20 Ekim 2013 Pazar

Edirne usulü yaprak ciğer..

Bir bayram postu bile yazmadan ne yüzle güzel dileklerle bayramdan bahsedilir bilmem:)
İtiraf etmeliyimki,pek bayram şenliği yaşayamadığım için olsa gerek böyle allandıra ballandıra bir yazı yazmayı kendime yakıştıramadım..
Ben çalıştığım için bayramda ev ahalisinide eve hapsetmiş oldum..Yoksa bizi buralara bağlayan birşey yoktu.9 günü evde çatır çatır yemenin hazzınımı yoksa sıkıntısınımı yaşadılar bilemedim.
Sormadımda..Çalışmasaydım burda olurmuyduk?...%1.000.000 hayır:)..Şikayet eden oldumu?..Hayır..
Eh özel sektörde,birde turizmde çalışmanın dezavantajlarını böyle günlerde konsantre bir şekilde hissedincede her seferinde kahır dolu sözleri üstü kapalı estiriveriyorum..
Yinede sık sık yaptığım memleket kaçamaklarını pervasızca gerçekleştirmenin rahatlıklarını düşünüp halime şükredip uzun süre sıla özlemi çekenlere haksızlık ve nankörlük etmek istemiyorum..
Seneye kısmet olur inşAllah..

Her bayram,kimselerin gelmeyeceğini bile bile yine kendimi paralarcasına yaptığım bayram temizliği ve ikramlıkları kendimize saklayıp herseferinde neden yaptığımı bilmeden evdekilerden ''gördünmü? ne gerek vardı?,, sözlerini bir kulağımdan sokup öbür kulağımdan çıkarıyor olmamın bir ifadesinide henüz bulamadım:))..
Kapıya gelen çocukların şekerleri,misafirlerin çikolataları özenle şekerliklere konulup,tatlı ve ikramların tabak ve sunumları dahi arefe günü hazır edilip seyirlik halde bekleyince üzülüyor insan..
Birkaç aile büyüğümüz dışındada ziyaret edilecek kimse olmayınca öyle bitiyor işte..
Aslında gidilecek çok arkadaş çevresi varken Kayseri'deki gibi yoğun bir bayram ziyareti geleneği bizim çevremizde olmayınca bizdede öyle bir mecburiyet hissi olmuyor..Üzücü ama öyle..


Bayram sofralarımızdan tek bir görüntü..Ciğer zaten evdekiler tarafından pek yenmeyince zaten hiç alınmaz bizde.Bayramdada eve bile gelmeden kesim yerinde ya bırakılır yada hemen dağıtılır..O kadar ciğer sevmeme rağmen ne diye kendimede pişirmem aslında bilmem..
Bu sefer hayır dedim ve sırf kendim bile yiyecek olsamda yapmaya karar verdim.
Edirne'de yediğimiz gibi..Yaprak ciğerleri una bulayıp kızartarak..Yanında kuru biber kızartmam yoktu ama soğan salatasıyla idare ederek..Ben ciğerleri ince ince doğrarken mutfağa bile uğramamayı yeğlediler..İşten döndüğümden dolayıda acıkmıştım.Başkacada bir alternatif sunmadım bu sefer:))
Kızartırken bir bir mutfağa girilmeye başlandı:)
Sofranın kurulmasına yardımcı olundu..Güzel oluyor herhalde demeler başladı:))
Sonunda 4 kişi olarak sofraya oturduk.Hemde hiç zorlamadan,davet etmeden:)
Tabak bitti..Böylecede bizdeki ciğer önyargısı ve ambargosuda delinmiş oldu:))

Püf noktalarını netten araştırarak yaptığım Edirne usulü yaprak ciğer sadece ince dilimleme konusunda başarısızdı biraz..Yani daha ince dilimleyebilirmişim ama bunu yaparken elinize çok inceymiş gibi gelen parçalar una bulanıp kızartılınca daha kalın oluyor sanki..
Öncesinde ciğeri zarından ve sinirlerinden arındırıyoruz.
Yaprak şeklinde dilimlediğimiz ciğeri  3 defa çok iyi şekilde yıkayıp suyunu süzdürüyoruz.Bu aşamada sütte bekletenler varmış ama Edirneli ustalar orjinalinde böyle birşey olmadığını yazıp söylüyorlar.
Tuzlayıp gazete kağıdına döktüğüm una ciğerleri atıp gazete kağıdıyla birlikte sallayıp unluyoruz..
Fazla unu bir süzgeçle eleyip orta ateşte kızdırılmış yağa atıp 2,5 dakika kızartıyoruz..Bu süreyi ben fazla tutunca istediğimden biraz daha kuru yaprak ciğerler oldu ama siz bu süreyi aşmayın.
Kağıt havlu üzerine aldığımız ciğerlerin yanında makbul olan kuru acı biber kızartması..Yoksa bir soğan salatası ve acı biber turşularıyla idare edebilirsiniz..Afiyet olsun.

Ne güzel bir şiir..



4 MUHTEŞEM YORUM..:

siyah kuğu dedi ki...

Edirne ciğerinin püf noktası yıkanmadan doğranır,pişer,kanı süzülür o kadar ,ve çok tazedir ,sizinkide harika görünüyor ellerinize sağlık.

Arzu Sözen dedi ki...

Cocuklugumdan beri en sevdiklerim arasinda on siralardadir ciger.. seninkide cok leziz gorunuyor eline emegine saglik canim bu arada gecmis bayramini kutluyor sevgilerimi gonderiyorum..

Unknown dedi ki...

Canım benim, ben can yücel'den bayram yazısı yazmıştım, copy past yapayım :

Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan...
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir;
sevmeninkini yalnızlık...

Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır.

Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp "çok şükür bugünü de gördük" diyebilmek...

Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.

Yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmuş bir ilişkiyi bitirmek de öyle...

En acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini bölmek, korktuğunda güvendiğine sarılabilmek, dara düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır.

Bir sürpriz paketinden çıkan hediye, tatlı bir şekerlemede üstüne serilen battaniye, saçlarını müşfik bir sevgiyle okşayan anne bayramdır.

"Ona güvenmiştim, yanılmamışım" sözü bayramdır.
Hiç aldatmamış, aldanmamış olmak bayram...

Yeni eve asılan basma perdeler, alın teriyle kazanılmış ilk rızkın konduğu çerçeveler, yüklü bir borcun son taksiti ödenirken sıkılan eller bayramdır.

Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi, nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram..
Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her gününüz bayram olur.
Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır.
Her gününüz bayram olsun..!

demem o ki,üzülme ,sevdiklerin yanındaysa,seviliyorsan sonsuzluk kadar,işte asıl o zaman bayram..

Ciğere gelince,ben dondurup incecik döner gibi dilimleyerek pişirmeyi hayal ediyorum.Bu şekilde arnavut ciğerini anımsattı bana.Ve acaip canım çekti bu vakitte :)
Ellerine sağlık canım.Muhabbetle..

VuslaT dedi ki...

Canım benim ciğeri çok değilsede severim hemde senin yaptığın gibi iyi kızarmış. Bence şahane olmuş ellerine sağlık..

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

instagramdayım..

Ben'ce...

Fotoğrafım
Limon çiçekleri
Antalya, Türkiye
Yaşamımızın sınırlarını hayaller belirler.Hayallerin genişliği,yaşamın sınırlarını aşsada bazen,limon çiçeklerinin o dayanılmaz ilhamı kendini buralara atmış durumda.O kokuyu ömrünüzde birkez olsun hissetmeniz dileğiyle...
Profilimin tamamını görüntüle

Google Website Translator

İzleyiciler

Facebook'tayım.

Nereden böyle?

Misafir olduklarım

Sayfalar

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Sponsors