri söker diye endişe bile etmeye başlayıp,apartman içindeki seslerde kapı kontrolü bile yapmaya başladı hafiften:)


   Kızım Minelnur geçen hafta okul gezisi münasebetiyle İzmir İKEA'dan bu dekoratif aynaları almış hediye olarak.Tam yerine cuk oturdu.Nasılda bilirmiş anasının ne sevdiğiniii:))



3 Nisan 2011 Pazar

ve limon çiçekleri açtı..

  Blogumun ismine ilham kaynağı olan limon çiçekleri bütün güzelliği ve o muhteşem kokusuyla açmış bulunuyor.Bilmeyenler için kokusunu tarif etmenin imkanı yok.''O kokuyu ömrünüzde bir kez olsun hissetmeniz dileğiyle,,



   Birkaç gündür yoğun olarak devam eden yağmurlardan önce,sabah işe giderken evin önündeki bahçede biraz oyalandım.Sabahın o berraklığı limon çiçeklerinin kokusuyla bütünleşmiş,mutlulukların en güzelini yüreğime işlemişti..


   Haftalardan sonra bugün izinli olunca yağan yağmura,fırtınaya üzülmedim değil.Rahmete isyan etmek ne kelime!Benimkisi sadece biraz hayıflanma idi.Bu yüzden gezme işini iptal etmedik tabi.Yola çıktık ve yağmur eşliğinde yol nereye götürürse dedik yine..


   Yağmurda olsa ayrı bir güzelliği var doğanın.Yıllar öncesinde bugünkü aklımla düşünebilseydim kesin greenpeace'ci olurdum ben:)Yoldaki nerdeyse her taşı inceliyor,sisin içinde yükselen ormanlı tepeleri sanki içime çekiyorum.Yağmur olmasa durup diz boyu olmuş otların içinde yürümek,koşmak istiyorum.Baharın müjdecisi papatyalardan demetler,küçüklüğümdeki gibi taçlar yapmak istiyorum..Önceleri böyle bir duyguyu yadırgardım.Şimdi ise müthiş bir keyif ve özlem duyuyorum.Galiba yaşlanıyorum..


    Yol bizi ta Isparta'ya götürdü.Bu şehrin sakinliğini dinginliğini seviyorum.Antalya-Isparta arası güzergahın doğal güzelliğide görülmeye değer..İnternette bir yörük evinden bahsediliyordu.Gitmişken uğrayalım dedik.Çayboyu'nda eski bir yörük evini işletmeye açmışlar..












Bu güzel yörük keçelerinin resmini çekerken sevgili Mekila'yı düşündüm...Keçe deyince sen geliyorsun aklıma tatlım:)


 
    Isparta'nın çarşısında adımbaşı göreceğiniz güzellikteki renkleriyle gül ve gül ürünleri...Çekmeden geçemedim..

Eşref vakti'nin yine çok sevdiğim bir parçası..''gözlerinin yedi rengi,,


LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

instagramdayım..

Ben'ce...

Fotoğrafım
Limon çiçekleri
Antalya, Türkiye
Yaşamımızın sınırlarını hayaller belirler.Hayallerin genişliği,yaşamın sınırlarını aşsada bazen,limon çiçeklerinin o dayanılmaz ilhamı kendini buralara atmış durumda.O kokuyu ömrünüzde birkez olsun hissetmeniz dileğiyle...
Profilimin tamamını görüntüle

Google Website Translator

İzleyiciler

Facebook'tayım.

Nereden böyle?

Misafir olduklarım

Sayfalar

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Sponsors