3 Temmuz 2013 Çarşamba

Antakya-2

İtiraf ediyorum;zamansızlık ve yorgunluktan dolayı sizleri beklettim.
Hatta Antakya'yı tek postta bitireyim düşüncesi aslında yorgunluğa yenik düşmüştü ama bunu yansıtmamayı başarabilmişim:)


''Sürk,, diyorlar Antakya'ya özgü bu kahvaltılığa.Lor peyniri,biber ve kekiğin değişik,güzel uyumu.
Çarşıda o kadar çok görünce sorduk.Sormaklada kalmadık aldık.
Zeytinyağı  ve domatesle kahvaltıda lezzetini pek methettiler.
''Katık,, lı ekmeğinde üzerine sürülen anamadde imiş.Bu lezzetide merak etmeye başlamıştım ama hangi öğünde nerde soruları yine kafamda uçuşmaya başlamıştı.


Sıra gelmişti Antakya'nın meşhur ''tepsi kebabı,, ve ''kağıt kebabı,, nı tatmaya.
İnternetteki araştırmalarımızdan yola çıkarak çarşı içindeki bu kasabın bu lezzetleri en iyi şekilde yaptığını öğrendik.
Yani aslında tam mahalle işi bir servis...Bir kasaba giriyorsunuz ve yiyeceğiniz kadar kebabı gram veya kilo:) üzerinden sipariş edip arkada birkaç masa ve sandalyenin mevcut olduğu bölüme geçiyorsunuz.
Kebap hazırlanıyor ve doğru en yakın fırına gönderiliyor.Gerisi zaten bir lezzet şöleni.
Demedi demeyin,yemeden gelmeyin...


Et,çeşitli baharatlar (ama çok az) ile zırh kıyması haline gelirken ben makinayı kapıp yerimi almıştım.
İki kebapta aynı kıymadan yapılıyor.Tek fark birinin soslu,birinin sossuz olması..Ben ise çok farklı iki kebap olacağını düşünmüştüm ama ziyanı yok..İkiside birbirinden nefisti.


                                Tepsi kebabının fırına gitmeden önceki hali..


''Kağıt kebabı,, olmasının yegane sebebi sossuz olmasından mütevellit tepsiye yapışmaması için kebabın altına serilen kağıttır..Yoksa aynı kebabın sossuz hali...Ben şahsen bu noktada biraz dudak bükerekten,e aynı kebap ne farkı varmış bende farklı birşey bekliyordum diyerekten iç sesle bir dedikodu hallerine gark oldum:)


Kağıt kebabını tadarken diğerine gerek yok!Biz bunu yeriz!Hatta bir tane daha yeriz gerekirse!Nidalarıyla tepsiye gözlerimiz dönmüş bir şekilde gömülmüşken,gelen tepsi kebabını geri çevirmek olurmu?diyerekten küllüm bir ''görmemişlik,, halindeydik:))...E görmemiştikte ondan yani,yalan değil:)


Tepsi kebabıda sosunu çekmiş,tüm çekiciliği ile arz-ı endam edince yemek sonrası kendi kendimize bir ç..ş dedik içimizden..Haketmiştik:)


Yemek sonrası yine çarşıyı turladık ve aklımızda olan 2 yere gitmek üzere yola koyulduk.Bu arada Antakya meşhur olan defne ürünleriylede tüm konuklara adım başı bu ürünlerden edinme olanağını kolaylıkla sunuyor..


Etnoğrafya müzesi küçük ama harika parçalarla bu kentin tarihi ve kültürel zenginliğini gözler önüne seriyor..Birde burda böbrek sancım tutmasaydı daha bir keyif alacaktım ama Allah'tan kısa bir süre yokladı..Tatil boyuncada bu yoklamalar sıklıkla sürdü..İlaçlarla idare ettim ve yinede keyfini çıkarmaya çalıştım.Kimsenin keyfini bozmaya hakkım olmadığını düşünerek..Dişlerimi sıkarak gezdiğim dakikalar çok fazlaydı maalesef..Bu müzedeki resimleri görünce aklıma hep bu sıkıntılı dakikalarım gelecek.



Mozaikler muhteşemdi ama Gaziantep ''Zeugma,, mozaik müzesinde bunların ''ağbabalarını,, göreceğimi bildiğimden bir ön mozaik gezisi niteliği taşıyan bu müze ziyaretini rahatsızlığımdanda ötürü kısa tutmak zorunda kaldık..


O zamanlarda,böylesine olağanüstü bir sanat...
Baktıkça,dokundukça büyüleniyorsunuz..


Harbiye şelalelerini görmeden gelmek olmazdı...Şehir merkezinede yakın bu doğa harikası  yerde irili ufaklı bunun gibi birçok şelale var..


Akşam olmuştu artık..Biz çok toktuk ama planımızda yöresel yemekler yemekte vardı.
Yine hepsinin tadına bakabileceğimiz bir yeri önceden kestirmiştik.Sultan sofrası doğru olan adresti.
Nasıl yiycez sorusunu artık unutmamız gerektiğini düşünüp ''yememiz gerek,, düsturuyla hareket edecektik.Ertesi gün Gaziantep'e doğru yola çıkacaktık çünkü.Rabbim affetsin.


Çok nezih,temiz,güleryüzlü personeliyle es geçilmemesi gereken bir mekan.Vedat Milor ve Mehmet Yaşin'i nasıl ve hangi şartlarda ağırladıklarını anlatırlarkende doğallıklarını sonuna kadar korudular...Biz olayımızı anlattık;..Yani o kadar çok yiyoruz ve yedikki dedik,tokuz ama bu lezzetleride tatmak istediğimizi,ama hangi ölçülerde ve hangileri olacağına siz karar verin dedik ve restoran sahibinin sevimli sempatik kızına bıraktık kendimizi..Herşeyden azar azar..


''Ekşi aşı,, çorbasıyla başladık.Antep'in analı kızlı yemeğini anımsatan,içinde küçük bir içli köfte,küçük bulgur köfteleri,nohut,patlıcan olan sulu bir çorba.Hafif ekşimsi ve çook güzel:)


.''Babagannuş,, ve ''humus,, zeytinyağı,nar ekşisi kombini ile harikaydı.Özellikle humus.Ben çok sevdim


Salatalar çok taze..


''Kaytaz,, ve ''ıspanaklı,, börek süper ama içli köfteleri ''oruk süper ötesiydi..Yağda değil,fırında kızarıyormuş..
Bu arada sabah için güzel bir yöresel kahvaltı yapıp yola çıkma niyetindeydik..Sultan sofrasının şirin ve sıcakkanlı sahibesi bize şehir merkezinde böyle bir kahvaltıyı bulamayacağımızı söyleyince üzüldük.
Arabanız varsa 10 km. kadar şehir dışında ''Karaksı,, köyüne gidin.Orada ''Osmanlı,, diye kahvaltılık bir mekanın olduğunu ve yöresel bir köy kahvaltısı yapabileceğimizi söyledi...Buraya kadar gelmişken öyle sıradan bir zeytin-peynir kahvaltısı yapmamak istiyorduk.

Navigasyonumuz sağolsun bize köyün yolunu sabah sabah düzgün bir şekilde mahmurluğa kapılmadan gösterdi.Her ne kadar kendileriyle pek aram iyi olmasada,bayan sesi ''Eda,, nın sağa dön,sola dön emirlerine gıcık olsamda (ki eşim Eda'nın bir dediğini iki etmiyor:))..Köye vardık.
Köy içinde ''Osmanlı,,yı bulmamız zor oldu.Hatta bir ara geri dönmeyi dahi düşündük..Sinirlerim bozulmuştu ve atlattığımız ufak kazanında tesiriyle kendimize nasıl kızıyordum anlatamam..Biz delimiyiz böyle ne işimiz var taa buralarda bilmediğimiz köylerde diye..
Sonunda köyden bir bayan arabamıza binerek bize yolu gösterdi.Uzaktan pekte faal görünmeyen,çardaklar olan doğal bir yerdi...Çokta matah değilmiş dedi içses:)
Dışses ise buraya kadar geldik geri dönmek olurmu..hihi:) diyerekten geçiştirmeye çalışıyordu...

Oturduk.Biz neyiniz varsa hepsinden biraz istiyoruz dedik..Odunda semaverli çayımız geldi.Açıkçası beklentilerimizi çok yüksek tutmamaya çalıştık ama sofraya gelenleri gördükçe her seferinde birbirimize bakmaya başladık.



                              Tereyağda tandırda peynir eritmesi,


                                      Zeytinyağlı süzme yoğurt tadında nefis birşey..


                                                             Taze zahter salatası..


                                                   Sürk..


                                                Zeytin salatası..


                                                        Katıklı ekmek,bal-tereyağ


Artık çömlekte pişen köy yumurtası,tandır ekmeği,gözlemeler,zeytinleri ve peynirleri gösteremiyorum çünkü o kadar acele etmiştikki,resim çekme işini herkes birbirinin üzerine atmaya başladı ve makinayı en sonunda bir köşede terk eyledik:)..Tabiri caizse yumulduk:)..Bu sofra tamamlanamadan resimlenmiş oldu..
Tek kelime ile bu kahvaltı tüm tatilimizin number one'ı olmuştu.Herşey o kadar lezzetli ve güzeldiki..
Yolda atlattığımız onca şeyi bir çırpıda unutturuverdi..
Unutun bundan önceki yazdıklarımı,fotoğraflarımı..Kesinlikle! ama kesinlikle Karaksı köyünde ''Osmanlı,, kahvaltı evinde bu kahvaltıyı yapmadan gelmeyin iki elim yakanızda olur:)Sonrasında gelen komik üstü ucuz fiyatlada pes dedik.Bu kadar kahvaltıyı zaten bitiremedik ve sadece 35 lira ödedik.Gidenlere bir küçük not olsun.Biz hatta şaşkınlığımızdan bu kadarmı sadece? dedik yani..



Tandır ekmekleri nasıl yapılıyor diye hanımlara bir uğradım.Resim çekeceğim diye sağolsunlar hemen yapıverdi..Gerek yok dediysemde,yoookk!yaparız hemen deyip yapıştırdılar tandırın içine ekmeklerini.





Bunlarda ikramımız deyip paketleyip ekmekleri elime verdiler..Nasıl anlatayım bilmiyorum.Gaziantep'e varana dek hatta eve gelene dek desem daha doğru olur,bu kahvaltı dilimizden düşmedi.İyikide gitmişiz.İyikide kendilerini tanımışız..Burdan kendilerine çooook teşekkür ediyorum ve Gaziantep'te buluşmak üzere deyip veda ediyorum..

10 MUHTEŞEM YORUM..:

Zeugma dedi ki...

Şahane bir tanıtım olmuş.
Gecenin şu saati atlayıp oralara gidesim geldi resmen..
Görseller mükemmel...

İlgili adresler not edildi.
Teşekkürler..
Keyfiniz bol olsun..
İyi gezmeler...

Rümeysanın Elleri dedi ki...

S.a.arkadaşım öncelikle çok geçmiş olsun .oraları hasta hasta gezmek zor tabi ama gördüğün için de memnun oldum.
Benim canım memleketim....
İnşALLAH hemşerilerim güzel ağırlamıştır sizler.Geziden de memnun kalmışsınızdır.
sevgilerimle...

Nes-Kayfee / Nesli dedi ki...

Ne güzel bir paylaşım olmuş teşekkürler, bu arada geçmiş olsun canım kendine iyi bak

Nehir Butik Pasta dedi ki...

soluksuz okudum nerdeyse arabada yanınızdaydım burdan hayır dönmeyin oraya kadar gitmişken dedim :)
ama ağrının olduğu kısımları okurken üzüldüm :( dikkat et kendine
öpüyorum seni çok ve antep gezisini bekliyorum sabırsızlıkla

pelince dedi ki...

En kısa zamanda darısı başımıza inşallah :) 2 senedir niyet ediyorum ama olmuyor.. Harika yemekler harika lezzetler..

Adsız dedi ki...

iyi hos herseyde birgun yoresel yemek yiyecez diye mide zafiyeti gecireceksiniz allah korusun optum

Adsız dedi ki...

Adimi yazmayi unutmusum sakinr

Adsız dedi ki...

yalnız bende pöç kasabının tahtasının kirine takıldım.
Afiyet olsun.

SUNA

Oglak Kizlari dedi ki...

Keyifle takip edeiyorum.
Süper.
Afiyet olsun. darısı başımıza.

Takipçi anne

LA SORELLA NİKAH VE BEBEK ŞEKERLERİ dedi ki...

Havva hanım
Seneye bütün Antalyalı
bloggerlar gitsek.
Ne güzel olur.Siz ve Mine hanım
rehberlik yapar.
Sevgilerimle

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

instagramdayım..

Ben'ce...

Fotoğrafım
Limon çiçekleri
Antalya, Türkiye
Yaşamımızın sınırlarını hayaller belirler.Hayallerin genişliği,yaşamın sınırlarını aşsada bazen,limon çiçeklerinin o dayanılmaz ilhamı kendini buralara atmış durumda.O kokuyu ömrünüzde birkez olsun hissetmeniz dileğiyle...
Profilimin tamamını görüntüle

Google Website Translator

İzleyiciler

Facebook'tayım.

Nereden böyle?

Misafir olduklarım

Sayfalar

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Sponsors